CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Efes Selçuk Belediyesi işletmesinde olan Meryem Ana Evi otopark gelirlerinin belediyeden alınıp Tarım ve Orman Bakanlığı’na devredilmesine karşı belediye ve vatandaşların başlattığını nöbete katıldı.

Özel buradaki konuşmasında şunları söyledi: 

Kahramanmaraş'ta 210 deprem kaydedildi! Uzmanlar uyarıyor Kahramanmaraş'ta 210 deprem kaydedildi! Uzmanlar uyarıyor

“Selçuk Belediyemizin kıymetli emekçileri bir süredir burada bir mücadele, bir direniş sürdürüyor. Bu mücadelenin adı, aslında AKP’nin, CHP’nin 31 Mart’ta kazandığı başarıyı hazmedememesidir. Ve bugün yaşanan, o sürecin bir parçasıdır. Bundan önce her girdikleri seçimden birinci parti olarak çıkmakla övünenler, seçim birinciliğinin kendilerine her imkanı verdiğini, geçmişlerini temize çektiğini, gelecekle de ilgili tam bir meşruiyet alanı yarattığını düşünüyorlardı. Ona göre davranıyorlardı. Onlara göre seçim akşamları, birer unvan maçıydı. Kim kazanırsa altın kemeri o alır, sözünün üstüne söz söylenmezdi. Bu 31 Mart akşamı biz, çok iyi hazırlandığımız, çok çalıştığımız adaylarımıza çok güvendiğimiz bir sürecin sonunda seçimleri kazandık. 47 yıl sonra birinci parti olduk. Biz kaybetmeyi biliyorduk. Kazanmanın da ne kadar önemli bir sorumluluk olduğunu bilerek ilk geceden itibaren, asla bu büyük seçim başarısını, ‘nihai bir zafer bize her şeyi yapabileceğimiz imkanlar yaratan bir sonuç’ gibi algılamak ve algılatmak yerine, milletin mesajını doğru okuyan, milletin iyi adaylara, iyi insanlara, çalışkan, dürüst, temiz belediyeciliğe verdiği destek ve olmayan yerlerde özlem olarak nitelendirdik ve ona göre çalışmaya başladık. Var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.”

“BENİM GÖRDÜKLERİM YÜZÜMÜ GÜLDÜRDÜ, TAYYİP BEY'İ GERMİŞ”

Bakanlığın uygulamasının CHP’li belediyeleri ''iş yapamaz'' hale getirmek olduğunu kaydeden Özel, şöyle konuştu:

''Bu süreç Kasım'ın sonunda kışın ortasında nereden çıktı derseniz… Biz Sayın Erdoğan'la birlikte aynı şeyi yaptık. İkimiz de belediyelerin 2024 performanslarını ölçtürdük. Benim gördüklerim yüzümü güldürdü. Tayyip Bey'i de germiş, sinirlendirmiş. CHP'li belediyelerin neredeyse tamamı, yaptıkları hizmetle milletin gönlüne girmişler ve seçildiği yerden çok ilerideler. Bunun alt kırılımları var. Biz de soruyoruz. Bu memnuniyet varsa neden? Memnuniyetsizlik varsa o da neden? Kim memnun? Kim değil? CHP’nin belediyelerinin yaptığı işlerden en çok çocuğa dokunan, kreş tartışması buradan çıkıyor. Kadına dokunan ve yoksulluğa dokunan, kent lokantaları gibi aş evleri gibi ya da verilen sosyal yardım kartlarıyla sağ elin verdiğini sol el görmeden yapılan doğru işler bu ekonomik krizde vatandaşın gönlüne dokunmuş, CHP’ye oy vereni vermeyeni memnun etmiş. Verilen doğal gaz destekleri, aylık protein desteği olarak günlük dağıtılan sütler, aylık dağıtılan etler, tarlada kalmış narenciyeler... Her birisi bu ekonomik krizle insanların yüzünü güldürmüş.

31 Mart'ta bize her partiden verilen oyun farkında olarak söylüyoruz. ‘Bu Pazar seçim olsa kimi seçersiniz’ CHP yanıtı, yine birinci, her ay birinci. İşte bu durumda ‘CHP ne yapıyorsa daha iyisini yapmalıyız’ diyeceklerine… CHP, 650 tane kreş açmış. Ekonomik krizde kreş 20 bin lira. Kadın çalışsa kreşe gidiyor, o yüzden evde kalıyor. Ama CHP kimi yerde 500 lira, kimi yerde bin 200 lira, kimi şehirde 2 bin liralık kreşleriyle… Kadın çocuğu kreşe vermiş, çocuğun aldığı eğitimden, yediği iyi yemekten de memnun. Kendisi de bir maaş daha kazanıyor. Kocasının maaşı kiraya gidiyorsa, kadının maaşı geçim oluyor. Buna  ‘Bu çok karşılık görüyor. Bütün Türkiye'de her mahalleye kreş açalım’ deseler bizle rekabet ederler. Ama onlar ne yapıyor? ‘Kreşleri kapatalım. CHP bu işi hangi kaynakla yapıyorsa kurutalım. Geçmişte AKP, MHP'nin ödemediği vergiler SGK'lar dahil, bırakın faiz silmeyi, yapılandırmayı, taksitlendirmeyi CHP'li belediyelerin gırtlağına çekelim. Haciz yapalım. İller Bankası parasına el koyalım. Maaş ödeyemesinler, hizmet aksasın. CHP bundan birinci parti olamasın. CHP'li belediyelerin bu memnuniyet ortadan kalksın…’

Bunun için saldırıyorlar ve bu sırada bakarken bir şey gördüler. 1970’ten beri Meryemana Evi otoparkı, Selçuk Belediyesi tarafı işletiliyor. Kültür Bakanlığı bunu AK Parti döneminde bir protokole bağlayıp AK Partili belediyenin görev süresiyle sınırlayıp kazanamazsak ellerinden alırız diye bir uyanıklığa yeltendiler. Eğer belediyeyi bu seçimlerde AK Parti alsaydı biten protokol uzatılacaktı. Almayınca biten protokolü uzatmayarak ve Selçuk'un öz değeri olan, Selçuk'u Selçuk yapan Efes ve Meryem Ana. Buraya geliyor insanlar. Buradaki otoparka el koydular. Bu otopark 54 yıldır işletildiği için önemli de gelir getiriyor. Bu otoparktan gelen gelir 600 çalışanı olan Selçuk Belediyesi gelinlerinin, yüzde 60’ı. Şimdi, ‘Bu parayı biz alalım. Hatta otopark fiyatlarını da ikiye katladılar. Ortaya çıkınca şimdi geri adım atıyorlar. Bu parayı biz alalım’ diyorlar. Senin bu paraya ihtiyacın mı var Kültür Bakanlığında? Yok. Esas yapması gereken işleri yapmak yerine CHP'nin parasına çekiyor ki Selçuk Belediyesi hizmet yapamazsın, maaş ödeyemesin. Bugün emekçilerin ‘Meryem Ana'ya dokunma, ekmeğimle oynama dediği’ budur.''

“ŞIMARIKLIĞA YA DA KİBİRE KAPILMADIK”

İktidara ''kaybetmeyi bilmelisiniz'' diyen Özel, şöyle devam etti:

''Recep Tayyip Erdoğan'ı bütün milletimize buradan şikayet ederim. Sayın Erdoğan seçimde bükemediği bileği, elindeki genel yönetim yetkisini kötüye kullanarak kırmaya çalışmaktadır Biz yıllarca seçim kaybettik. Yenilmenin adabını da biliriz. Kazandığımızda da onurumuzla ve kimseyi rencide etmeden döndük işimize baktık. Hatta o günden sonra hiçbirimiz, partimizi utandıracak  ‘şımarıklığa ya da kibire’ kapılmadık. Yapmayız bunu. Ama siz kaybetmeyi bilmiyorsunuz. Kaybetmeyi bilmeyen, bir daha kazanamaz. Kaybedince de millete saygılı olacaksın. ‘Bakalım bu sefer de CHP kazandı. Onlar çalışacak, milletimiz takdir edecek’ diyeceksin. CHP niye kazanıyorsa bakacaksın, onunla yarışacaksın. Daha iyisini yapmaya çalışacaksın. Engel olmayacaksın, el koymayacaksın. Yapılan iş, kanunsuz hukuksuz el atmadır. Yapılan iş, otopark mafyalığıdır. Bunu mafyalar yapıyor. İşletilen ve para getiren bir yeri görürler. Adama musallat olurlar. Buraya biz çökeceğiz… ‘Burayı biz alacağız. Ya biz burayı işletiyoruz. Para kazanıyoruz. Kazanılan bu parayla Selçuk’a hizmet ediyoruz.’ 600 işçi oradan aldıkları parayla Selçuk'a hizmet ediyorlar. Biz hayırlı işlere harcıyoruz parayı. Kursaktan ekmek geçiyor. Yoksulun çocuğuna süt oluyor, et oluyor. Yemek oluyor destek oluyor. Gelmiş otopark mafyası ‘Sıcak paraya ben çökeceğim…’ Bu yapılan iş yanlıştır. Jandarmayı, bu şehrin seçilmiş belediye başkanı Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Şengel'in karşısına dikmek, mafyalıktır. Kanunsuz emir vermeyin. Burada örgütümüz hem ilçe başkanımız İpek Hanım hem belediye başkanımız, birlikte büyük bir mücadele veriyorlar. Biz de sonlarına sonuna kadar arkalarındayız, yanlarındayız.

“SAYIN ERDOĞAN SİZ 31 MART AKŞAMI MİLLETİN GÖNLÜNDEN DÜŞTÜNÜZ”

Bu yapılan, haksızlıktır, seçmen iradesini tanımamaktır. Ve bütün Türkiye'de yaptıklarının Selçuk'taki küçük örneğidir. Bırakın hizmet edelim. Buna engel olursanız sanmayın ki milleti arkamızdan çekilir, sizin arkanıza dizilir. Aksine sizin arkanızdakiler de ayıplar.  Buradan son uyarımı yapıyorum. Sayın Erdoğan siz 31 Mart akşamı milletin gönlünden düştünüz. Çok çalışırsanız, gayret ederseniz gönlüne girersiniz. Ama bu yaptıklarıyla gözünden düşüyorsunuz. Milletin gözünden düşene millet, bir daha dönüp takmaz. Milletin gönlünden düşen mesajı alırsa bir şansı var. Tekrar gölüne girebilir. Ama milletin gözünden düşmeyeceksin. Bu yapılan iş seni milletin gözünden düşürür. Gözünden düştün mü millet daha dönüp de bakmaz. Kararı siz vereceksiniz, mücadeleyi de biz vereceğiz. İşçilerimizin arkasındayız. Meryem Ana mücadelesinin arkasındayız. Selçuk Belediyemizin arkasındayız.''

ERDOĞAN’A YANIT: BU ÜSTENCİ BİR DİL

Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında, "CHP nasıl bu kadar oy alabiliyor, nasıl bu kadar belediye kazanabiliyor? Açık konuşmak gerekirse bunun müsebbibi AK Parti olarak biziz” sözlerini de değerlendirerek, şunları kaydetti:

“Tayyip Erdoğan, grup toplantısında ‘CHP bu oyları nasıl alıyor? Burada hata… Yani CHP kazanmıyor. Biz kaybediyoruz’ gibi bir şey söyledi. Şöyle bir şey söyleyeyim. Bir üstenci dil bu. Milletin kararını küçük gören… Yani seçimler sadece AKP için yapılıyor kazanırsa AKP kazanıyor, kaybederse, AKP kaybediyor. Başka partiler yok, başka emekler yok, başka adaylar yok. Bu CHP’nin pırıl pırıl belediye başkanlarına, adaylarına ve onları seçen hemşerilerine hakarettir. ‘Onlar kazanmıyor, biz kaybediyoruz.’ Bu üstenci bir dildir, kibirli bir dildir. 31 Mart’ta cezalandırılan da bu dilin ta kendisidir.”

Kaynak: ANKA