İHSAN DEMİR
26 ayrı suç kaydı bulunduğu açıklanan Yunus Emre Geçti, gazetecilerin önünde bir çöp torbasına konularak adliyeye çıkartıldı ve ardından tutuklandı.
Savcılık ise hazırladığı iddianamede Geçti hakkında "Ağırlaştırılmış müebbet hapis" istemi ile iddianame hazırlayarak mahkemeye gönderdi.
Buraya kadar her şey bildiğimiz ve olması gerektiği gibi.
Gerçekten Şeyda Yılmaz'ı Yunus Emre Geçti mi şehit etti?
Yoksa Şeyda Yılmaz ve olayda yaralanan diğer kadın polis memuru bir suç makinasının önüne atılarak şehit mi edildi?
Önce olayın akışını soruşturma dosyasında geçtiği gibi anımsayalım..
Yunus Emre Geçti bir motoksiklet hırsızlığı nedeniyle savcılık talimatıyla gözaltına alınarak Dudullu Polis Merkezi'e götürülmüş, hakkında hukuki işlem başlatılmıştı.
Yani polis merkezine getirilerek kimlik tespiti yapılan Yunus Emre Geçti'nin 26 suç kaydı olduğu ortaya çıkmış, üstelik adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış ancak imza vermeye de gitmemiş bir suç makinesiydi.
Her nedense bu suç makinesi nezarette tutulmak yerine Dudullu Polis Merkezi'nde ifadesi alındıktan sonra polis merkezinde hakkında başlatılan soruşturmada evrakların tamamlanmasını bekliyordu.
Sulh Ceza hakimliğine verdiği ifadede, annesinin sesini duyduğu için karakolun duvarında atlayarak caddeye çıktığını buradan da minibüse atlayarak uzaklaştığını söyledi.
İfadesine devamla evine giderken hasımları ile karşılaştığını kendisine saldırarak parasını aldıktan sonra dövmeye başladıklarını iddia etti. Bu esnada yerde gördüğü bir silahla kendisini korumak için ateş etmeye başladığını üniformalı
kimseye ateş etmediğini ileri sürdü. Sonrasını biliyoruz.
Ya bilmediklerimiz...
En alttan en tepeye uzanan Şeyda Yılmaz'ı suç makinasının önüne atan gerçekler ne?
Şeyda Yılmaz, 8 aylık polis memuruydu. Asaleti onaylanmamıştı. Yani henüz bir polis adayıydı.
Hırsızlık suçlamasıyla savcı talimatıyla gözaltına alınan, 26 suç kaydı olduğu karakoldaki GBT taramasında ortaya çıkan bir suç makinesi ifadesi alındıktan sonra neden nezarete alınmadı?
Üstelik adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı ancak polis merkezine imza atmaya gitmediği ortaya çıktığı halde..
Karakol amiri şüpheli Yunus Emre Geçti'nin polis merkezinden kaçtığını neden Ümraniye Asayiş Büro'suna ve Asayiş Şubesine haber vermedi?
Yunus Emre Geçti'nin karakoldan kaçışı yakalama kararı veren savcıya neden bildirilmedi?
26 suç kaydı olan, hırsızlık suçlamasıyla ve savcı talimatıyla gözaltına alınan ve bunlara rağmen Polis Merkezi'nden kaçan Yunus Emre Geçti'yi yakalamak için özel tim veya ilçe asayiş polisi yerine asaleti onaylanmamış 8 aylık polis memuru Şeyda Yılmaz ve olayda yaralanan diğer kadın polis memurunu kim olay yerine gönderdi?
Üstelik Şeyda Yılmaz ve diğer kadın polis memuru K.H.S. olay yerine polis aracı ile değil kendi özel araçları ile gönderilmişti.
Bu yaşananlardan anlaşılan o ki, Dudullu Polis Merkezi'nde veya sıralı amiri üst üste yaptığı hataların bedelini Şeyda Yılmaz ve diğer kadın polis memuruna ödetmek istemiş.
Sonuçta henüz asaleti bile onaylanmamış gencecik bir polis memuru şehit edilmiş, diğeri ise yaralanmıştı.
Ancak olay bu kadarla da sona ermiş değil.
Katil zanlısı yakalandıktan sonra neden çöp poşeti içine sokularak adliyeye çıkarıldı, bu kimin fikriydi?
Bu tür uygulamaların yargılama aşamasında sanıkların lehine kullanılacağı neden akıl edilemedi?
Kolluk gücünü güçlü göstereceğiz diye hangi duruma düşürdüğünüzü ne zaman anlayacaksınız?