İrfan Değirmenci: İktidarın ekmeğine süren, muhalefete zarar veren bir parti olmak istemiyoruz

Yayın tarihi: 11 Mart 2024 Pazartesi 7:39 pm - Güncelleme: 11 Mart 2024 Pazartesi 7:39 pm

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Çankaya Belediye Başkan adayı İrfan Değirmenci, Çankaya’da AKP’nin kazanma riski olmadığını söyleyerek “Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya’nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP’nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP’ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu” ifadelerini kullandı.

TİP’in Çankaya adayı İrfan Değirmenci, TİP Genel Merkezi’nde gazetecilerle bir araya geldi.

Sözlerine Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz kapsülüyle hayatını kaybeden Berkin Elvan’ı anarak başlayan Değirmenci şunları söyledi:

”14 yaşında martı kaşlı bir çocuk. Aramızdan koparıldı. Bugün tam 10 yıl olmuş. 10 yıl önce o gün doğanlar bugün 10 yaşında. 10 yıl önce o gün 8 yaşında olanlar bu yıl ilk kez oy kullanacaklar. Gezi Direnişi’nden, Berkin Elvan’dan söz ediyorum. Yan stüdyoda penguen belgeseli gösterirlerken, tüm sansür girişimine rağmen ona boyun eğmeyerek Berkin Elvan’dan söz eden, Kanal D sabah haberlerinde bunu yapan biriyim. Gururla söylüyorum. İleride anlatmam gerekirse sadece kendimle ilgili bunu söylerim herhalde. ‘Ne yaptınız siz hayatınızda’ dediklerinde. ‘Gezi Direnişi’nde sansüre boyun eğmedim’ diyebilirim.

“2013’TEN SONRA HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMADI”

2013 yılından sonra hiçbir şey bizim için eskisi gibi olmadı. Benim dünya bakışım da değişti. Yıllar boyunca yaptığım muhabirliği sorgulamaya başladım. Etkisiz miydi acaba diye. Bir başıma ne kadar mücadele edebileceğimi sorguladım. O çadırlarda, Gezi Parkı’nda biber gazı yerken, birbirimizin gözünün içine limon sıkmaya çalışırken, hepimiz gibi o gün değişti dünyaya bakış açım. 2013’ten sonra hiçbir şeyi eskisi gibi olmadı benim içinde. Zaten sakıncalı piyadeydim, Uğur Mumcu’nun tabiriyle. Ama 2013’te Gezi Direnişinde yaptığımız yayınlarla daha da sakıncalı hale geldim. En son 2017 yılında, tek adam rejiminin oylandığı referandum sürecinde ‘hayır’ oyu kullanacağımı tweet serisiyle kamuoyuna açıkladığım için işime son verildi. Doğan Grubu ‘gazeteciliğin tarafsızlığı’ ilkesini zedelediğimi söyledi. Çok kısa bir fıkraydı. Çünkü aynı grupta ‘evet’ oyu kullanacağını açıkça beyan edenler terfi ettirilirken ben ‘hayır’ oyu kullanacağımı açıkladığım için tazminatsız işten çıkarıldım.”

Türkiye’de rejim değişti. Rejim değişikliğine karşı daha da güçlü muhalefet edebilmek için bir parti çatısı altında örgütlenmem gerektiğini fark ettim. O parti çatısı TİP’ti. Çünkü TİP, toplumsal muhalefetin Gezi’de yan yana duran ve büyüyen toplumsal muhalefetin siyasi haliydi. Meclis’te TİP’i temsil eden dört milletvekili Erkan Baş, Sera Kadıgil, Barış Atay ve Ahmet Şık aslında gezinin ta kendisiydi. Her zaman yapılanları yaparak farklı sonuç beklenemeyeceğini bize anlattılar, öğrettiler. Muhalefet yapmak için de farklı bir tarz gerekiyordu. Daha etkili muhalefet yapmak için de kürsülerde farklı söylemler geliştirmek gerekiyordu. Beni TİP’e yönlendiren de onların Meclis’te sergilediği bu cesur tablo oldu aslında. Son bir buçuk iki yıldır da TİP’te siyaset yapmaktayım. Doğup büyüdüğüm, okula gittiğim yerde, ilk kez aşık olduğum Ankara’da, Çankaya’da değiştirebileceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. Çankaya’da ya mevcut düzen böyle gelmiş böyle gider denilen mevcut düzen devam edecek ya da TİP yıllardan sonra yollardan sonra yeniden şarkı söylenmesini sağlayacak çocuklar için. Bizim de bütün amacımız o zaten. Çocuklar yeniden şarkı söyleyebilsinler. Bu kente neşesi geri gelsin. Bu kentin şenliği geri gelsin. Bu kentte yapılması gerekenler yapılsın diye yola çıktık.”

Değirmenci, bir gazetecinin ”CHP’nin kalesi olan bir yerden adaysınız. Seçilme şansınız çok kolay değil. Burada neden aday oldunuz. TİP kendini mi görmek istiyor? Hedefiniz nedir” sorusunu, şöyle cevapladı:

“BİZ İKTİDARIN EKMEĞİNE SÜREN, MUHALEFETE ZARAR VEREN BİR PARTİ OLMAK İSTEMİYORUZ”

”Biz iktidarın ekmeğine süren, muhalefete zarar veren bir parti olmak istemiyoruz. İstemedik de. Genel seçimde de tavrımız buydu. Kendini muhalefette tanımlayan, saray iktidarıyla mücadele eden hiçbir partiye zarar vermemek gibi bir politika benimsemiş durumdayız. Çok bıçak sırtı olan yerlerde de aday gösterip, iktidar bloğunun kazanmasının önünü açmak istemedik. Bu aday belirleme kriterlerimizden biriydi. Ancak çok sembolik olan ilçeler var.  Türkiye sol hareketi için çok sembolik ve önemli olan ilçeler var. O ilçelerde adayımız var.  Büyükşehir belediyesinde bir adayımız yok mesela. Ama şunu biliyoruz ki Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de TİP’li üyelerin olması en azından belki bu kentin bir ulaşım master planını artık hayata geçirilmesini sağlayacak. Çünkü bilime kulak verilmemiş. Kentin ulaşımı planlanırken master plan ya ne olacak, beklesin denilerek ellerinin tersiyle itilmiş ve bugün trafikte saatler kaybediyoruz Ankara’da. Planlama olmadığı için. TİP’li belediye meclis üyeleri  iyi bir oy aldığımız ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ne de girdiğimiz takdirde bunun yapılmasını sağlayacak mesela. Bir işe yarayacağız.

Çankaya, son seçimlerde yüzde 70’e varan oyla mevcut Belediye Başkanı’na destek olmuş.  CHP’nin oyları hiçbir zaman yüzde 50’nin altına düşmemiş, AKP’nin aldığı oy da yüzde 15’in üzerine çıkmamış. Burada bir rahatlığımız var. Ya mevcut düzeni kazanacak Çankaya’nın ya da Türkiye İşçi Partisi kazanacak. Üçüncü bir seçenek yok. Çankaya’da AKP’nin kazanma riskini görsem, oyları bölüp AKP’ye kazandıran bir isim olarak anılmak beni bunca yıllık tecrübemi ve ekranda sergilediğim tavrı reddetmem olurdu. Ben burada AKP’nin kazanma riski olmadığını, oylar CHP’nin oyları ikiye değil üçe de bölünse yine de AKP’nin kazanamayacağını gördüğüm için burada ya TİP ve İrfan Değirmenci ya da CHP ve adayı kazanacak. İki ihtimal olduğunu gördüğüm için buradayım. Çankaya seçmeninin karşısındayım.”

Çankaya’ya aday olan İrfan Değirmenci: Beraber kazanacağız, beraber yöneteceğiz

Kaynak: TELE1