Kılıçdaroğlu’nun uyarı yaptığı ‘Cambridge Analytica’ nedir? Dansla seçimleri nasıl etkilemişlerdi?

Yayın tarihi: 2 Mayıs 2023 Salı 10:12 am - Güncelleme: 2 Mayıs 2023 Salı 10:34 am

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla adı seçim manipülasyonları ile anılan “Cambridge Analytica” iddialarını gündeme getirdi.  Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun için “Cambridge Analytica’cılık oynamak kapasitenizi aşar” ifadesini kullandı.

Türkiye 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlere adım adım yaklaşırken siyaset meydanı da ısınmaya başladı. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu sosyal medya paylaşımında gündemi sarsacak bir iddiada bulundu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile İletişim Başkanlığı’nda yönetici olan bazı diğer isimlerin Dark Web olarak bilinen takibi güç sanal ağlar için “anlaşma” yapmaya çalıştığını iddia etti.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği isimlerin yardımcıları olduğunu belirterek “dedikodu siyaseti” yaptığını söyledi.

Kılıçdaroğlu birkaç gün önce yaptığı açıklamada da, “Son 10 günde girişilecek en pis işleri biliyorum” demişti.

Peki ya Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği Cambridge Analytica nedir? Trinad seçimlerini danslarla, müziklerle, YouTuber’larla nasıl manipüle etti.

Kılıçdaroğlu’ndan Fahrettin Altun’a son uyarı

 

CAMBRİDGE ANALYTİCA NEDİR?

Cambridge Analytica skandalı ilk olarak  2018 yılında, 50 milyon Facebook kullanıcısına ait verilerin usulsüz kullanıldığının ifşa olması ile ortaya çıktı. Cambridge Analytica, “tüketici, takipçi, seçmen davranışlarını değiştirmek isteyen” iş dünyası ve siyasi partilere hizmet sunan bir veri analiz şirketi olarak çalışıyordu.

Zaman içinde kullanıcı verileri usulsüz şekilde elde edildiği belirlenen kişi sayısı 90 milyona yaklaştı. Şirketin, ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinde ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma (Brexit) süreçlerinde, seçmen davranışları üzerinde etkili olduğu düşünülüyordu.

Skandal, İngiliz The Observer gazetesinin haberi ile gün yüzüne çıktı. Gazete 2014 yılında, 50 milyon Facebook kullanıcı profilinin İngiltere merkezli Global Science Research şirketi tarafından toplandığını yazdı.

Kullanıcı tercihleri Facebook üzerinden yapılan kişilik testi ile elde edildi. Testi yapmaları için ücret ödenen Amerikalılar ile bu kişilerin Facebook arkadaşlarının sosyal medya verileri ele geçirilmişti. Cambridge Analytica’nın seçim sandıklarındaki tercihleri etkileyebilecek ve öngörebilecek güçlü bir yazılım kullandığı iddia edilmiş ve bu sistem ‘tam teşekküllü propaganda makinesi’ olarak tanımlanmıştı.

“FIRSAT OLARAK GÖRDÜK”

Şirketin yöneticisi olan Alexander Nix, “Demokratlar teknoloji devriminde öncülük ediyordu, veri analizleri ve dijital dünya ve Cumhuriyetçilerin rekabet etmekte başarısız olduğu alanlardı. Biz de bunu bir fırsat olarak gördük” demişti.

ZUCKERBERG İFADE VERDİ

Şirket ise usulsüzlük yaptıkları iddialarını reddetmiş ve verilerin hiçbirinin ABD’de 2016’daki başkanlık seçimlerinde kullanılmadığını savunmuştu. Facebook’un kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Mark Zuckerberg, kullanıcı bilgilerinin izinsiz paylaşılmasıyla ilgili süreç içinde ABD Kongresi’nde ifade verdi ve özür diledi. Şirkete tarihi bir miktar olan 5 milyar dolar ceza kesildi. Cambridge Analytica şirketi de kapatıldı.

DANSLA MÜZİKLE MANİPÜLASYON NASIL YAPILDI?

Karayipler’de yaklaşık 1.5 milyon nüfuslu Trinidad ve Tobago isimli ülkenin nüfusu yüzde 40 Hintli, yüzde 40 Afrikalı Siyahlardan oluşuyor. İki ana siyasi partinin olduğu ülkede, seçimlerin önde bitirilmesi için 1 oy bile kıymetli halde.

“Halkın Ortaklığı Koalisyonu” lideri Hint asıllı avukat Kamla Persad-Bissessar, 2010 genel seçimleri için Cambridge Analytica Şirketi ile işbirliği yapar. Şirket, elindeki verilere göre seçim kampanyasının hedeflerini şu şekilde sunar:

-İlk defa oy verecek gençleri hedeflemeliyiz.

– Politikayla hiç ilgilenmiyorlar, o nedenle “apolitikliği” arttırmalıyız.

– Tembeller ve hiç aktif değiller, o nedenle “tepkisel” bir şey yapmalıyız.

Bu hedefler çerçevesinde şu sloganlar bulunur:

-“Do So!” (Böyle Yap!) Hareketi

-“Siyasete ve oy vermeye karşı bir harekete katıl, havalı bir şey yap. Böyle yap, oy verme!”

AFRİKALI GENÇLER SANDIĞA GİTMEDİ

Peki Kamla Persad-Bissessar “Do So!” (Böyle Yap!) hareketinin propagandasını nasıl yaptı. Trinadlı Afrikalı gençlere nasıl ulaştı?

Cevabı dünyanın neresinde olursanız olun tek bir hareketle erişebileceğiniz Müzikler, danslar, YouTuber’lar, duvar yazıları ve konserlerle… Gerçekleştirilen bu hareket iktidara karşı değil, siyasete karşı bir hareket olarak nitelendirildi.

Afrikalı ailelere oranla Hintli ailelerin daha tutucu bir yapıda olmasından kaynaklı olarak Hintli çocukların anne babalarının sözlerinden çıkmayacakları düşünüldü.

Ve nihayetinde  öyle de oldu; 18–35 yaş aralığındaki seçime katılım farkı yüzde 40 idi. Hintli ailelerin çocukları anne babalarının sözünü dinledi, Afrikalı gençler ise sandığa gitmedi.