Kim terörist?

Yayın tarihi: 9 Kasım 2023 Perşembe 9:24 am - Güncelleme: 9 Kasım 2023 Perşembe 9:25 am

Hüsnü Mahalli

Başka bir açıdan

AKP’nin özellikle ‘Arap Baharı’ sürecinde radikal, ılımlı, yumuşak, sert ve silahlı-silahsız İslamcılara destek vermesi doğal olarak Türk toplumunda ciddi tedirginlik yaratmıştır. İşin içine ağırlıklı olarak Suriye ve Afganistan göçmenleri girince bu tedirginlik daha da arttı çünkü insanlar bu politikanın laik, demokratik ve çağdaş cumhuriyeti hedef aldığına inanıyor.

Haklılar.

Durum böyle olunca toplumun bir kesimi İsrail sevdalılarının algı operasyonlarıyla Hamas’a cephe aldı çünkü Erdoğan yani ‘İslamcı’ iktidar göreceli de olsa Hamas’ın yanında görünüyor.

Peki işin gerçeği ne?

Bu köşede ve bir çok televizyon programında anlattım ama şimdi bir kez daha hatırlatmak istiyorum çünkü İsrail sevdalıları Hamas’ın “radikalliğini yani terörist oluşunu” bahane ederek İsrail’in insanlık dışı katliamlarını meşru göstermeye çabalıyorlar.

Oysa emperyalist ülkeler ve onların beynini yıkadığı kişiler hariç dünyada herkes bu davanın haklılığını savunuyor ve Filistin halkının mücadelesiyle dayanışmasını gösteriyor.

Nedeni de çok basit…

1-1947 öncesinde bu coğrafyada İsrail diye bir devlet yoktu.

2-Osmanlı 1917’de bölgeden çekildiğinde Filistin’de yaklaşık 50 bin Yahudi vardı ve bunların yalnızca 10 bin kadarı o topraklarda doğmuştu. ABD, İngiltere ve emperyalist ülke ve güçlerin desteğiyle bu sayı dünyanın bir çok ülkesinden taşınan ve farklı milletlere mensup Yahudilerle (Yahudilik millet değil bir dindir) 1947’de 600 bin olmuştu.

3-Yine emperyalist ülke ve siyonist güçlerin desteğiyle Filistin’de kurulan Stern, Haganah, Irgun ve benzeri Yahudi terör örgütleri Filistin halkından binlercesini öldürdü ve yaklaşık 650 binini göçe ( bir kısmını Gazze’ye) zorladı. Şimdi de Gazze’nin kuzeyinden çöl olan güneyine ya da Mısır’a sürmeye çalıştığı gibi. Bu terör örgütlerinin kurucu ve yöneticileri sonraki yıllarda İsrail’in cumhurbaşkanı, başbakanı ve bakanları oldular, Filistinlileri öldürmeye devam ettiler ve teröristlerin hiç biri Filistin doğumlu değildi.

4-Kasım 1947’de ABD’nin devreye girmesiyle BM 600 bin Yahudiye Filistin’in % 56’ı ve geri kalanını toprağın gerçek sahibi 1.2 milyon Filistinliye verdi. Oysa Yahudilerin tapulu mülkü Filistin’in %6-7 civarındaydı.

5-Bu verilerle 1948’de resmen kurulan İsrail devleti yine emperyalist ülkelerin desteğiyle 1967 savaşında Suriye, Mısır ve Ürdün’ü yendi ve Filistin’in geri kalan tüm topraklarını (Gazze ve Batı Şeria) işgal ( yani satın almadı) etti . Aklı almaz, insanlık dışı ve her türlü terörist tutum ve davranışların uygulandığı bu topraklarda işgal ve kuşatma 56 yıldır sürüyor.

6-Hem de şu anda hükümeti oluşturan ve çoğunluğu ruh hastası, radikal Yahudi, bağnaz dinci, ırkçı, faşist ve katil siyonistlerin bildik katliamlarıyla.

7-Geçen süre içinde İsrail; BM başta olmak üzere bir çok uluslararası kurum, örgüt ve oluşumların aldığı yüzlerce kararların hiç birini uygulamadı.

8-Buna rağmen Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Arap ülkeleri ‘işgal ettiği topraklardan çekilmesi durumunda” İsrail’i tanıyacaklarını ve onunla barış yapacaklarını bir çok kez ilan ettiler. Bu amaçla 1978’de Mısır’la Camp David ve 1994’de Ürdün’le Vadi Araba’da anlaşmalar imzalandı ve her iki ülke İsrail’i tanıdı. Buna paralel olarak 1993’de Yaser Arafat Oslo’da İsrail’e karşı silahlı mücadeleden vazgeçtiklerini ilan etti. Arafat’la barış anlaşmasına imza atan İsrail Başbakanı Rabin Tel Aviv’e döndüğü gün radikal Yahudi bir genç tarafından öldürüldü.

9- 38 yıl işgalden sonra 2005’de Gazze’den çekilen İsrail 18 yıldır kuşatmayı sürdürüyor ve her canı sıkıldığında orayı bombalıyor. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere bir çok ülkeden taşınan 700-800 bin Yahudi ise 56 yıldır işgal altındaki Batı Şeria’da inşa edilen köylerde yerleştirildi. Hepsi silahlı ve her gün Filistinlilere akıl almaz işkence yapıyorlar. Özetle İsrail kurulduğu 1947’den bu yana yaklaşık 100 bin Filistinliyi öldürdü, altı milyon kadarını işgal ve kuşatma altında tutuyor ve bir o kadarı şimdi dünyanın bir çok yerinde yaşamaya çalışıyor.

..
Yarın devam ediyoruz