İmamoğlu: Lozan ve Montrö olmasa özgür olamazdık

Yayın tarihi: 1 Temmuz 2022 Cuma 9:54 pm - Güncelleme: 1 Temmuz 2022 Cuma 9:55 pm

Kabotaj Bayramı için düzenlenen etkinlikte konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Lozan ve Montrö anlaşmaları olmasa özgür olmazdık. Denizler bize ait olmazdı” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin üç gün sürecek Denizcilik ve Kabotaj Bayramı etkinlikleri başladı. Denizcilik Şenlikleri’nin açılış konuşmasını Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı.

İmamoğlu konuşmasında, “Kabotaj Bayramı, bizim tarihimiz açısından önemli bir gün. Ne yazık ki son süreçte, biliyorsunuz en fazla Lozan Anlaşması’na birçok mesnetsiz, tabansız, bilgi yoksunu suçlama yapıldı. Ama biz biliyoruz ki bu toprakları hem birçok yükten kurtarmış hem de geleceğe dair çok özel adımlar atılmış önemli bir anlaşmadır. Dünya tarihinde yapılmış önemli anlaşmalardan birisidir. Aynen Montrö’de olduğu gibi. Ki Montrö’nün nasıl bir deniz barışı sağladığını, Karadeniz’deki o süreçte hep birlikte yaşadık” ifadelerini kullandı.

LOZAN VE MONTRÖ OLMASA ÖZGÜR OLMAZDIK

İmamoğlu konuşması esnasında şunları söyledi:

“Özellikle kapitülasyonların topraklarımıza yüklediği yük, limanların bize ait olmaması, denizlerdeki kısıtlılık, hepimizin çok canını sıkan bir şey olurdu, bugün olsaydı. Aslında özgür olmazdık. Denizler bize ait olmazdı. Ama işte bu anlaşma sonucu yapılan süreçle beraber denizlerimizin kayıtsız şartsız, limanlarımızın sahibi olduk. Ve bugün aslında yaptığımız kutlama, bu yönde bir kutlama. Emeği geçen, güzel Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere bütün silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyoruz. Bütün milletimizin Kabotaj Bayramı kutlu olsun. Tarihin çok yakın zamanlarında oluşmuş olan bu iç denizin, Marmara’nın ayrı bir hassasiyetle korunması lazım. Tabii dünden bugüne, bugünden yarına bir süreçten bahsetmiyoruz. Artık en az 20 yıl, 30 yıl bir planlamayla özellikle Marmara’ya kıyısı bulunan başta İstanbul olmak üzere bütün şehirlerin tarım alanlarının, sanayi alanlarının yeniden gözden geçirilip, yani tabiri caizse kötü bir kullanıma değil, düzenli bir kullanıma kavuşan bu dünya güzeli coğrafyanın artık geçen yıl yaşadığımız müsilaj sorunu gibi bu tür tehditlerle bir daha karşı karşıya kalmaması için en üst seviyede çabayı göstermemiz şart.

“DENİZLERİMİZ KORUNDUĞU SÜRECE BİZLERİNDİR”

Marmara’nın yanı sıra Haliç ve İstanbul Boğazı’nın korunmasına ve temizlenmesine dönük çalışmaları özenle yürütmeye devam ediyoruz. Tabii yanı sıra plajlarımız çok önemli. Plajlarımız hem artırılıyor hem düzenleniyor hem de kıyı alanlarının daha fazla kullanılması için en üst seviyede tedbirlerimizi alıyoruz. Denizlerimiz, bu anlamda korunduğu sürece bizlerindir. Yaşatıldığı sürece bizlerindir. Kaldı ki yaşadığımız dönemde kullandığımız bu alanların sahibi değil, aslında bir emanetçisi olduğumuzu da asla unutmamalıyız. Bu bilinci, hep beraber edindiğimiz gibi gelecek nesle de bu yönüyle aktarmamız şart. Bu coğrafyanın sahibi olmak, bu coğrafyada yaşamak ayrıcalık. Ama bir o kadar da sorumluluk. Bu anlamda bizler, yerel yönetimler olarak ve bütün kamu kuruluşları ve tabii ki burada yaşayan milyonlarca insanımız, işte denizlerin koruyucusu, kollayıcısı, elbette ki aynı zamanda kullanıcısı olacak.

Aynı zamanda, İstanbul’un simgesi olan vapurlarımızı koruyoruz, tamir ediyoruz. Hem de kendi tersanemizde. Çürümeye bırakılmış olanları hayata geçiriyoruz, başta Paşabahçe vapuru olmak üzere. Kentimizin simgelerini yine İstanbul Boğazı’nda bir tarihi, bir süsü, simgesi gibi kullanmaya ve insanlarımızın hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Yeni deniz taksilerimizi yine Boğaz’da ve Marmara kıyılarında hizmetinize sunarak, yine İstanbul’un özenli bir şekilde, özel bir biçimde kullanıma sunulması, denizleri daha çok ulaşımda da kullanmaya dönük attığımız kıymetli adımlar.”

İmamoğlu konuştuğu yurttaşın AKP’li olduğunu böyle anladı