Pınar Gültekin'i canice katleden Cemal Metin Avcı'ya ağırlaştırılmış müebbet
Muğla'da, üniversite Öğrencisi Pınar Gültekin’i boğarak öldürdükten sonra cesedini bağ evindeki varile koyup yakan, üzerine de beton döken katil Cemal Metin Avcı'ya ağırlaştırılmış müebbet verildi. Cemal Metin Avcı'ya verilen ceza "haksız tahrik indirimi" uygulanarak 23 yıl hapis cezasına çevrildi.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4'üncü Ceza Dairesi, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğrencisi Pınar Gültekin’in cinayete kurban gitmesiyle ilgili davada kararını verdi.
Mahkeme, Sanık Cemal Metin Avcı hakkında, “Canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme” suçundan haksız tahrik hükümleri uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme kararı "haksız tahrik indirimi" uygulayarak 23 yıl hapis cezasına çevirdi.
Mahkeme ayrıca Cemal Metin Avcı’nın Kardeşi Mertcan Avcı hakkında da “Suç delillerini gizleme, değiştirme ve yok etme” suçundan dört yıl hapis cezasına hükmetti. Cemal Metin Avcı’nın Annesi Ayten Avcı, Babası Selim Avcı, boşandığı Eda Karagün ve Ortağı Şükrü Gökhan Orhan'ın ise beraatine karar verildi.
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ve Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı kararı istinafa taşıdı.
ANNE GÜLTEKİN'E DAVA
Pınar Gültekin'in Annesi Şefika Gültekin, psikolojisi iyi olmadığı için duruşma salonundan ayrıldı. Şefika Gültekin hakkında 14 Şubat tarihinde görülen duruşmada Cemal Metin Avcı'ya yönelik, "Seni öldüreceğim, öldüreceğim köpek. Sen niye orada konuşuyorsun köpek" sözleri nedeniyle dört yıl dört ay hapis cezası talep edilerek hakkında dava açıldı.
Mahkemeye heyeti tarafından son sözleri sorulan Sıddık Gültekin ise kızının diri diri yakıldığını belirterek, "Bu cani yalnızca kızımı değil, hepimizi yaktı. Yerel mahkeme Adli Tıp’ın verdiği, 30 tane kamu görevlisinin imzası olan raporu göz önünde bulundurmuyor ama nedense bir canavarın söylediği sözlere hep inandılar. En ağır ceza neyse onu almasını istiyoruz" dedi.
'İLK MAHKEMENİN GEREKÇELİ KARARI BİR HUKUK GARABETİDİR'
Duruşmada söz alan Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, ilk mahkemenin gerekçeli kararında geçen, 'Avcı'nın, profesyonel sağlık personeli olmadığı gözetildiğinde, Gültekin'in boğazını ölümü gerçekleştirecek nitelikte kırık oluşmasına neden olacak kadar sıktıktan sonra henüz ölmemiş olduğunu bilemeyebileceği' ifadesini eleştirdi. Epözdemir, söz konusu gerekçeli kararı 'hukuk garabeti' olarak niteleyerek, "O zaman bundan sonra her diri diri yakılma olayında, 'Bu kişi profesyonel sağlık personeli değil' diyerek hafifletici hükümlere gidilsin, böyle bir hukuk anlayışı mümkün olamaz. Bu kanunlar sadece profesyonel sağlık çalışanları için değil, tüm vatandaşlar için geçerli" dedi.
Epözdemir, Cemal Metin Avcı'nın içerisinde ateş yanan varili salondan evin bahçesine tek başına taşıdığını iddia ettiğini, ancak adli tıp raporuna göre elinde yanık olmadığını belirterek, "Öldürüyor, varile koyuyor, odun koyup benzin döküp, yakıyor, üzerine beton döküyor ve 162 kiloluk varili tek başına arabaya yükleyip, götürüp nehre atıyor. Böyle bir şey mümkün değil, yanma sırasında kardeşi Mertcan Avcı'nın da olay yerinde olduğunu HTS kayıtlarından biliyoruz, dosyada da mevcut. Cemal'e yardım etmemiş olması mümkün değil. Güya abisine varili soruyor ve Cemal Metin Avcı da işletmesindeki bozuk kokoreçleri getirip yaktığını söylüyor. Gidip çöpe atmak yerine kokoreçleri işletmeye oldukça uzak bir noktadaki bağ evinde yaktıklarına inanmamızı bekliyorlar. Ne bu, ayin mi? Kokoreç yakma ayini mi?" ifadelerini kullandı.
'OLAN BANA OLDU'
SEGBİS aracılığıyla savunması alınan Cemal Metin Avcı ise cinayeti planlayarak işlediği iddialarını reddederek, "Yayla evinin bahçe duvarı bile yok, ana yola sıfır bir yer. Planlasam burada mı işlerdim? Nasıl bir planlama yapmışım, ben de anlamadım. Ben birini planlayarak öldürecek olsam mobese kameralarının olduğu yerden neden bir şey alıp evime götüreyim? Planlamadığım buradan belli. Yaktığım sırada ise asla canlı değildi, boğdum, öldürdüm, asla nefes almıyordu. Cinnet denen şey hayatın bir gerçeği. Tabi ki pişmanım, keşke böyle bir şey olmasaydı. Çok pişmanım ama olan oldu, ancak olan bana oldu. Rezil oldum, hayatım bitti. Bana tecavüz edildiğini tüm Muğla öğrendi. Ben sanki caniymişim, vampirmişim gibi anlatılıyor. Böyle değil, bana şantaj yaptı, bana yaptığı şantajı başkalarına da yaptı. Eşimden ve işimden oldum. Bana öldürme olayında da kimse yardım etmedi. Keşifte de olayı tek başıma yaptığımı kanıtladım, varili tek başıma taşıdım" ifadelerini kullandı.
Cemal Metin Avcı'nın savunmasını yaptığı sırada kullandığı ifadeler nedeniyle mahkeme başkanı, "Kimseye kişisel olarak saldırıda bulunmadan savunmanı yap" diyerek uyardı.
'DAHA ÖNCE YANIK CESET KOKUSU MU DUYDUM Kİ KOKOREÇLE AYIRT EDEBİLEYİM?'
SEGBİS aracılığıyla savunması alınan diğer sanık Mertcan Avcı ise olay tarihine dek 7 senedir İzmir'de öğrenci olduğunu ve Muğla'ya pandemi dolayısıyla gittiğini belirterek, "Abimin Pınar'la ilişkisinin olduğunu bile bilmiyordum. Bağ evi atık bir yer değil, sürekli gittiğimiz, özellikle benim haftada 3-4 kere gittiğim, bahçesinde arkadaşlarımla oturduğum bir yer. Benim cinayet olayından hiçbir şekilde haberim yoktu. Daha önce de o varilde çöp yakıldığı çok oldu. O yüzden varili görünce hiçbir şeyden şüphelenmedim. Ben daha önce yanık ceset kokusu mu duydum ki; kokoreçle ayırt edebileyim? 'Abim acaba ceset mi yakıyor, diye varilin içine mi bakacağım? Benim hiçbir şeyden haberim yoktu, beraatimi talep ediyorum" dedi.
https://tele1.com.tr/ogretmene-cinsel-istismardan-hapis-cezasi-referans-olan-eski-vekile-suc-duyurusu-803023/