AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından açıklama yaptı. Çelik yaptığı açıklamada, "Maalesef Suriye'yi karıştıran ilk adımları Türkiye attı. AK Parti hükümeti attı" ifadelerini kullanan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na tepki gösterdi. Çelik, "Çok büyük haksızlık. Çok üzüntü verici, kendi ülkesini, hükümetini şikayet eden, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatan yaklaşım." dedi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik partisinin MYK toplantısının ardından yaptığı açıklamalarda CHP'nin seçim kanunu değişikliğini mahkemeye taşımasını ve Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu'nun Suriye Savaşının çıkmasının ilk adımlarını Türkiye'nin attığını söylemesi hakkında eleştiriler yaptı. Çelik'in yaptığı açıklamalardan öne çıkanlar şu şekilde:

"CUMHURBAŞKANIMIZ 2053 VİZYONUNU AÇIKLADI"

"Etrafımızda savaş varken, yeni dünya düzeninden pekçok insanın bahsettiği günlerde, pekçok tedarik zincirinin aksadığı, mekanizmaların tıkandığı günlerde Türkiye kendi planını ve ajandasını uygulamaya devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımız 2053 vizyonunu açıkladı. Türkiye'nin nasıl oyun değiştirici olduğunu gösteriyor." Bütün dünyanın kilitlendiği Ukrayna krizi devam ediyor. Maalesef Buça'dan görüntülerden sonra savaşın Donbas'ta yoğunlaşmasının ardından barış umudunun geciktiği gibisinden bir tablo ortaya çıktı. Savaşın ne kadar mantıksız, yıkım getiren olay olduğu dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor.

"ATATÜRK'ÜN SÖZÜ DOĞRU VE KAPSAYICI"

Atatürk'ün 'Savaş zorunlu değilse cinayettir' sözünün nasıl doğru ve kapsayıcı olduğu bir kez daha görülmüş oldu. Burada İstanbul müzakere sürecinin desteklenmesi çok önemlidir. Nitekim Putin'le görüşen Avusturya Başbakanı 'Beni iyimser yapan tek şey Putin'in İstanbul müzakere sürecini bizzat gündeme getirmiş olmasıydı' dedi." "AB'ye de seslendik. Cumhurbaşkanımız bu müzakerelere liderlik ediyor. AB'nin bu sürece güçlü destek vermeleri gerekirdi. Ama maalesef Cumhurbaşkanımız tarafından yürütülen müzakere sürecine devletlerin somut desteklerini henüz görmedik. Tabii ki sözlü olarak destek veriliyor. Netice itibariyle bir yanda savaş, bir yanda savaşa karşı koyma yönünde aktiviteler var. Burada sadece ortaya konan İstanbul müzakereleredir. Buna da güçlü destek verilmesi lazımdır."

"FRANSA'DAKİ SEÇİMLERİ TAKİP EDİYORUZ"

Fransa'daki seçimleri yakınen takip ediyoruz. Tabii ki kimsenin iç siyasetine karışmayız. Merkez sağda, merkez solda başka partilerde giderek İslam, göçmen, yabancı düşmanlığının bu kadar normalleşmiş olması Avrupa demokrasilerini zehirleyen bir durum. Bu merkezde siyaset yapanlar seçim zamanı geldiğinde 'Bu aşırı sağ nasıl ortaya çıktı, bu kadar radikalleşme ne zaman oldu' diyorlar. Sizin normal zamanlarda tavır almadığınız, bunlara göz yumduğunuz için ortaya çıkıyor. Demokrasilerin kırılgan zemine oturması, demokrasi temelindeki büyük birliklerin kırılgan zemine oturması bütün dünya için kötürüdür.

SORULAR

"İkinci ittifak, üçüncü, dördüncü ittifak şeklinde gidiyor. Alfabenin harf ve rakamlarını tüketerek gidiyor. Bu bizim üzerinde durduğumuz konu değil. Birisi ittifakın içinden çıkıyor 'Daha önce AK Parti'de olanların burada yeri yok' diyor." "Diğerlerinden ses çıkmıyor. Üçüncü ittifakı konuşanlar bunu düzeltmeye çalışıyor. Bu giderek bir Türkiye tartışması, siyaset tartışması, siyasi gündemlerle ilgili farklı siyasetlerin dillendirileceği mekanizma olmaktan çıkıp, daha çok 6'lı mekanizmaların kendi iç sorunların ifadesi şeklinde bir yapıya dönüşüyor. Kimin masaya kimi ekleyip, kimi çıkarmaya çalıştığı bizim takip etmemiz gereken, mesai harcamamız gereken durum değil."

KARAMOLLAOĞLU'NUN 'SURİYE SAVAŞININ ÇIKMASINDA İLK ADIMLARI TÜRKİYE ATTI' SÖZLERİNE TEPKİ

"Çok büyük haksızlık. Çok üzüntü verici, kendi ülkesini, hükümetini şikayet eden, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatan yaklaşım. Temel Bey'in bu söylediği gerçeklikle uyuşmayan, doğru olmayan bir şey. Daha ileri şeyler söylemek istemiyorum. Çok vicdansızca bir şey. Bu olayların başlamasından önce sayın Cumhurbaşkanımız Esat'la görüşmesinde 'Bir kendi ülkende serbest seçimlerin yolunu aç' İki bugün orada terör örgütüne destek verenlerin aklında ve gündeminde olmayan bir şey söylüyordu sayın Cumhurbaşkanımız 'Suriye'dekilere vatandaşlık hakkı ver' diyordu." "Esat bununla ilgili olarak Türkiye'den bazı heyetlerin gelmesini, kendisine yardımcı olmasını istemişti. Türkiye Suriye'de bu ilişkileri kurup da, Arap baharının dalgasının olumsuz bir şeye dönüşmemesi için birtakım demokratik adımlar atmasını Esat'a tavsiye ederken, Batılı dostlarımız bizi haydut bir devletle işbirliği yapmakla suçluyordu. Türkiye Suriye ile ilişki kuruyor diye, Suriye'yi uluslararası toplumun parçası haline getirecek adımları tavsiye ediyor diye, 'Türkiye eksen kayması' içerisinde diyorlardı. Biz de o zaman 'Türkiye'nin ekseni Ankara'dır' diyorduk. Cumhurbaşkanımız Arap baharının getirdiği büyük dalgayı değerlendirdikten sonra demokratik adımlar atılarak orada açığın kapatılması için bu önerileri getirmişti." "Cumhurbaşkanımı Esat'la görüşürken arkadaşlarımız oralardaydı. Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımına dönük olarak takdirlerini dinledik. Cumhurbaşkanımız Esat'a sakin olmasını söylemişti. Ramazan ayında bu katliamlar yükseldi. Esat yönetimi tam tersi sistematik bir katliam mekanizması gibi çalışmaya başladı. Halkın belli kesimini tamamen imhaya dönük bir tablo ortaya koymaya çalıştı, o zaman Cumhurbaşkanımız güçlü bir şekilde sesini yükseltti." "Ne demişti o zaman Obama 'Kırmızı silah kullanmaları bizim kırmızı çizgimizdir' demişti. Kimyasal silah kullanıldı, müdahale edilmedi. O zaman Cumhurbaşkanımız bu noktaya iş gelmesin, bu kadar insan ölmesin diye Türk sınırından itibaren 30 kilometrelik güvenli bölge oluşturulmasını söyledi. Cumhurbaşkanımızın söylediği 30 kilometrelik uçuşa yasak güvenli bölüm oluşturulsaydı, bu insanların Türkiye'ye, Avrupa'ya gitmelerine, Akdeniz sularında boğulmaya imkan verecek bir tablo ortaya çıkacaktı. Saadet Partisi Genel Başkanının bilerek konuşması lazım. Böyle bir sorumsuzluk olabilir mi? Elinde kan olanı hedef almıyorsun, 'oraya kan girmesin' diyen sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alıyorsun. Gerçekten çok üzüntü verici."

CHP'NİN SEÇİM KANUNUNU MAHKEMEYE TAŞIMASI: PARTİNİN BÜTÜN ÖMRÜ AYM'DE GEÇTİ

"AYM'ye başvurma hakları var. Partinin neredeyse bütün ömrünün AYM'ye başvurmakla geçmiş olması anormal bir durum. Türkiye'de sosyolojik yapı genişliyor, yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Bunları karşılamak için yeni düzenlemeler yapmanız gerekiyor. Ne zaman AK Parti toplumun önünü açacak bir iş yapsa ertesi gün CHP'yi siyaset yapan organizma olarak değil AYM'ye başvuran bir dernek olarak bir yapı olarak görüyoruz. Yaptıkları tek şey engelleme faaliyeti üzerine bir yaklaşım." "Keşke siyaset yaparak, başka şeyler söyleyerek bunları ortaya koysalardı. Türkiye'de parlamenter sistem varken parlamenter sistemin geliştirilmesine dönük bir açıklama gördünüz mü? Tam tersine seçilmiş meşru hükümetini, AK Parti'yi kapatma davasında tavırlarını gördük. Vesayetin yanında yer aldılar. O zaman da kuvvetler ayrılığından bahsedelim diyorduk. Siz esas odaklanmamız gereken yerde bir şey söylemiyorsunuz. Parlamenter sistem varken tuttukları saf vesayetin safıydı." "Bunu şimdi parlamenter sistemini perde gibi kullanıyorlar. İçini açın bakalım ne var? Toplumun önünü açacak bir yaklaşım sözkonusu mu? Keşke siyaseti toplumun önünü açacak, toplumu özne haline getirecek şekilde yapsalar. Toplumla paylaştıkları tezleri, önerileri olduğunu kimse gördü mü/ Siyasi partilerin varlık sebebi siyaset yapmalarıdır. Siyaseti toplumsal ihtiyaçların siyasi temsile dönüşmesi, toplumun önünün açılması şeklinde yapılması lazımdır. Sürekli mahkemeye başvurmak için bir siyasi parti için sağlıklı bir yaklaşım değildir." https://tele1.com.tr/karamollaoglu-tayyip-bey-kaybetme-ihtimali-guclu-oldugu-takdirde-baska-aday-gosterecek-604301/