Her gün binlerce vatandaşın tedavi olduğu Çapa’da korkutan deprem iddiası

Yayın tarihi: 25 Şubat 2023 Cumartesi 8:59 am - Güncelleme: 25 Şubat 2023 Cumartesi 8:59 am

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi çalışanları ve öğrencileri, her gün binlerce yurttaşın muayene olduğu Çapa Kampüsü’nde 2019 depreminden sonra meydana gelen hasarların sıva ve boya ile kapatılmasından dolayı endişeli. 

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi çalışanları ve öğrencileri, fakültenin Çapa Kampüsü’ndeki binalarının depreme dayanıklı olmadığını belirterek açıklama ve forum düzenledi. Erişkin Alerji İmmünoloji Bölümü yan dal uzmanlık öğrencisi Işıl İmren, “2019 depreminden sonra binalarımızda ciddi hasarlar meydana geldi. Ve bu hasarlar onarılmadan, sadece sıva ve boyalarla üstü kapatılarak, güvenli denilerek insanlar burada çalışmaya devam etmiş. Bizim yeni binalarımız tamamlanana kadar yine Çapa Tıp Fakültesi ismi altında biz güvenli hastanelerde hizmetimize devam etmek istiyoruz. Biz sadece can güvenliğimizi hem kendimiz hem hastalarımız adına istiyoruz” dedi.

“SIVA VE BOYLARLA KAPATILDI”

Foruma katılan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Alerji İmmünoloji Bölümü yan dal uzmanlık öğrencisi Işıl İmren, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“2019 depreminden sonra binalarımızda ciddi hasarlar meydana geldi. Ve bu hasarlar onarılmadan, sadece sıva ve boyalarla üstü kapatılarak, güvenli denilerek insanlar burada çalışmaya devam etmiş. Burada çok fazla hasta bakılıyor. Birçok hastalığın tedavisi Türkiye’de sadece belli başlı üniversitelerde yapılıyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi onlardan biri. Çok değerli hocalarımız var çok önemli bir eğitim alıyoruz burada.”

11 ili yıkan deprem felaketinde 20’inci gün! 44 bin 218 can kaybı

“TEHLİKE ALTINDA YAŞIYORUZ”

“Doktorluk nasıl bir şey; biz ciddi bir hastalık tespit ettiğimizde, bir kanser tespit ettiğimizde hastaları tedavi ediyoruz. Bize bu yapılan şey kanser teşhisi alan bir hastanın vücudundaki kanseri tedavi etmeden onun yayılıp her yere metastaz yapmasına sebep olup, en sonunda onu ölüme sürükleyen bir sürecin bir benzeri. Biz hastalıklı binalarda ölünceye kadar tehlike altında yaşıyoruz. Doktorluk bu değil. Bizi bu binalarda kalmaya zorlayan ve gerekli kararları vermeyen insanların arasında çok yetkili doktorlar da var, Sağlık Bakanlığı var. Bize burada tıp eğitimi böyle verilmedi. Sizin doktorluk anlayışınız böyle mi, ben bunu soruyorum size. Bu hem bizim hem hastaların hem de Türkiye’deki diğer bütün kötü binalarda yaşayan insanların temel yaşam hakkına saygı duymamak.”

“CAN GÜVENLİĞİ İSTİYORUZ”

“Taleplerimiz; güvenli hastaneler var İstanbul’da deprem kurallarına göre yapılan. Bizim yeni binalarımız tamamlanana kadar yine Çapa Tıp Fakültesi ismi altında biz güvenli hastanelerde hizmetimize devam etmek istiyoruz. Biz sadece can güvenliğimizi hem kendimiz hem hastalarımız adına istiyoruz.”

“YORULDUK BIKTIK”

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 16 yıldır temizlik personeli olarak çalıştığını belirten Erhan Taş, şöyle konuştu:

“16 yıldır burada görev yapıyorum. Ben geldiğimden beri İstanbul Üniversitesi’nde değişim ve dönüşüm olacağı söyleniyor 16 senedir. Yeni yapılan nöroloji binası var, iç hastalıklarının temelleri atıldı, diş binası yıkıldı fakat çok yavaş ve ağır işliyor işler. Dolayısıyla biz de bununla ilgili endişeliyiz. Son yaşanan deprem, 1999 depremi. Her şeyi kadere bağlayacak bir pozisyonda, potansiyelde ilerlemesinden artık yorulduk ve bıktık. Devletimizin de üniversitemizin de yöneticilerimizin de artık sağlık sektörünün bir para şeklinde düşünülmemesi, insanların burada hayat kurtarmak için kendini canhirane ortaya koyduğunu görmelerini bekliyoruz ve istiyoruz. Bir an önce bu dönüşümlerin gerçekleşmesini istiyoruz.”

“20 SENEDİR ÇEPE TAŞINACAK”

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 2003’ten beri hemşire olarak çalıştığını belirten Özlem Keskin, şöyle konuştu:

“Bu fakültede 2003’ten beri görev yapıyorum. Ben 2003’te buraya geldiğim zaman ‘Çapa taşınacak’ diye bir mit vardı. Daha sonra bir ara tayin alıp gittim geldim. Sene oldu 2023 yine Çapa taşınıyor, yine Çapa taşınıyor ve yine Çapa taşınıyor ama ortada hiçbir şey yok. Defalarca bize yer gösterildi, yeni yerler yapılması adına. Daha önceki grupta hocalar vardı. Buna defalarca karşı çıktılar. Gitmemize engel oldular. En son birkaç sene önce yine bir başka yerde hastane gösterildi. Onu da bahane ettiler. Yani senelerdir taşınmamamızın nedeni aslında bunun içinde bulunan hocaların da büyük çoğunluğunun etkisi var. Ve ama tam gün yasasıyla beraber hepsi özele kaçtılar. Biz burada kaldık. Onlar bize bir özür borçlu.”

İSKENDERUN’DA ARKADAŞIMIZ GÖREV YAPARKEN VEFAT ETTİ”

Ayrıca da Çapa’nın, buranın değerli olduğundan bahsediyorlar, gönül bağımızdan falan filan. Yani elbette ama bizim güvenliğimiz her şeyden önemli. Ben bir devlet memuruyum. Ben burada da çalışırım, Başakşehir’de de çalışırım. Benim için konum önemli değil ama benim için benim güvenliğim önemli. İskenderun’daki depremde arkadaşlarımız vefat etti ve görev yaparken vefat etti. Bu kadar acıklı bir şey ki. Enkazdan çıkarsınız ama hastane yoksa hiçbir şey yapamazsınız. Bu bittiğinizin son resmidir.

Bu konuda daha duyarlı ve daha profesyonel adımların atılması gerekiyor
Şimdi depremin sıcaklığıyla bunu konuşuyoruz. Emin olun 10 gün sonra bunu konuşmayacağız. Kızgınlığım da bu. Bu öz eleştiriyi bu fakültenin yapması lazım. 6 bine yakın çalışanı var bakın kaç kişiyiz burada. Kimse yok burada, yine belli başlı kişiler burada. Bu konuda daha duyarlı ve daha profesyonel adımların atılması gerektiğini düşünüyorum.”