Haber

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek tehdit edildiğini açıkladı

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, görevi dolaysıyla tehdit edildiğini ve bu durumla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, düzenlediği basın toplantısıyla kent ve ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Zeyrek, görevi dolayısıyla tehditler aldığını açıkladı. Zeyrek, "Bu koltukların böyle bedelleri olabiliyor. Çünkü ben buraya geldikten sonra rantın önüne geçtim. Haksız ihale alanlarının hepsinin önüne geçtim. Haksız alacak olanlarının hepsinin önüne geçtim. Bununla ilgili de insanı yalan yanlış iftiralarla, ailesiyle tehdit ediyorlar. Geçen hafta böyle bir olay yaşadık. Genel Başkanımla da konuştum. Genel Başkanım da dedi ki; bu koltuklarda oturuyorsan bunlara alışman gerekiyor diye. Doğru bir yaklaşımdı. Ama buradan şunu söyleyeyim; ben ne istedikleri ihaleleri vereceğim ne tehditlerle benden istenen paraları vereceğim. Ben doğru bildiğim yolda doğru bir şekilde devam edeceğim. Bir süre sonra da dışarıdaki bu kişiler de benim bu duruşuma alışacaklarını düşünüyorum" şeklinde konuştu.

“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM”

Tehditlerle ilgili suç duyurusunda bulunduğunu da aktaran Zeyrek, "Ben bunlara boyun eğecek bir adam değilim. Asla da eğmeyeceğim. Ne bir santim gideceğiz, ne bir adım geri atacağım" dedi.

Büyükşehir Belediyesi binasında gerçekleşen basın toplantısında başkan Zeyrek, merkezi yönetimin SGK borçları, vergi borçları, kayyum atamaları üzerinden yerel yönetimlere ilişkin adımlarını değerlendirerek şunları söyledi:

"Belediye kurumu yalnızca yapmakla zorunlu olduğu işler haricinde de sosyal belediyecilik anlamında halka dokunan bir kurumdur. Bu tip kısıtlamalarla bizim bütçelerimizde oluşan kısıtlamalar aslında belediyeleri cezalandırmak değil, halkı cezalandırmaktır. Biz elimizden geldiğince bütçemizin hepsini her kuruşuna sahip çıkarak vatandaşa hizmet etmek için harcamaya devam edeceğiz. Tabii ki bu kısıtlamalardan dolayı özellikle ilçe ve belde belediyelerini gerçekten çok zor günler bekliyor. Maaş ödeyemez hale geldiler. Ama oradaki belediye başkanının değil, maalesef oradaki vatandaşları cezalandırmak olan bu tutuma ben kesinlikle karşıyım. Çünkü bu borcu biz yapmadık bizden önceki dönemlerde yapıldı. Bugüne kadar arkası aranmamış bu borçların CHP belediyeleri başa geldiğinde tekrar gündeme getirilmesi ve tahsilatı yapılmasını çok adaletli bulmuyorum. Evet, devlete borçtur, ödenecektir, ödenmelidir. Ama bunun bir faizinde indirim yaparsınız, ödenebilir bir hale getirirsiniz. Bunu taksitlendirirsiniz. Bu şekilde ödemeler yapılabilir.

"GAYRİ AHLAKİ"

SGK ve vergi dairesi bazı gayrimenkulleri alıyor borç karşılığında. Bununla ilgili hiçbir problem yok. Belediyenin bir gayrimenkulü varsa nakde dönebilir olmalı. Ama bir önceki dönemlerde vergi dairesinin aldıklarına bakıyorum; camileri almış. Camimizi yıkıp da buradaki gayrimenkulü nakde çevirme imkanınız var mı? Asla yok. Ama bunu dönemin AK Parti belediyelerinden, MHP belediyelerinden kabul edip alıp da bizi burada iş yapamaz hale getirip anahtar vurma haline getirip bu hale düşürmeleri de kabul edilemez bir şey. Devletimizin SGK ve vergi dairesinin belediyelerden alacağı toplam alacağı arasında yüzde 2.7'dir. Yani belediye yüzde 2.7'sini karşılıyor. Diğer yüzde 77,5 buçuğuna bakmadan yüzde 2.7'sine böyle bir yaptırımı yapmak çok da gayri ahlaki olarak yaklaşıyorum ben. Biz hizmet yapmaya devam ediyoruz.

"YEDİ BUÇUK AYDA 800 MİLYONA YAKIN BORÇ ÖDEDİK”

Biz geldiğimizde Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin borcu 2.4 milyar TL'ydi. Bugün itibarıyla borcumuz 1.6 milyar TL'ye düştü. Biz yedi buçuk ayda yaklaşık 800 milyona yakın bir borç ödedik. Bunun yanında da hizmetler yapmaya devam ettik. Bunları yaparken herkes şunu söylüyor; hem kısıtlama tedbirleri var hem borç ödüyorsun. Hem de birçok sosyal yardımlarda, sosyal hizmetlerde bulunan bir belediye haline geldik biz. Bu parayı nereden buluyorsun diye sorduklarında kesinlikle biz harcadığımız, su içtiğimiz bir bardak suda Selendi'nin dağ köyünde yalın ayak dolaşan çocuğun vebali, hakkı vardır. Biz devletimizin bize emanet ettiği paranın her kuruşuna sahip çıkıyoruz. Her ay internet sitemizden yaptığımız harcamaları ve halkımızla paylaşıyoruz, kuruşuna kadar. Bu şeffaflıkla rantçıların önüne geçerek bir futbolcu almak yerine onun parasını halka harcayarak biz bu hizmetleri yapmaya her zaman için devam edeceğiz. Devletimizin kısıtlama tedbirleri devam edebilir. Saygı duyuyorum. Bence etmemesi gerekiyor. Ama bu kısıtlama tedbirlerine karşı da biz elimizden gelen tüm şeffaflığıyla halkımızla paylaşarak paramızı ortak bir şekilde harcamaya devam edeceğiz.

"HALKIN İRADESİNİN ÖTESİNDE BİR İRADE TANIMIYORUM"

Halkın iradesinin ötesinde bir irade tanımıyorum. Halkın iradesi her şeyden öncedir. Kayyum atanan belediye başkanlarımızın iddianamelerine bakıyorum. Ovacık Belediyesi bundan 12 yıl önce o günün kaymakam ve emniyet müdürünün isteği üzerine bir cenazeyi alıyor. CHP'li aileye cenazesini teslim ediyor. Bunun üzerinden 12 yıl geçiyor. 12 yıl kimsenin aklına gelmiyor. Ama bugün aklına geliyor ve buna kayyum atanıyor. Keza Esenyurt Belediyesi bizler de hepimiz vefat eden birçok kimseyi arayıp başsağlığı diliyoruz. Ama aradığımız birçok kimseyi muhtarlarımızdan geliyor bu bilgi veya eşimizden, dostumuzdan hiç onu da tanımıyor olabiliyoruz. Esenyurt Belediyesi'nde de Ahmet Başkan bir telefon ediyor, diyordu ki 'çok hayırlı bir evlat yetiştirmişsiniz, Allah sizlere sabır versin' ve bu vefat eden evladın abisi, PKK'yla ilişkilendiriliyor. Bu telefondan dolayı da Ahmet Başkana kayyum atanıyor. Ben bunların adaletli olduğunu düşünmüyorum. Kayyum tehdidiyle yaşayabilen bir belediye asla ve asla olamaz. Ben bu tehditlerin bir an önce artık kalkması evet suç varsa devletimizin her karış toprağına sahip çıkarız. Gelen her türlü tehdide göğsümüzü siper ederiz. Çünkü biz bu ahlakla büyüdük. Bunlara sebebiyet veren, unsurlar varsa tabii ki keşke 31 Mart seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu adaylıklarını kabul etmeseydiler. Ama göreve geldikten sonra sadece bir yaptırım ve korku salmak üzerine bu tip kayyumları önümüze getirmeyi de çok doğru bir girişim olarak bulmuyorum ben. Umarım devletimiz bu politikasından vazgeçer. Suçlular varsa sonuna kadar devletimizle birlikteyiz. Suçun üzerine gidelim. Ama 12 yıl, 15 yıl önce yapılmış veya atılmış bir tweeti bugün karşımıza koyup da bu şekilde halkın iradesine karşı durmayı da çok doğru bir yöntem olduğunu düşünmüyorum."

“KAYYUM TEHDİDİ ALABİLECEĞİMİZ BİR UNSURU ASLA DÜŞÜNMÜYORUM”

"Kayyum tehdidi alıyor musunuz?" sorusuna ise Zeyrek, "Kayyum tehdidi almıyorum. Ama günde bir, iki defa bugün nereye kayyum gelecek sohbeti Manisa Büyükşehir Belediyesi'nde geçiyor. Kayyum tehdidi alabileceğimiz bir unsuru asla ve asla düşünmüyorum. Ama devletimiz takdir görür, kayyum gönderir, bir şey diyemem. Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun. Benim bugüne kadar çizdiğim yolda, doğrultuda en ufak ne devletime, ne milletine, ne de Manisalı vatandaşlarımın bir kuruşuna zarar verecek hiçbir şey yapmadım. Bunun rahatlığı ve huzuru var bende. O yüzden dolayı kayyum tehdidini ben sadece korkutma olarak yorumluyorum" diye yanıt verdi.

"YOLSUZLUKLARIN KİM YAPTIYSA KARŞISINDA SPIL DAĞI GİBİ DURACAĞIM”

Önceki dönemde Manisa Büyükşehir Belediyesi'nde yapılan yolsuzluklarla ilgili yaptığı suç duyurularıyla ilgili ise Zeyrek, "Bu kurumun bir kuruşuna kim zarar verdiyse, kim aldıysa gitsin savcılıkta ifadesini versin. Suçludur, hakim cezasını verir. Suçsuzdur, hakim onun da beraatını verir. Bu yolsuzlukların kim yaptıysa onların karşısında Spil Dağı gibi duracağım" diye konuştu. Savcılığa verilen dosyaların durumuna ilişkin ise Zeyrek, "Başsavcımız verdiğimiz dosyalarla ilgili; 'İçişleri Bakanlığı’na gönderdiğini, İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma yetkisi verip vermeyeceğini beklediğini, soruşturma yetkisi verirse biz de adli merciler olarak gerekli işlemleri yaparız' dedi. Ama İçişleri Bakanlığından şu anda benim bildiğim henüz bir şey yapmadı" ifadelerini kullandı.