Türkiye yıkıcı depremlerin sonuçlarıyla mücadele etmeye devam ederken bir yandan da siyasi hayattaki tektonik değişimlere hazırlanıyor. Doğal afetin yol açtığı kayıplara ve yıkıma rağmen ülke, yakın tarihinin en önemli olayı olabilecek cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçiminin hazırlıklarına çoktan başlamış durumda.
Partisiyle birlikte yirmi yılı aşkın süredir iktidarda olan AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oldukça değişken, pek çok kez yalpalayan ve de hem ülke içinde hem de ülke dışında birçoklarınca tartışmalı bulunan dış politikası Vaşington, Brüksel ve Avrupa’nın geri kalan başkentlerinin en yüksek makamlarında sık sık öfkeye ve tepkilere neden oluyor.
Aynı Erdoğan bir süredir Asya bloğunun en eski ve en önemli organizasyonu niteliğindeki “Şangay İşbirliği Örgütü”ne (ŞİÖ) de deyim yerindeyse göz kırparken; geçtiğimiz hafta hükümetin Finlandiya'nın NATO üyelik sürecine onay vermesi, Rusya Federasyonu başta olmak üzere Avrasya’da kafaları fazlasıyla karıştırırken, ülkenin ŞİÖ ve bağlantılı diğer öncü uluslar arası işbirliği platformlarıyla muhtemel entegrasyonunu olumsuz yönde etkileme potansiyeli taşıyor.
YANARDAĞ: ERDOĞAN’IN ŞİÖ’YE (ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ) YAKLAŞIMI SAMİMİ VE TUTARLI DEĞİL
Bütün bunlar olup biterken bu hafta başında Rusya’nın ikinci başkenti olarak bilinen Saint Petersburg şehrinde ŞİÖ ile alakalı ses getirici uluslar arası bir konferans düzenlendi. “Yeni Dünya düzeninin ve uluslararası karşılıklı etkileşimin bir modeli olarak ŞİÖ” adını taşıyan geniş katılımlı etkinliğe davet edilenler arasında Tele 1 Televizyonu ve Tele1.com.tr’nin Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ da vardı. Adı geçen organizasyona fiziksel olarak katılamayan Yanardağ, telefonla canlı bağlanmak suretiyle kayda değer açıklamalarda bulundu. Erdoğan hükümetinin ŞİÖ'ye katılmak veya üye olmak konusunda ciddi bir isteğinin ortada gözükmediğini belirttikten sonra cumhurbaşkanının bu konuda tutarsız ve ikiyüzlü bir politika izlediğine işaret eden Merdan Yanardağ şöyle konuştu: “Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olması bizim için büyük önem taşıyor. Ancak Erdoğan iktidarda olduğu sürece bu işbirliği gerçekçi görünmüyor. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler hem tarihsel açıdan hem de günümüz dinamikleri dikkate alındığında, en başta ekonomik bakımdan olmak üzere büyük önem taşımaktadır. Ancak Erdoğan hükümeti Finlandiya'nın NATO'ya kabulü için onay sürecini başlatmaya karar verdi, yani Finlandiya'nın NATO'ya üyelik başvurusunu onayladı. Bana göre Erdoğan bu kararla NATO'nun Doğu'ya doğru genişlemesine karşı olmadığını göstermiştir".
“RUSYA’YA ESAS YAKIN OLAN KESİMLER DEMOKRATLAR, SOSYALİSTLER VE CUMHURİYETÇİLERDİR”
Rusya'nın sadece ŞİÖ'de değil, genel olarak tüm dünyada önemli bir rol oynadığını vurgulayan gazeteci yazar Yanardağ, kendisini dileyen kalabalığa yönelik sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya olmadan dünyada barış olmaz. Rusya hem bölge hem de tüm dünya için önemli bir ülkedir. Türkiye'de demokratların, sosyalistler ve cumhuriyetçiler hepsi de Rusya'ya eskiden beri çok olumlu bakarlar, Rusya'ya karşı sempati duyarlar. Ve bu kesimler Rusya ile ilişkilere daha da önem verilmesini istiyorlar. Rusya, Batı'nın saldırganlığını dengeleyen ve dolayısıyla azaltan önemli bir güçtür. Bizler hem Rusya'yı hem de büyük kültürünü seviyoruz”. Yanardağ konuşmasının hemen ardından izleyicilerden birkaç kişinin de sorularını yanıtladı. Hem organizasyon komitesi hem de seyirciler Dr. Merdan Yanardağ’ı şehirlerine, özellikle de bu seneki “Uluslar Arası Ekonomik Forum”a davet ettiler.