İHD: Asılsız iddialarla katliamlar planlanarak hayata geçiriliyor

Yayın tarihi: 2 Haziran 2022 Perşembe 2:52 pm - Güncelleme: 2 Haziran 2022 Perşembe 4:29 pm

İnsan Hakları Derneği (İHD) AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulundu. Erdoğan’ın Gezi direnişçilerine yönelik “sürtük” hakaretinin ardından İHD’den yapılan açıklamada “Gezi’nin demokratik karakterini zedeleyemeyeceği gibi çürük ve sürtük gibi cinsiyetçi söylemlerle amaçlanan itibarsızlaştırmayı da başaramayacaktır.” denildi.

Partisinin grup toplantısında konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “9 yıl önce ağaç bahanesi ile çakılan kıvılcım bir anda bir kalkışmaya dönüştü. Bu eşkıyalar, bu teröristler adeta camilerin içini pisletti. Bunlar böyle, bunlar sürtük.” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın hakaretlerinin ardından basın açıklaması yapan İHD, “Asılsız iddialarla katliamlar planlanarak hayata geçirildiğini, toplumun birbirine düşman kamplara itildiğini ve bu olayların acı sonuçlarını biliyoruz ve endişe ediyoruz.” ifadeleriyle Erdoğan’a çağrıda bulundu.

HER TÜRLÜ OLUMSUZUKTAN YÖNETENLER SORUMLU OLACAKTIR

İnsan Hakları Derneği tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“GEZİ “ DEMOKRATİK BİR HAKKIN KULLANIMIDIR SUÇLAYAMAZSINIZ, İTİBARSIZLAŞTIRAMAZSINIZ !

CUMHURBAŞKANINI İNSAN HAKLARI, DEMOKRASİ VE TOPLUMSAL BARIŞIN GEREKLERİNE UYGUN DAVRANMAYA ÇAĞIRIYORUZ!

Gezi olaylarının 9. Yıl dönümünde yapılmak istenen etkinliklerin yasaklanması ve polis şiddeti kullanılarak engellenmesi anayasal bir hak olan barışçıl gösteri hakkına yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırı öncesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısında yaptığı konuşmada kullandığı yalan, iftira, itibarsızlaştırma, hakaret ve cinsiyetçi söylemleri ve nefret dili ise suç oluşturmakla kalmamakta, Cumhurbaşkanlığı konumunun gerektirdiği sorumluluğa da aykırılık taşımaktadır. Cumhurbaşkanı, bu söylemleri ile toplumu kutuplaştırmakta ve iç çatışmaya imkân yaratmaktadır. Bu tehlikeli dil ve yaklaşıma son verilmemesi durumunda yaşanacak her türlü olumsuzluktan başta Cumhurbaşkanı olmak üzere ülkeyi yönetenler sorumlu olacaktır.

Gezi olayları için üç-beş ağaç bahane edildi diyen Erdoğan’a, tüm insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı olduğunu, çevre hakkının insanın yaşam hakkı ile doğrudan bağını ve aynı zamanda bölgede yaşayan insanların karar süreçlerine demokratik ve etkin katılımını içerdiğini, ülkeyi yönetenlerin tüm yönleri ile bu hakka saygı duymak ve bu hakkın kullanımı için olanak yaratmakla sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz.

İktidarın hak ihlali yaratan uygulama ve kararlarına karşı, toplantı ve gösteri hakkını kullanmak da dâhil her türlü demokratik itiraz yönteminin kullanımı da bir hak olup, demokratik hakların kullanımı suç değildir.

Gezi olayları/ protestosu/ isyanı da bir demokratik hakkın kullanımıdır. Erdoğan’ın söylediğinin aksine ülkenin içerde ya da dışarda konumunu zayıflatmayı amaçlamadığı açıktır. Ancak tüm dünyaya Türkiye’de iktidarın demokrasiye, insan haklarına saygı göstermediğini, şiddeti olağanlaştırdığını, insan hakları söylemlerindeki samimiyetsizliğini göstermiştir.

Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’nde içki içildiği iddialarının bizzat cami müezzini tarafından yalanlanmış olmasına rağmen kullanılmaya devam edilmesi, demokratik hakkını kullanan kitlenin ‘terörist’, ‘eşkıya’ , ‘çürük’ , sürtük olarak nitelenmesi, “Gezi”nin demokratik karakterini zedeleyemeyeceği gibi çürük ve sürtük gibi cinsiyetçi söylemlerle amaçlanan itibarsızlaştırmayı da başaramayacaktır.

Ancak ülke tarihinde, özellikle “manevi değerlerimize zarar veriliyor”, “camilere saldırılıyor” yönündeki asılsız iddialarla katliamlar planlanarak hayata geçirildiğini, toplumun birbirine düşman kamplara itildiğini ve bu olayların acı sonuçlarını biliyoruz ve endişe ediyoruz.

Bu nedenle başta cumhurbaşkanı olmak üzere ülkeyi yönetenleri uyarıyor, bu söylem ve ithamların olumsuz tüm sonuçlarından sorumlu olacaklarını hatırlatıyor, ülkeyi yönetirken insan hakları, demokrasi ve toplumsal barışın gereklerine uygun davranmaya çağırıyoruz.

İnsan Hakları Derneği (İstanbul)

Erdoğan’ın ‘sürtük’ sözüne ilk suç duyurusu