İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Kadına Yöenlik Şiddetle Mücadele Eylem Planı'nı açıklayan İmamoğlu konuşmasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın, belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılması ve yeni kreş açılmaması talimatına da ilişkin de konuştu.

İmamoğlu karar tepki göstererek şu sözlerle rest çekti:

"Bizim kreşlerimiz sizin Kanal İstanbul'unuzu yendi. Bizim kent lokantalarımız sizin vicdanınızı alt üst etti, yerle bir etti. Şimdi kalkıyorsunuz bu yazıyla diyorsunuz ki kreşlerinizi kapatın. Niye açmadınız? Hangi yüzyıldayız? Bu akıl değil akıl tutulması. Ne yapacağını şaşırmak. Şu anda açtığımız 100 kreşte 1500 kişi çalışıyor. Bu kreşlerde çalışanların yüzde 97'si kadın. Şimdi 20 bin annenin yararlandığı kreşleri 'kapat' diyorsun. Seneye biz 150'yi aşan çocuk kreşe gidecek. 20 bin anne de iş bulacak diyorum. Gece gündüz istihareye yatsam bunlara dua etsem yetmez bunlara. Allah bunlara akıl versin. Bu akılla millet önümüzdeki sandıkta git başımdan kardeşim diyecek. Böyle bir işin siyaseti olmaz. Senin yazın vız gelir, tırıs gider. Hadi gel de kapat"

"CİNSEL SUÇ KURBANI OLAN ÇOCUK SAYISI BAKIRKÖY'ÜN NÜFUSUNDAN DAHA FAZLA"

İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"Kadına yönelik şiddet ülkemizin en büyük toplumsal sorunlarından biridir. Son 20 yılda 6 bin kadın öldürülmüştür. Büyük çoğunluğu da yakınları tarafından öldürülmüştür.

Kadınların 3'te 2'si kendilerini güvenli görmeleri gerekn yerde öldürülmüştür. Yani evlerinde. Bu veri kadınların en temel hakkı olan korkusuz bir yaşamı yaşayamadıklarını gösteriyor. Son 9 yılda 227 bin 287 çocuğumuz cinsel suçların kurbanı olduğu kayıtlara geçmiş durumda. Bu sayı Bakırköy nüfusundan daha fazla. 

"ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİNİZ"

Son 10 yılda 2 kat artmış durumda. Bunlar çözüm bulmak zorunda olduğumuz gerçekler. Daha yeni içimize acıtan surlarda vahşice katledilen İkbal ve Ayşenur kızlarımız, Narin kızımız, Sıla bebeğimiz ve yaşam hakkında mahrum edilen onlar gibi yüzlerce isimler. Bunlar bu sistemin acizliğinin yansımasıdır. Bu korkunç cinayetler her siyasetçinin, sivil toplumun birinci gündemi olmalı. 

Bize her gün bu acı rakamlar sorumluluğumuz hatırlatmalı. Kadınların ve çocukların yanında olmak için çok çalıştım çalışmaya da devam edeceğim. Bu sözü hepinize veriyorum. Daima kadınlar ve çocuklar ilk önceliğimiz olacak. Asla yalnız yürümeyeceksiniz. İBB yanınızda olacak.

ANNE KART PROJESİNİN ÇIKIŞ HİKAYESİNİ ANLATTI

Elimden ne geliyorsa daha fazlasını yapacağıma söz veriyorum. Küçük bir örnek vermek istiyorum. Annelerin çocuklarıyla ücretsiz seyahat etmelerini istememin altında yatan sebep şu idi:

İlçe başkanıydım. İlk kez Beylikdüzü'nün Yakutlu ilçesinde bir evi ziyaret ettiğimde bir kadının feryadını hiç unutmuyorum. Üç çocuğu ile baş başa 'Ben evimden dışarı çıkamıyorum.' dedi. "Evimin dışında bildiğim tek yer şu sukağın önü" Köyünü tariflerken ben orada dah özgürdüm dedi. Burada çıkamıyorum. Hastaneye bile çocuğumu götüremiyorum. Eşi de yanında boynu bükük oturuyordu. Bunu yüzlerce kez dinledim. Arkadaşlarım şahit. Şimdi belediye başkanı oldular. Çalışın bakalım dedim Biz anneleri özgürce dolaştırabilir miyiz? Bizim işini kolaylaştırıp ona cesaret vermemiz lazım. O ihtiyaç tespiti ile biz anne kart vereceğiz dediğimizde 'Kimin parasını kime veriyorsunuz' dediler. "Milletin parasını millete veriyoruz" dedim. Anneler çocuklarıyla İstanbul'u doya doya geziyor.

Dünyanın her yerinde anlatıyorum. O belediye başkanları "Nasıl yaptın biz de yapabilir miyiz?" diye soruyorlar. Anne kart gibi bir çok ilki başardık. Bizden önce bir çoğu sıfırdı.

"BABA KART" VAADİ SALONDAKİLERİ GÜLDÜRDÜ

105 kreşimiz var. Hedefimiz 200. 725 binden fazla kadının cebinde Anne Kart oldu. O zaman milletin parasını kime veriyorsunuz dediler sonra adayları 'baba kart' vaat etti. İşte o zaman aynı bu şekilde güldük onlara. 

İkinci dönemimizde kadın ve çocuk güvenliğinde daha iddialı olacağız. 65 somut aksiyon içeren Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planı hazırladık. Çoğu aksiyon aynı zamanda çocuğa şiddeti önceleyecek mahiyettedir.

İddia ediyoruz ki bu eylem planı bugüne kadar açıklanmış en kapsamlı özellikle de kadına yönelik şiddetle mücadeleyi her açıdan ele alan bir eylem planıdır. Şu sözü veriyorum: Asla yalnız yürümeyeceksiniz. Ekrem İmamoğlu olarak yanınızda olacağım.

Özetle kadınların erkekler ile eşit olmadığı düşüncesi var. Sadece polisiye önlemlerle bu işin çözülemeyeceği nettir. Mutlak bir zihniyet değişikliği şarttır.

"İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR"

2011'de TBMM'de her siyasi parti tarafından onaylanan İstanbul Sözleşmesi'ne he birlikte sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi devletimizin kadına yönelik şiddete sıfır tolerans mesajıdır. Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi Yaşatır demekten asla imtina etmeyeceğiz. 

Biz tüm bu incelemelerin siyasi olduğunu biliyoruz. Davalarınız bizi yıldıramaz. İfademiz nettir: İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!

Yuvamız İstanbul ve Anne Kart projelerimiz artarak devam edecek.

İmamoğlu'ndan alkış kopartan Dilek İmamoğlu sözleri İmamoğlu'ndan alkış kopartan Dilek İmamoğlu sözleri

"ÖNÜMÜZDEKİ İKTİDARIMIZIN İLK GÜNLERİNDE HAYATA GEÇİRECEĞİMİZ İLK İŞİMİZ BU OLACAK"

Bu sorunların adil yasalar olmadan çözülmesi mümkün değildir. Güvenli yaşam alanlarını sağlamak için yapısal reformlar var. İstanbul Sözleşmesi'ne mutlaka dönmeliyiz. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair yasanın da tam ve etkin uygulanmasının peşinde olacağımızı ve inşallah önümüzdeki iktidarımızın ilk günlerinde hayata geçireceğimiz ilk işimiz bu olacak.

Kadını ikinci olanda gören zihniyetin karşısında olmaya devam edeceğiz. Şiddet uygulayanlara caydırıcı cezaların verilmesi bunun için de yasal reform özellikle iyi hal indirimlerinin ve haksız tahrik uygulamalarının suistimaline son verilmesi. 

Her alanda daha fazla kadın karar alıcının yer alması bu sistemi değiştirecek. Hepsinin takibini yapacağız. 

BAKANLIĞA 'KREŞ' RESTİ

Türkiye'de Milli Eğitim ile uzaktan yakında ilgisi olmayan eğitim ile ilgili başarısızlıklarını örtmek için Atatürk'e kadar dil uzatan Milli Eğitim Bakanı belediyelerimize yazı yolladı. Belediyelerin kreş yaptıklarını tespit ettik, belediyeler derhal bu kreşleri kapatın diye yazdı. Allah bunlara kıl versin diye dua ediyorum ya. Bu akıl da bize diyor ki kadın ve çcocukları ihmal edin. Sıfırdı 105 kreş açtık. Daha ilginci söyleyeyim mi Ankara'da adayları kreş vaadinde bulundular.  Bizim kreşlerimiz sizin Kanal İstanbul'unuzu yendi. Bizim kent lokantalarımız sizin vicdanınızı alt üst etti, yerle bir etti. Şimdi kalkıyorsunuz bu yazıyla diyorsunuz ki kreşlerinizi kapatın. Niye açmadınız? Hangi yüzyıldayız? Bu akıl değil akıl tutulması. Ne yapacağını şaşırmak. Şu anda açtığımız 100 kreşte 1500 kişi çalışıyor. Bu kreşlerde çalışanların yüzde 97'si kadın. Şimdi 20 bin annenin yararlandığı kreşleri 'kapat' diyorsun. Seneye biz 150'yi aşan çocuk kreşe gidecek. 20 bin anne de iş bulacak diyorum. Gece gündüz istihareye yatsam bunlara dua etsem yetmez bunlara. Allah bunlara akıl versin. Bu akılla millet önümüzdeki sandıkta git başımdan kardeşim diyecek. Böyle bir işin siyaseti olmaz. Senin yazın vız gelir, tırıs gider. Hadi gel de kapat. Aklı başında bir MEB Bakanı ben de nasıl kreş açayım diye düşünür. Ben bu kreşleri niye açıyorum. Ben diyorum ki benim bir evladım bile hiç bir çocuktan geri kalamaz. Devletin işi bir çocuk gerideyse onu eşit hale getirmektir. Siz bu yazınızı alın çöpe atın."

Kaynak: Haber Merkezi