Özgür Özel’den Devlet Bahçeli’yi zora sokacak 4 Sinan Ateş sorusu

Yayın tarihi: 21 Mayıs 2024 Salı 1:37 pm - Güncelleme: 21 Mayıs 2024 Salı 3:00 pm

Haber: Ceren Ural

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisine sorduğu sorulara ilişkin, ” Şu meşhur ikili var ya. Gerçek MH’Plilerin tüylerini diken diken eden ikili. Gece bir elinde bardak, bir elinde tweetler atan, ‘Meclis’in uzman çavuşuyum’ diyen var ya… O ikisi 4 tane soru yazmış promptera” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. CHP Genel Başkanı bu hafta 1000’inci haftası olan Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda yapacağı gösteri için iktidara çağrıda bulunurken, CHP olarak orada hazır olacaklarını söyledi.

9’uncu yargı paketine tepki gösteren CHP Lideri, özellikle ‘Etki Ajanlığı’ maddesine dikkat çekerek, söz konusu maddeyi uygulayan  ülkeleri saydı. Özel “Otoriter liderler popülist liderler birbirlerinden öğrenirler, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Busunuz. Cumhur İttifakı eğer bu yasayı geri çekemezseniz karneniz de budur, ekibiniz de budur.” dedi.

Özgür Özel’den 28 Şubat hükümlüsü generallere af hakkında ilk yorum

Özgür Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Zorlu bir seçimi geride bıraktık, doğru adaylar büyük bir teveccüh ile karşılandı. 47 yıl sonra partimiz birinci parti olurken Türkiye coğrafyasının dört bir yanında çok önemli görevler üstlendik. Bu grupta 5 arkadaşımıza görev verdik 4’ü büyük başarı elde etti. biri Adıyaman’da depremde, kendi ailesini yerine yerleştirip taziye bile almadan diğer insanların yardımınıza koşan, Depremin birinci yıl dönümünde Türkçe Kürtçe ağıtlar arasında dudaklardan adı dökülen. Batıdaki kimsenin hayal bile etmediği bir sonucu Adıyamanlı her siyasi görüşten insanın oy kullandığı ve seçtiği Abdurrahman Tutdere burada. Veli Ağbaba ile o acıyı içlerinde hissetler. Neredeyse 1 yıl kendi illerinde depremzedelerle birlikte yas tuttular onlarla birlikte aç ve soğukta kaldılar ama kendi ilerinin sesini duydular.

CUMARTESİ ANNLERİ ÇAĞRISI

27 Mayıs 95’ten beri aileler her cumartesi günü İstanbul’da Galatsaray Lisesi önünde toplanıyorlar ve faili meçhul cinayetlere kurban giden hayatta mı değiller mi diye bilmedikleri yakınları için orada toplanıyorlar. 13 Mart 1999’da orantısız bir müdahale sonrası eylemlere ara verilmişti. 31 Ocak 2009’da yeniden başladı. dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan Dolmabahçe’de anneleri kabul etti ve devlet sözü verdi. Berfu ana hayattaydı, 31 yıldır evladını bekliyordu. Devlet bir söz verdi evladını bulmak hiç değilse evladının kemiklerini teslim etmekti. Berfu ana iki yıl sonra 106 yaşında evladına kavuşamadan gözleri açık gitti. O günden sonra annelerin eylemleri devam etti ama 25 Ağustos 2018’de Süleyman Soylu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kriminal ve karanlık bakanı Cumartesi Annelerinin 700’ünü eylemine saldırdı ve orantısız güçle, o eylemi dağıttı ve oradaki anaları evlatları destekçileri perişan etti. O tarihten bu tarihe marifetmiş gibi Galatasaray Meydanı annelere kapalı. Her hafta anneleri tutukladılar akşam saldılar. Soylu yılmadı anneler yılmadı, Soylu utanmadı anneler bir adım geri durmadı.

Özgür Özel Reisi’nin ölümü hakkında konuştu: Somut gerçekler ortaya çıkmalıdır

Bugüne kadar gelindi son haftalarda hakkını teslim etmek lazım, Sayın Ali Yerlikaya doğru değil yeterli değil ama belli sayıda annenin oraya ulaşmasına izin veriyor ama etraflarına utanç bariyerleri çekiliyor. Bu hafta 1000. hafta talepleri vardı, Ali Yerlikaya’dan ve bu hafta hepimiz Cumartesi annelerinin Türkiye’yi utandıracak değil hep birlikte hak aramanın, kullanımına şahitlik etmek istiyoruz. CHP Milletvekilleri orada olacaklar. Orada yoğun bir katılımla destek vereceğiz. Bu büyük çağrının tarih önünde bir kez daha hakkını bulmasını ümit ediyoruz.

12 Eylül darbe döneminde yaşanan kayıpların anaları var orada. Cumartesi annelerinin etrafındaki utanç bariyerlerini kaldırın. Hak aram mücadelesinin önünde durmayın. O acıyı yaşayanlara değil yaşatanlara yaşayanlara duygudaş olun onlar gibi hissedin bu ülkede bu ayıbı ortadan kaldırın bir orada olacağız arkada duracağız.

KOBANİ DAVASI

Geçtiğimiz hafta ülkemizin siyasetini ve yargısının uzun süre işgal eden bir davaın karar duruşması vardı. HDP’nin eş Genel Başkanları Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksedağ’ın da yargılandığı davada hukuki değil siyasi karaların verildiğine hepimiz şahitlik ettik. Davanın iddianamesi uzun yıllar siyasilerin kürsüden savcılara dikte edilmesi sonucu yazılmıştı. Olaylar yaşandıktan 5 yıl sonra dava açıldı ve 6-8 Ekim olaylarında hayatını kaybeden rahmetli 16 yaşındaki evladımız Yasin Börü’nün öldürülmesinden sorumlu tutuluyorlardı. Ne Demirtaş ne bir başkası Yasin Börü’nün ölümüyle bağlantılı bulunmadı. Hiç biri o süreçle ilgili ceza almadı. Attıkları tweetlerden başka başka zamanlarda kullandıkları ifadelerle ceza aldılar.

 

Özgür Özel: Ata’nın huzuruna birinci parti olarak geldik

Aslında kararı veren hakim cezaları verdiği yerle yükü sırtından attı. Dedi ki Ne Erdoğan’ın Ne AKP’ sözcülerin ne de MHP’lilerin söylediği iddiaların hiç birinden ceza vermiyorum. Birçok kişi salıverildi. Ama Sayın Demirtaş Yüksedağ ve bazıları çok büyük cezalar verdiler. Bu cezalar Erdoğan’ın siyasi adreslemesiyle doğru. Erdoğan’ın yatsın dediğini yatıran, Erdoğan’ın kendi vicdanında mahkum ettiklerine ceza veren ama cezaları konuşmalara veren, Yani İstinaf Yargıtay olmadı AYM’nin bal gibi bozacağı kararı veri ve sorumluluğu siyasilere bıraktı.

Ben Başak Demirtaş’ı aradım, Yüksedağ’ın eşini aradım bu kararları nasıl yorumladığımızı ve kendileriyle ilgili dayanışmayı ifade ettim. Erdoğan’ın kimi neyle suçladığına değil hukuka, siyasileşmiş bir davanın ülkenin siyasi hayatına ne kadar zarar vereceğine inancımızla karar veriyoruz. Bu davadaki kararların hiç birisini hukuki kararlar olarak değerlendirmiyoruz.

BAHÇELİ’YE CEVAP

Bugün Sayın Bahçeli, Kobani mahkeme kararlarına siyasi kararlar dememizin normalleşmeye aykırı olduğunu söylemiş bana da 4 tane anormal soru sormuş. 4 soruyu okumaya utanırım sorular CHP’nin ülkenin kurucu partisinin CHP gibi Türkiye İttifakı diyen bir parti. Ay Yıldızı meydanlarda haykıran bir partinin. Milli Takımla ağlayanların partisinin genel başkanına sorulacak sorular değil bunlar.  Ben bu soruların kime sorulacağını biliyorum da ben bu seviyeye inmek istemiyorum. Soruların içinde ‘Kürdistan Kurulsun mu en diyorsun’ gibi şeyler var. Valla dönüş promtera okumuş.

Saraçhane’de ‘Büyük Eğitim Mitingi’… Özel’den Erdoğan’a: Madem atamayacaktın, bu 1 milyon günahsızı niye okuttun?

Ben o promtera bunları kimin yazdığını biliyorum. O meşhur ikili var ya MHP’lilerin illallah dediği. MHP’de metinleri yazan gece bir evinde telefon bir elinde bardak ile uzman çavuşa bile verdiği sözleri tutmayan birisi var ya o ikisi 4 tane soru yazmışlar, Sayın Bahçeli’ye oku bakalım Özgür Özel cevap versin demiş

BEHÇELİ’YE 4 ZOR SORU

Sayın Bahçeli siz bu soruları yazan o arsız metin yazarları var ya şu 4 soruya cevap versinler bakalım. O iki kişinin isimleri Sinan Ateş cinayeti iddianamesine nasıl ve kimler tarafından iddianamesinden ayıklanmıştır. Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış bir simin sokak ortasında ölümünden sonra kimse Tweet atmayacak, taziye bildirmeyecek, cenazeye gitmeyecek diyen talimatı kim yazmıştır.

Tetikçiyi kaçıran aracın fotoğrafları açığa çıkıp Ülkü Ocakları Genel Başkanına bu aracın ceza yemeyecek ya da trafikte durdurtulamayacak statüye kavuşturulamasın hangi iki ya da ikisinden hangisi katkı sağlamıştır.

İran Cumhurbaşkanının ölümünün üzerindeki sis perdesi aralanmalıdır diye promtera yazanlar Sinan Ateş davasının üzerine sis çöktürülürken, bu ikilinin bu sisteki payı nedir yoksa bizzat bu ikili sisin kendisi midir? Bu dört soruyu cevaplayın benin 4 soruya bakarız.

Bir partinin evladı, sokak ortasında öldürülecek partiyi temsil eden bir kişi tweet atamayacak, size inanıp peşinizden gidenler bıyıklarını kazıyacak. Sonra bu ikisiyle nasıl bir irtibat varsa koskaca parti bu iki mensuba esir edilecek. Yazıklar olsun ikisine de. Sayın Bahçeli CHP bir siyasi davaya siyasi diyor diye normalleşmeye bir şey olmaz. Ama Türkiye normalleşecekse sokak ortası cinayetlerine kimse sahip çıkmayacak. Hiçbir siyasinin böyle bir durumda sorgulanması ve yargılanmasının önünde kalkan olmayacak. Türkiye normalleşecekse MHP normal bir siyasi çizgide kalacaksa bu ayıptan MHP  de kurtulacak Türkiye de kurtulacak.

YARGI PAKETİ TEPKİSİ

AKP iktidarı her yeni yargı paketiyle yargıdaki sorunlar yumağını biraz daha büyütüyor. Çok umutlarla getirilen yargı paketleri yeni yasaklarla yeni hak aramadaki engellere dönüştü. Yeni şeytanlar yarattı. Yeni kurallarla gazetecileri, akademisyenleri, siyasetçileri şeytanlaştırdı hedefe koydu hapse koydu. Şimdi de9. yargı paketi geliyor. Taslakta çok mahsurlu noktalar var. Örneğin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarken, bir takım tuhaf yapıların kadın düşmanların medeni kanundan bile rahatsız olanların, mirastan bile pay verilmemeli diyen örümcek kafaların gönlünü yapacağım diye bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktılar. Sonra savunmaya başladılar yaptıklarını. İstanbul Sözleşmesi’nin önemi var 6284 var. Son derece caydırıcı bir kanun. Şimdi o kanunun en önemli maddelerinden bir tanesi, eşine şiddet uygulayanların uzaklaştırılması uymuyorsa zorlama hapsine çarptırılmasına itiraz yolu açıyorlar. Alınan kararın başka mahkemeden bozulmasını sağlamaya çalışıyorlar 6284’ün içini boşaltacaklar diyordu kadın örgütleri. Şimdi başladılar. Bunu daha önce Danıştay iptal etmişti.

AYM’nin bir kararı var kadın isterse kızlık soyadını tek başına kullanabilir. Bu konuda düzenleme yapın, Onu düzenleyeceğiz diye getirip onu yasaklayan kanun maddesi getirmişler. AYM kararlarının bağlayıcı olduğuna ilişkin 153’ünncü maddenin yine arkasından dolanıyorlar. Biz CHP olarak kadının ister evlilik sonrası eşinin soyadını, ister önceki isterse de ikisini birden kullanmasını savunuyoruz.

Özgür Özel’den 19 Mayıs mesajı: Bu ülkeye bahar 105 yıldır Samsun’dan gelir

YARGI PAKETİNE KONMAK İSTENEN ‘ETKİ AJANLIĞI’ MADDESİNE SERT TEPKİ

Bir diğer konu ise etki ajanlığı. Cumhur İttifakı sunar. Eskiden ne oluyordu uzak coğrafyalarda güzel filmler çekiliyordu, sonra bizim sinemalarda oynuyordu işte filanca film gururla sunar. Şimdi Cumhur İttifakı gururla sunar ” Etki Ajanlığı” öyle bir anlatıyorlar ki kendileri bulmuşlar, ülkenin milli yapısını zedeleyecek, birlik ve bütünlüğümüze zarar verecek, anayasal düzeni ortadan kaldırılacak etki ajanları varmış, aramızdalarmış, onları bulup mimleyip cezalarını vermemiz lazımmış. Kim bulmuş bunu Rusya Vladimir Putin 20 Temmuz 2012. Önce bunların tespit edilmesi kaydedilmesi, bunların gerçek kişi olması durumunda listelerini bütün birimlere duyurulması. Devlet ve yerel kurumlarda memur olamazlar eğitim kurumlarında çalışamazlar, toplantı gösteri yürüyüş hakkından yararlanamazlar, devletten sosyal hak alamazlar, gerçek kişilerse 50 bin ruble, tüzel kişilerse 500 bin ruble ceza öderler, ikinci kez yapıyorlarsa iki yıl hapis yatarlar. Seçimlere katılamazlar, aday olmazlar, oy kullanamazlar. Putin başlamış buraya kadar getirmiş.  Gürcistan, Tacikistan, Sırbistan hangi ligde oynuyoruz görüyor musunuz?. Filmi kimler çekiyor. Sanki Türk’e özel bir şey kimse unutmasın, Otoriter liderler popülist liderler birbirlerinden öğrenirler, bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Busunuz. Cumhur İttifakı eğer bu yasayı geri çekemezseniz karneniz de budur, ekibiniz de budur.

Özgür Özel, gençlere izin vermediği şeyi açıkladı

ATA EMRE AKMAN’IN HAYATINI KAYBETMESİ ÜZERİNE

Balıkesir Üniversitesi’nde 20 yaşında Ata Emre Akman, motokuryelik yapıyor. Önüne bir araç geçiyor ve 23 yerinden bıçaklanarak hayatını kaybediyor. Babası Albay Erol Akman’ı aradım. Babası ‘Ben yandım, başka babalar yanmasın’ diyor. 2022’de 58, 2023’te 68 motokurye hayatını kaybetmiş.

Hükümet sürekli kendi ekonomik tahminleri tutturamadığını itiraf edip, revize etmekle meşgul. Enflasyon hedefi yüzde 33’tü şimdi yüzde 38 olarak revize ettiler. Kamuda tasarruf adı altında memurun servisiyle uğraşıyorlar, öğretmen ataması yapmamayı marifet sayıyorlar.

Enflasyonu düşüreceğiz diye asgari ücrete zam yapmayanlar, emekliyi 10 bin liraya muhtaç bırakanlar köprülere, yollara yüzde 181 zam yapıyorlar. Sonra da enflasyonla mücadeleden bahsediyorlar.

EKONOMİDEKİ GİDİŞATA TEPKİ

OVP’de enflasyon hedefi bu yıl için yüzde 33’dü, şimdi 38 olarak revize ettiler. Enflasyonla mücadele edemedikçe dar gelirlinin yüzünü güldürmek yerine onlara kemer sıktırmaya, emekliyi perişan etmeye devam ediyorlar. Memurun servisiyle uğraşıyorlar, öğretmenin atamasını yapmamayı marifet sayıyorlar… Bir yandan da geçtiğimiz hafta köprü ve otoyollara zam yaptılar.”

Kaynak: HABER MERKEZİ