CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için dün Adalet Bakanlığı önüne çadır kurarak nöbet tutmaya başladı.

Sabah saatlerine kadar Adalet Bakanlığı önünden ayrılmayan Tanal, polislerin kendisine müdahale ettiklerini, kitaplarını alıp çadırını çekerek kırılmasına neden olduklarını ve röportaj vermesinin engellendiğini söyledi.

"EMNİYET MENSUPLARI ÇADIRIMI ÇEKERKEN ÇADIR KIRILDI"

Tanal yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Dün akşam saat 6.30'dan 30'dan itibaren özgürlük ve adalet nöbetini tutuklu bulunan gençler ve öğrenciler için Adalet Bakanlığı önünde tutmaya başladık. Ancak biz burada bu özgürlük ve adalet nöbetine başlamadan önce hava koşullarının yağmurlu olması nedeniyle çadırımı getirmek zorunda kaldım. bu çadırda bu kitaplarımın ıslanmaması ve benim ıslanmam için bunları çadıra koydum ve emniyet mensupları tarafından efendim bu kitapların suç unsuru olarak görerek ve bir yandan çadırımı çekiştirerek ben de çadırımı çekerken ellerinden kurtarmak için uğraşırken çadır kırıldı. 

"POLİSLER KİTAPLARI ALDI"

Van'da deprem Van'da deprem

Bu kitapları da polisler aldı. Biz ellerinden alarak arabama koyduk. Bu kitaplar nedir? Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasası, Türk Ceza Kanunu Ceza Muhakeme Kanunu bu kitap hükümlülerin el kitabı haklarını belirten el kitabı, infaz kanunu ceza infaz kanunu, anayasa hukuku, ceza kanunu ceza muhakeme kanunu. Şimdi düşünebiliyor musunuz, güya karakolların girişinde emniyet mensupları temel hak ve özgürlüklerin güvencesi deniliyor bu ülkede. Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasasını, meclisin çıkardığı bu kanunları şüpheli ve yasaklı listesine emniyet mensupları koymuş durumda.

"İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA SESLENİYORUM..."

İçişleri Bakanlığı'na sesleniyorum; burada emniyet mensuplarının dün akşam Anka Haber Ajansı’yla yapacağım röportaj emniyet güçleri tarafından hukuksuz bir şekilde engellenmiştir. Bir milletvekili olarak anayasal hakkım olan siyasi çalışmam emniyet mensupları tarafından fiilen yasaklanmıştır. Sadece bir milletvekilinin değil aynı zamanda basın mensubunun haber alma ve haber yapma özgürlüğünün de yani basın özgürlüğünün açıkça da ihlalidir.

MÜLAKAT MAĞDURU ÖĞRETMENLERDEN TANAL'A DESTEK

Gece saatlerinde ise, Tanal'ın, Adalet Bakanlığı önünde tutuklanan öğrencilerin serbest kalması için başlattığı adalet nöbetine mülakat mağduru öğretmenlerden destek geldi. Öğretmenler adına yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: 

"Bizler de mülakat mağduru öğretmenler olarak bugün hak ve hukuk için buraya geldik. Adalet arayışında 156 gündür buradayız. Bizler 4 Kasım'dan beri Milli Eğitim Bakanlığı önünde hakkımızı arıyoruz yaklaşık 5 ay oldu. Sürekli oturma eylemleri yapıyoruz. Milli Eğitim Bakanı ile görüşmeye çalışıyoruz fakat hiçbir şekilde bizi muhatap almıyor. Elimizde mahkeme belgeleri de var. Mahkeme de bize hak verdi. Yürütme durdurma kararları da çıktı. Ama hala Milli Eğitim Bakanlığı, bizim hakkımız olan 1611 öğretmen ek atama hakkını vermiyor. Buradan kendisine sesleniyoruz: Bizler mülakat mağduru öğretmenler olarak hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz. 5 ay değil, gerekirse 5 yıl mücadele ederiz. Hakkımız için buralardayız. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı önünde gerek Adalet Bakanlığı önünde bizler de hak araşına devam edeceğiz." 

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise şöyle konuştu: 

"İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 28. maddesi, 'mahkeme kararları herkesi bağlar' diyor. Yürütmeyi, yasamayı ve yargıyı herkesi bağlar. Anayasamız da bunu, kanunlarımızda da bunu söylüyor. Bunu uygulamayan bakanlık suç işliyor. Öğrencileri tutuklayan ve tutuklama kararı nedeniyle Silivri Cezaevi'nde bulunan o öğrenciler, eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Ama mahkeme kararlarını uygulamayan yöneticiler, keyfi bir şekilde toplum arasında dolaşıyor. Asıl tutuklanması gereken, mülakat mağduru arkadaşlarımızı mağdur edenlerin, şu anda anayasa ve yasa uyarınca cezaevinde olması gerekirken, o masum olan çocuklar cezaevinde. Onun için bu çifte standart olan hukuku şiddetle kınıyorum. Bu mülakat, bu ülkenin baş belasıdır. Kayırmacılığın asıl sebebi, torpilin asıl sebebi, parti devletinin asıl sebebi bu mülakat sınavlarıdır." 

İDRİS ŞAHİN DESTEK İÇİN GELDİ

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımıcı İdris Şahin'den eyleme destek geldi. Adalet arzusunun kalıbına sığmayan bir arzuya dönüştüğünü vurgulayan Şahin şöyle konuştu: 

"Meclis'ten buraya gelirken önce Mahmut Bey'in bu eylemi başlattığını duydum. Sonra Ayşe Ateş bugün aramızda aslına bakarsanız son yıllarda yargının nasıl siyasallaştığını, maddi gerçeğin ortaya çıkartılması için bir annenin evlatlarıyla birlikte feryadına duyarsız kalan bir yargı sisteminin ne halde olduğunu göstermek adına bugün son derece anlamlı bir eylem gerçekleştiriyor. Biz buradan zamanında Mahmut Bey'le birlikte çalıştığımız yakın çalışma arkadaşımızdı Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç'a sesleniyoruz, daha ne olması lazım? Ankara'nın ve Türkiye'deki vatandaşların adalet çığlığı Adalet Bakanlığı'nın yanı başında duyulmuyorsa, illaki bunu duyurmak için okyanus ötesinden Trump'tan mı ses gelmesi lazım? Veyahut da Almanya'dan mı talep gelmesi lazım? Bugün oldukça büyük mağduriyetler yaşanıyor cezaevlerinde, hapishanelerde hasta hükümlüler açısından, tutuklular açısından artık her gün adli tıp önünde, hastaneler önünde gelip giden mekik dokumalar bir Mahir Polat örneğini işte son günlerde yaşıyoruz. Önceki gün, bir annenin epilepsi hastası evladı 15 yaşında bırakılıyor ve hayatını kaybediyor. Bunları bizim iktidarımız duymayacak, bizim ülkemizi yönetenler duymayacak, adalet dağıtanlar duymayacak da kim duyacak? Dolayısıyla bugün bu yağmurlu havada eğer Ankara'da bir duyarlılık oluşturabilecek bir eyleme paydaşı olmak varsa, adalet hatlarına atılan bu adımda son derece büyük bir bahtiyarlık duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Kaynak: HABER MERKEZİ