Haber

Güldal Mumcu: Çekin tuğlaları yıkılsın duvar altında kim kalırsa kalsın

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in, Ankara'da 24 Ocak 1993'te, evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren gazeteci Uğur Mumcu'nun suikastıyla ilgili iddialarının ardından Güldal Mumcu ve Özge Mumcu sosyal medya hesaplarından dikkat çeken paylaşımlarda bulundu.

Sedat Peker 7. videosunda gazeteci Uğur Mumcu'nun suikastıyla ilgili, "Uğur Mumcu şehit ediliyor, yanına ilk gelen kim, katil en önce gelir. Mehmet Ağar, Eşine diyor ki, ‘Ben buradan bir tuğla çekersem devlet aşağı iner.’ Bu meşhur sözdür, devletin içinde yaşayanlar bunu bilirler. Uğur Mumcu, temiz adam, saf adam, tek başına bir adam. Derin PKK de var, unutmayın… Mehmet Ağar’ın yaptığı tüm işler kendi cebi içindi, yav bana işadamını arattırıyorlardı PKK’ye para veriyor diye. Yav abi bu adam Çorumlu nasıl PKK’li olur deyince, yav para veriyormuş diyor… Sonra biz adamı arıyoruz, bu gidiyor çantayla para alıyor. Diyarbakır’da çocukların babalarına dışkı yedirilip o eziyet edilmeseydi, yav öldür adamı onu yapacığına, arama yapıyorsun kadını soyup, çocuğu görüyor. Bizim içimizdeki bir kaç aptal yüzünden. Bir de para lordları, uyuşturucudan silahtan beslenen. Uğur Mumcu, terörü yazıyor ama terörden beslenenleri yazınca adamı tak şehit ettiler." ifadelerini kullandı. Sedat Peker Uğur Mumcu suikastıyla ilgili ne dedi?  TIKLAYIN

GÜLDAL MUMCU: ÇEKİN TUĞLALARI YIKILSIN DUVAR...

Peker'in açıklamaları sonrası Uğur Mumcu suikastı yeniden gündeme oturdu.  Güldal Mumcu, "Senelerdir Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılması için kim ne biliyorsa anlatsın, işin ucu kime dokunuyorsa dokunsun dedik. Bu görüşümüzü korumaya devam ediyoruz. Çekin tuğlaları yıkılsın duvar altında kim kalırsa kalsın" açıklamasında bulundu. Uğur Mumcu'nun kızı Özge Mumcu Aybars da, Peker'in Uğur Mumcu suikastıyla ilgili iddialarının ardından Twitter hesabından babası Uğur Mumcu'nun şu sözlerini hatırlattı: Bir ülkede devletin güvenliği ile hukukun güvenliği eşanlamlıdır. Devlet güvenliği adına hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması, demokrasi ve hukuk devleti için ilerde onarılmaz yaralar açar. Bu gibi dönemlerde, daha soğukkanlı olunmasında sayısız yarar bulunmaktadır. Dikkatler, gazetelere ve gazetecilere değil, saldırgana ve saldırganın örgütüne çevrilmelidir. UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı tarafından çıkarılan ‘İçimden geçen zaman’ adlı kitapta, Güldal Mumcu, eşi Uğur Mumcu’nun katledilmesi ardından yaşadıklarını yazmıştı.

"KUSURA BAKMA GÜLDAL YAPAMAM"

Kitapta Mumcu, Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Ülkü Çoşkun’un bilgisine başvurmak üzere evine geldiğinde, “Güldal Hanım üstüme gelmeyin. Namus borcumuz dediler, bugüne kadar hükümetin hiçbir üyesi dosyanın ne olduğunu bana sormadı. Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse çözer” dediğini aktarmıştı. Coşkun ile DGM’de de karşılaştığını belirten Güldal Mumcu, Coşkun’un burada da kendisine, ““Bana olayı aydınlatmam konusunda yazılı emir verilirse olay çözülür” dediğini belirtmişti. Güldal Mumcu’nun evinde geçen görüşmede yaşanan diyalog, kitapta şöyle yer almıştı: Güldal Mumcu: “Karşımıza sürekli engeller çıkarılıyor. Bir duvar örülüyor sanki.” Mehmet Ağar: “Evet Güldal bir duvar örülüyor.” Güldal Mumcu: “O zaman bir tuğla çekin duvar yıkılsın.” Mehmet Ağar: “Çekemem.“ Güldal Mumcu: “Tuğlayı çekin kenara çekilin.“ Mehmet Ağar: “Yapamam, onu da yapamam." Güldal Mumcu: “Soruşturma için yeni bir ekip kurulmasını sağlayabilirsiniz belki.” Mehmet Ağar: “Kusura bakma Güldal yapamam.” Mehmet Ağar ise Meclis'te komisyona verdiği ifadede, “Yok böyle bir şey. Söylene söylene doğru gibi oldu. Ben böyle bir şey demedim. Mumcu'nun katilini yakalamaktan daha fazla şan, şeref kazandıracak ne olabilir?” diye konuşmuştu.