İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “terör” soruşturması açtığı İstanbul Barosu yönetiminin düşürülmesini istedi. Savcılık ayrıca Adalet Bakanlığı’ndan kovuşturma izni istedi.

İstanbul Barosu Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu da savcılığın talepleriyle ilgili bugün açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada önceki baro başkanları ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da yer aldı.

Soruşturmanın anayasaya aykırı olduğunu ifade eden Kaboğlu, İstanbul Barosu’na dışarıdan müdahale edildiğini söyledi. Prof. İbrahim Kaboğlu, İstanbul Barosu’nun 23 Şubat’ta kurultaya gideceğini duyurdu. 

İstanbul’daki tüm avukatları kurultaya davet eden Kaboğlu, şunları söyledi: 

AKP’nin tuzağına İmamoğlu rest çekti AKP’nin tuzağına İmamoğlu rest çekti

“23 Şubat kurultayı, demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin ancak hukuk yoluyla işlediğini, inşa edilebileceğini, İstanbul Barosu’nun 66 – 67 bin avukatı, Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere bütün baroların desteğiyle Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına, yasama, yürütme ve yargıya anayasal organlara duyuracak.”

Kaboğlu, davaya ilgili detayları da şu sözlerle paylaştı:

“Bizim 21 Aralık günü yaptığımız avukatlık kanununun ilgili maddelerinden kaynaklanan insan haklarının korunması ve hukukun üstünlüğünün savunulması çerçevesinde bir açıklama idi. Sonra 7 Ocak günü adliyeye davet edildiğimiz zaman biz bir ifade vermedik, bir savunma yapmadık. Biz yalnızca beyanda bulunduk. Savcılık yapmış olduğu kamuoyuna yapmış olduğu açıklama ve yürüttüğünü beyan ettiği soruşturma tümüyle avukatlık yasasına ve anayasaya aykırı idi. Bunu beyan ettik. Hatta biz Adalet Bakanlığı’nın sonradan verdiği onayın iptali amacıyla Ankara İdare Mahkemesi’ne de başvurduk.

Ne var ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bununla da yetinmeksizin anayasaya ve yasaya aykırı bir soruşturma yürütmekle yetinmeksizin aynı zamanda dün itibariyle hakkımızda İstanbul Barosu’nun 20 Ekim günü İstanbul Barosu’na üye avukatların ortak iradeleriyle belirlediği yönetimin sona erdirilmesi amacıyla dava açmış bulunuyor.

Dava dilekçesi biçiminde başlığı altında ve o da yine anayasaya, avukatlık kanununa ve hukuka aykırı bir biçimde ortaya konmuş bulunuyor. Bu aslında kaynağını anayasa madde 138 üzerinden madde 2’de bulan baro yönetimlerinin, demokratik baro yönetimlerine dışarıdan bir müdahaledir. İstanbul Barosu’nun 20 Ekim 2024 günü yönetimi seçen binlerce avukatın demokratik iradesine müdahaledir.”

Kaynak: Haber Merkezi