Kendi ölüm törenine karar verememek

Yayın tarihi: 19 Kasım 2023 Pazar 6:23 pm - Güncelleme: 19 Kasım 2023 Pazar 6:24 pm

Demet Cengiz

Email: [email protected]

Twitter: @demetce

Bu dünyada karşılaştığım en tatlı, en zarif insanlardan biriydi Metin Uca. Karıncayı bile incitmedi, derler ya, o gerçekten bir karıncayı, bir böceği, bir sivrisineği bile incitmemiştir.
Ani kaybını sindirmeye çalışırken yine nobran, yine bayağı bir grup ortaya çıktı ve ölmüş gitmiş bir insanın ardından çirkeflik yaptı.

Dilan Polat ayarında bu çirkefliğin memleketin hemen her yerine yayılmış olmasını ibretle izliyoruz. Herkesin birbirine düştüğü yemekli, gelinli-kaynanalı, adalı ve kavgalı televizyon programlarının etkisi midir, siyasetin edepten yoksun dili midir, Mükreminlerle başlamış Kurtlar Vadisi ile şahlanmış kaba-mafyatik karakter özendirmesi midir, yoksa E şıkkı hepsi midir, bilinmez…

Metin Uca’nın şahsında aslında belli bir kesime uzatılan bu saldırgan ve terbiyesiz dil, asla TCK 216/1 uyarınca, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan ele alınmaz.

Dinlere ve yaratıcılara inanmayanlara “Ahlaksız. Bunlar sapık. Bunlar çocuklarıyla bile cinsel ilişkiye girerler” diyenleri ve onların asla TCK 216/1 kapsamına girmediklerini dehşete düşerek görürüz. Kişi kendinden bilir işi de alenen insanlara saldıran, hakaret eden, aşağılayan, iftira eden bu kişiler; suçları cezalandırılmadıkça arsızlaştılar.

Metin’in istemediği şey gömülmekti. Öldükten sonra yakılmayı istemişti. Kanunen hakkı olmasına rağmen fiilen bu arzusu yerine getirilemedi. Metin’in diğer arzusu ise bir cenaze töreni yapılmamasıydı. Çünkü o törenleri ikiyüzlü buluyordu.
Haksız da sayılmaz. Türkiye’de gittiğim hiçbir cenaze törenini sevmedim ben. Gevezelik eden, kahkaha atan, networking yapan, haber olmak için yaygara koparan, cenazeden canlı yayın açan, tabutla fotoğraf çektiren… Bu manzaraları sevmek mümkün mü?

Ben de cenaze töreni istemiyorum. Gömülmek istiyorum ama dini tören istemiyorum. Hatta nüfus kaydımdaki din bölümünü sildirttim. Ölümüm üzerinden, benim için hiçbir anlam ifade etmeyen insanların ve umurunda olmadığım insanların networking yapmasını, pide yiyip, çay içmesini istemiyorum.

Ancak gel gör ki Anayasa’nın 4. Maddesine göre laik bir ülke olan Türkiye’de deistler, agnostikler ve ateistler için dini olmayan bir cenaze merasimi düzenlenememekte.

Hâl böyle olunca camiler, dinlere ve tanrılara inanmayanlar dahil vergi ödeyen tüm vatandaşlara Sünni İslâm içtihadına göre cenaze törenleri yapılan yerler olarak hizmet veriyor.

“Ne işi var o kafirin camide” diye yaygara koparanlara hatırlatmak isterim ki devlet tanrılara ve dinlere inanmayanlara yer göstermiyor. Yoksa dükkân sizin… Adam ömrü boyunca gitmediği bir mabetten son yolculuğuna uğurlanmak istiyor olabilir mi? Düşünün!

Şimdi Metin’in ardından anladım ki ölenlerin ardından onu gerçekten sevenler bir araya gelip onu uğurlamak istiyor. Onu sevenler açısından burası bir cami olmuş, cemevi olmuş, kilise olmuş, sinagog olmuş, konser salonu olmuş fark etmiyor.

Metin’in ardından yazılan çirkin yorumları ben ne inançla açıklayabiliyorum ne de ideoloji ile. Bu sanırım ileri düzey kötülük veya ileri düzey bir akıl hastalığı ile açıklanabilir. En azından ikincisinin tedavisi mümkün olabilir, diye avunuyorum.

Adama rahmet okuyanlara, “Mekânı cennet olsun” diyenlere çemkirenler, engel olmaya çalışanlar gerçekten insanlığın oluşturduğu en ilkel medeniyetten bile nasibinizi almamışsınız.
Oysa herkes kendi lisanında ve kendi inancında konuşur. Siz Arapça, İbranca, Latince dua ediyorsunuz diye kimse kemoterapiyi kesmez ama iyi niyetiniz ve nazik davranışınız için şükran duyar. Birine o inanıyor diye değil siz inanıyorsunuz diye “Allah rahmet etsin” dersiniz.

Bir ateist de inandığı için değil kültürle inanç iç içe girdiği için “Allah belanızı versin” der.

Bilmiyorum anlatabildim mi?

Gazze’de yaşanan korkunç dramı bile başkalarının yaşam biçimine müdahale etmek için araçsallaştıran, onlara saldırmak için bahane olarak kullanan, kendi halinde kahvesini içen insanlara olmadık hakaretler eden, aktivistten çok vandal meczupları andıran bu kaba güruh zaten yeterince insanların sinirlerini gerdi. Maksadın bağcıyı dövmek olduğu bu kadar açıkken yine de size rağmen vicdan sahipleri Gazze için gözyaşı döküyor. Belki de bir tanrıya hiç inanmadıkları halde!

İnsanların dirileri bitti, ölülerine bile karışıyorsunuz. Pes!

Ne oldu? Ankara’da camide olay çıkarmaya giden iki adap yoksununu, cenaze törenine katılan vatandaşlar “Saygısızlar! Terbiyesizler” diyerek kovaladı. Hem adabınız yok hem de insanların sinirlerini zıplatmakta mahirsiniz!

Bir tarafta dayatılan bir yaşam biçimi diğer tarafta ölümüne bile karışan çirkin, saldırgan, adap ve edepten yoksun bir güruh…

Devlet nasıl uygun görürse öyle ölelim.

Yalnız bir agnostik olarak buradan açıklamış olayım: Ölümüm ardından hiçbir dini tören istemiyorum.

Kaynak: TELE1