Sosyolog Semih Turan toplumda artan şiddetin kaynağını tek tek anlattı

Yayın tarihi: 7 Şubat 2024 Çarşamba 3:12 pm - Güncelleme: 8 Şubat 2024 Perşembe 6:13 pm

Özel Haber: Nilay Göl

Türkiye’de son dönemde yaşanan peş peşe saldırı ve cinayetler gündemden düşmüyor. Artan şiddet olaylarına ilişkin TELE1’e konuşan sosyolog Semih Turan, toplumun ruh sağlığının önemli ölçüde bozulduğuna dikkat çekti. Araştırmalarda, ‘kendimi stresli hissetmiyorum’ diyen kesimin toplumun yalnızca yüzde 5’i olduğuna dikkat çeken Turan, “Yüzde 95’i az, orta ve yoğun olmak üzere stresli. Bu bahsettiğimiz stresli bireylerin yaşadığı toplumlarda bu tür olayların olması da olağan” dedi.

‘Diyarbakırlı Ramazan Hoca’nın defalarca bıçaklanarak öldürülmesi, restoranda yumruk ve tekmelerle dayak yiyen müzisyenin hayatını kaybetmesi, Esenyurt’ta tekel bayisine giren saldırganlar tarafından 2 kişinin öldürülmesi ve İzmir’de taksiye binen bir kişi tarafından taksi sürücüsünün tabancayla vurulması… Türkiye, peş peşe yaşanan bu cinayetlerle adeta sarsıldı. Toplumda infiale yol açan şiddet olaylarının azalması umut edilirken, günden güne artmaya devam ediyor.  Araştırmacı sosyolog Semih Turan, Türkiye’de yaşanan şiddet olaylarının altında yatan sebepleri TELE1‘e anlattı.

Artan şiddet olaylarının ve cinayetlerin sosyolojik arka planını konuştuğumuz araştırmacı sosyolog Semih Turan, şunları söyledi:

“Var olan ekonomik sıkıntı, adalet sisteminde, sağlık sisteminde, eğitim sisteminde yaşanan bütün bu zorluklar bizim toplumsal ruh sağlığımıza etki ediyor. Bunun da ikincil verileri var. Örneğin antidepresan kullanım oranı. 2017’de 40 milyon küsurken 2019’dan sonra 5’er milyon 5’er milyon artmaya başladı. En son 65 milyon kutuya dayandı Türkiye’de. 40 milyonlardan 65 milyonlara çıktı. Bu aslında ikincil bir veri. İnsanların da ruh sağlığının bozulduğunu gösteriyor.

Yaptığımız araştırmalarda “kendinizi ne kadar stresli hissediyorsunuz?” diye soruyoruz ve “kendimi stresli hissetmiyorum” diyen toplumun sadece yüzde 5’i. Yüzde 95’i az, orta ve yoğun olmak üzere stresli.

Elbette gündelik yaşam pratiklerimiz de değişiyor. Var olan ekonomik koşullardan dolayı kahve içmekten, sinemaya gitmekten, tiyatroya gitmeye kadar… Alıştığınız şeyler ekonomik nedenlerden ötürü değişiyor. Ve bütün bunlar bireyin davranışlarına yansıyor toplumsal olarak. Bu da kendini bazen bunalıma girmekle, bazen depresyona girmekle, bazen şiddet olarak gösteriyor. Kadın cinayetleri artıyor, trafikteki tartışmalar artıyor, şiddet haberleri her yerde yaygınlaşıyor. Aslında bu çıktılar hayatın doğal akışına uygun. Bu kadar problem yaşanırken mutlaka bunun bir yansıması olacak. Bu yansıma; sokakta olacak, tarlada olacak, fabrikada olacak, iş yerlerinde olacak. Ve bu bahsettiğimiz stresli bireylerin yaşadığı toplumlarda bu tür olayların olması da olağan.”

Kaynak: TELE1