Ekonomist Timoty Ash, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati'nin Londra gezisi sırasında “Seçim sonuçlarını tanıyacak mısınız?” sorusunu sordu. Ash aldığı cevabı ise sosyal medya üzerinden, "AKP yetkilisi bana Erdoğan’ın yaklaşan seçimleri kaybetmesi halinde iktidardan vazgeçeceklerine ve iktidarı sorunsuz biçimde devredeceklerine dair güvence verdi” ifadeleriyle paylaştı.
BirGün'den Ozan Gündoğdu'nun haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Londra gezisi iktidarın dışarıdan algılanmasına ilişkin sinyal verirken, Türkiye’yi de nasıl bir seçim sürecin beklediğini gösteriyor. Londra bilindiği üzere dünyanın en büyük finans merkezi durumunda. İngiltere finans sektörü 1,1 milyon kalifiye işgücü istihdam ediyor ve ülkeye her yıl 150 milyar sterlinlik bir para bırakıyor. TIKLAYIN | Nebati, Londra ziyaretini anlattı: Gözler gerçekten önemli https://tele1.com.tr/nebati-londra-ziyaretini-anlatti-gozler-gercekten-onemli-563462/ TOPLANTININ DETAYLARI Hemen her yıl biri maliye politikasını temsilen Hazine ve Maliye Bakanı, diğeri para politikasını temsilen Merkez Bankası başkanı, olmak üzere ikili bir heyet Londra’daki fon yöneticileriyle toplantılar düzenler. Bakan Nebati’nin son toplantısına teamüllere aykırı biçimde Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu katılmadı. Nedeni belirsiz… Para politikasına ilişkin ayrıntıları da Merkez Bankası Başkanı olmayınca, Hazine ve Maliye Bakanı anlattı. Bu durum Merkez Bankası bağımsızlığının artık görüntüde bile umursanmadığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Önceki toplantılar JP Morgan, Credit Suisse gibi büyük yatırım bankaları tarafından organize ediliyordu. Buna karşın Nureddin Nebati’nin son toplantısını organize edecek büyük bir yatırım bankası bulunamadı. Toplantı bu nedenle Türkiye’den iş insanları Hüsnü Özyeğin ve Ferit Şahenk’in Londra’da sahibi olduğu küçük ölçekli yatırım danışmanlık şirketi Dome tarafından organize edildi. Bakan Nebati sayıları 30’u geçmeyen fon yöneticisine kürsüden hitap edemezdi. Bu nedenle bir dikdörtgen masanın başına oturdu ve fon yöneticilerini karşıladı. TÜRKİYE RİSK KAYNAĞI Bunlar toplantıya ilişkin ayrıntılar. Ayrıntılardan yola çıkarak varabileceğimiz sonuç şu; Batı, Türkiye’de seçimlerden daha fazla hiçbir şeyle ilgilenmiyor. Herkes gerilimin farkında. Fakat seçimlerde kazananın kim olacağı kadar, Erdoğan’ın seçim sonuçlarını tanıyıp tanımayacağı merak ediliyor. Time dergisi, Aralık ayında “2022’nin en büyük riskleri” başlıklı bir rapor paylaştı. Rapor 10 maddeden oluşuyor ve dünyadaki çeşitli siyasi ve ekonomik riskler hakkında, yatırımcıları ve sermaye sahiplerini uyarıyor. “Türkiye” başlığı da, raporda yer verilen 10 riskten biri. Türkiye’yi 2022’nin 10 riskten biri haline getiren şey ise yaklaşan seçimler. Raporda Erdoğan’ın seçim sonuçlarını tanımayacağından ya da yapay bir dış politik gerilim yaratarak seçimleri manipüle edeceğinden şüpheleniliyor. Raporu hazırlayan kurum, Eurasia Group adında bir düşünce kuruluşu. Müşterileri ise büyük ölçekli sermayedarlar. Anlaşılan o ki, Eurasia Group’un uyarısı, batı sermayesi içinde ciddiye alınmış. Zira Bakan Nebati’nin Londra toplantısından sızan bilgilere göre masada konuşulan önemli konulardan biri seçimler olmuş. Sonuç olarak enflasyonun yüzde 50’ye dayandığı, halkı yoksulluk içinde olan, 20 yıllık eskimiş bir iktidarı temsilen Londra’daydı Nureddin Nebati. Masada, fon yöneticilerine söyleyecekleri ancak kısa dönemde bağlayıcı olurdu. Çünkü Erdoğan’ın sonraki seçimi kazanabileceğine kuşkuyla bakılıyor. Peki seçimler hangi bağlamda konuşuluyor? Bakan Nebati, seçimlere giderken ülkede nasıl bir seçim ekonomisi uygulanacağından, serbest piyasa kurallarından taviz verilmeyeceğinden, seçimleri mutlaka kazanacaklarından bahsediyor. Fakat fon yöneticilerinin asıl ilgilendiği konu bu olmuyor. SORU ŞOK YARATTI Konu Türkiye olunca Londra’da en fazla sözü geçen ekonomistlerin başında Timoty Ash geliyor. Ash de bu toplantıya katılıp, Nureddin Nebati’yle temas kuran isimlerden. Fakat Türkiye uzmanı ekonomist seçimleri kimin kazanacağından daha çok Erdoğan’ın kaybetmesi halinde koltuğu devreder mi sorusuyla ilgileniyor. Bu soruyu da iktidardan bir yetkiliye soruyor; “seçimleri kaybederseniz, iktidarı teslim edecek misiniz?” Bu soruya muhatap olmanın bile utanç verici olmalı. Çünkü rezillik bununla da sınırlı kalmıyor. Timoty Ash, bu soruya verilen cevabı da kendi sosyal medya hesabından duyuruyor: “Bu hafta bir AKP yetkilisi bana Erdoğan’ın yaklaşan seçimleri kaybetmesi halinde iktidardan vazgeçeceklerine ve iktidarı sorunsuz biçimde devredeceklerine dair güvence verdi”. Elbette, “ya ne diyeceklerdi, kaybetsek bile seçimleri tanımayacağız mı diyeceklerdi” denebilir. Ancak Batıda artık bu sorunun doğrudan muhatabına sorulmaya başlamış olması Türkiye’de yaklaşan seçimlerin ne tip bir gerilimin konusu olduğunu bizlere gösteriyor. Timoty Ash bununla da kalmıyor ve Twitter hesabında bir anket yapıyor. Soru şu; “Erdoğan seçimi kaybederse iktidardan vazgeçecek mi?” 12 saatin sonunda ankete katılan yaklaşık 5 bin kişinin yüzde 54,5’i bu soruya “hayır vazgeçmeyecek” cevabını veriyor. ERDOĞAN NE YAPACAK? Sadece Timoty Ash de değil. Financial Times’tan David Gardner dünkü (10 Şubat) köşesini Türkiye’deki seçimlere ayırdı. Yazısı boyunca Erdoğan’ın otoriter yönetimini ele alan Gardner, yazıyı bir uyarıyla bitiriyor; “Türkiye’de seçimlerde hile yapmak kolay değil. Daha çok bir olağanüstü süreç ya da bir provokasyon beklenebilir. Mesela muhalefeti bölmek adına devletin resmi dinine ilişkin bir karar almak gibi…” Batı, Türkiye’de uygulanacak orta ve uzun vadeli politikalarla ilgilenmeyi bırakmış durumda. Gündemlerinde yaklaşan seçimlerin gerginliği var. Erdoğan ise batının güvenini kazanmanın yolunun seçimleri kazanmaktan geçtiğinin farkında.
Muhabir: Barış Önal