Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında artış yaşanırken, Prof. Dr. İlhan Çetin Erzurum'da ölüm vakasının gerçekleştiğine dikkati çekerek, vakaların ise en çok Sivas, Erzurum, Erzincan, Samsun ve özellikle Yozgat civarında görüldüğünü belirtti.
İlkbahar mevsimiyle birlikte kene vakaları yaşanmaya başladı. İç Anadolu Bölgesi'nde özellikle Yozgat, Sivas ve Tokat çevrelerinde sık görülen ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan keneler kırsal kesimde yaşayanlar için risk oluşturuyor. KKKA’nın ölümcül sonuçlar doğurduğunu söyleyen uzmanlar ise tarım alanları, yeşil alanlar ve hayvancılığın yapıldığı yerler ile pikniğe giden vatandaşlara uyarılarda bulunarak tedbirli olmalarını istedi.
Dr. Öğr. Üyesi Ayşin Kılınç Toker, "Vücudu kapatan uzun kollu ve uzun bacaklı giysiler, mümkünse çizme, değilse paçaları çorabın içerisine koyma gibi koruyucu önlemler alınabilir" diyerek uyarılarda bulundu. Öte yandan Gümüşhane, Yozgat ve Sivas gibi birçok ilde yaşanan kene vakalarındaki artış dikkat çekti.
KIRSAL ALANDA VÜCUDU KAPATAN KIYAFETLER TERCİH EDİLMELİ
Uzmanlar, kırsal alanda vatandaşların vücudu kapatan kıyafetler tercih etmelerini, pantolon paçalarını çorapların içine sokmalarını tavsiye ederken, ateş, halsizlik, baş ağrısı, vücut ağrısı, ishal gibi şikayetleri bulunan kişilerin ise en yakın sağlık kuruluşuna gitmelerini önerdi. Uzmanlar ayrıca, vücuda yapışan kenenin bulunduğu yerden çıplak elle temas etmeden çıkartılması gerektiğine dikkat çekti.
EN YOĞUN VAKA YOZGAT'TA
Yozgat ili genelinde son bir haftada 255 kişinin vücuduna kene yapışırken, kene vakalarının en yoğun olduğu ilçe ise Yozgat’ın Saraykent ilçesi oldu. Saraykent ilçesinde 60, Sarıkaya ilçesinde 30, Kadışehri ilçesinde 27 ve diğer ilçeler olmak üzere 255 kişi sağlık kuruluşlarına müracaat ederek, vücuduna yapışan keneyi çıkarttı. Kene yapışması nedeniyle Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde 2, Yozgat Şehir Hastanesi’nde ise 1 olmak üzere 3 kişinin de tedavisinin devam ettiği öğrenildi.
Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ayşin Kılınç Toker; artan kene vakalarına ilişkin açıklamalarda bulunarak, vatandaşları uyardı. Toker; "Bahar aylarının gelmesiyle birlikte özellikle Kırım Kongo kanamalı ateşi ve diğer hastalıkları bulaştıran keneler hareketli bir hale geldiler. Büyüdüler, çoğaldılar, insanlara ve hayvanlara bulaşma ihtimalleri arttı. Kırım Kongo virüsle bulaşan ve etkili olan bir hastalık ama keneler bu virüsü tükürük salgılarında bulundurduğu için ve vücuda tutunup kan emdiği süreçte de bu tükürük ile kişinin kanına tekrardan bu virüsü aktarabiliyorlar. Ayrıca kenenin çıplak elle parçalanması gibi temaslarla da hayvanlardan insanlara, insanlardan da diğer şekillerde dolaşım devam ediyor. Biz bu virüsü 2002 yılında Türkiye'de İç Anadolu ve Kuzey Doğu bölgesinde görmeye başladık.
https://tele1.com.tr/yaz-aylarinin-kabusu-geri-dondu-kkka-kaynakli-olumler-erken-basladi-1053390/
'ERZURUM, TOKAT, ÇORUM...'
Erzurum, Tokat ve Çorum bölgesindeydi ama iklimin ısınması, havanın sıcaklığı ve hayvancılıkla ilgili hareketin artmasıyla da Kayseri ve güneyindeki illerde de keneyle bulaşan Kırım Kongo vakaları artmış durumda. Hayvancılık, mera ve otlaklar uğraşan kişiler risk grubunda. Kenelere karşı buraların düzenli olarak ilaçlanması önemli.
Özellikle risk grubunda olmayan kişiler, piknik ve gezi amaçlı bu yerlere giren kişilerde de vücudu kapatan uzun kollu ve uzun bacaklı giysiler, mümkünse çizme, değilse paçaları çorabın içerisine koyma gibi koruyucu önlemler alınabilir. Ortamdan döndükten sonra özellikle koltuk altı, kulak arkası ve kasık gibi katlantı bölgelerinin kontrol edilmesi, özellikle çocuklarda ve kendisine dikkat edemeyecek yaşlılarda bu bölgelerin düzenli olarak kontrol edilmesi de önemli" ifadelerini kullandı.
ATEŞ OLURSA MUTLAKA SAĞLIK HİZMETİNE BAŞVURULMALI
Virüsün geç kalınmış vakalarda ölümcül olabileceğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Toker; "Kırım Kongo Kanamalı Ateşinde kenenin tutunmasından sonra beklenen süre ilk 3-4 gün gibidir. Özellikle kas ve bağ ağrısı, halsizlik gibi tablolar olabilir. Beraberinde yükselen ateş, burun ve diş eti kanaması yada vücutta nedensiz morluklar, karın ağrısı ve ishal bulguları olabiliyor. Bu tür bir tabloda mutlaka bir sağlık hizmet kuruluşuna başvurmak gerekiyor. Çünkü çok uzun yıllardır dünya ve Türkiye'de mevcut olsa da bu virüsün etkin bir direkt tedavisi yok. Biz bunu vücudu destekleyen tedaviler ile güzel bir şekilde tedavi edebiliyoruz. Yine de geç kalınmış vakalarda maalesef ölümcül olabildiği için sağlık kuruluşu desteğini ihmal etmemek gerekiyor" dedi.
Vücuda yapışan kenenin başının ezilmesi durumunda virüsün kana bulaşmasının hızlandığının altını çizen Ayşin Kılınç Toker; "Ortamdan döndüğümüzde kontrollü bir kene ile karşılaştık. Özellikle keneyi çıplak elle tutup başını koparacak şekilde bir hareket yapmak yada ezmek virüsün kana bulaşmasını daha da hızlandırıyor. Hareketsiz bir kene ise cımbız yardımıyla yumuşak bir hareketle çıkartmayı deneyebiliriz. Eğer kolaylıkla çıkmıyorsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna gitmemiz gerekiyor. Bu noktada hem birinci basamak hizmetler hem de acil servislerde vatandaşlarımıza yardımcı oluyorlar" diye konuştu.