Hapishane operasyonları için emsal karar

Yayın tarihi: 9 Nisan 2019 Salı 11:25 pm - Güncelleme: 9 Nisan 2019 Salı 11:25 pm

Burdur hapishanesine yönelik operasyonda Veli Saçılık’ın koparılan koluna ilişkin davada devletin tazminatı geri alması kararından geri dönüldü

Burdur hapishanesine yönelik operasyonda Veli Saçılık’ın koparılan koluna ilişkin davada devletin tazminatı geri alması kararından geri dönüldü.

Burdur hapishanesinde, 5 Temmuz 2000’de düzenlenen operasyonda, hapishane duvarını yıkan kepçenin darbesiyle kolu kopan Veli Saçılık’ın, 19 yıldır devam eden davasında tüm hapishane operasyonları için emsal olacak tarihi bir karara imza atıldı.

T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre Saçılık’ın kazandığı 150 bin TL’lik tazminatın, “İsyana katıldığı ve kolunun kendi kusuruyla koptuğu” gerekçesiyle iadesine karar veren yargı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Kusurlu olan devlet, tazminat geri alınamaz” kararından sonra 180 derecelik dönüş yaptı.

AİHM kararına uyan Isparta İdare Mahkemesi, devletin hapishanelerinde isyan çıkmamasına yönelik önlemleri alması gerektiğine, tüm önlemlere rağmen isyan çıksa bile kanunlarda gösterilen ölçülerle müdahale edilebileceğine hükmetti.

Daha önce “İsyana katılan bedelini öder” anlamına gelen karara imza atan yargı, Saçılık’ın kolunun kopmasına neden olan ekskavatör (dozer kepçesi) ile hapishaneye müdahale etmenin kanuni olmadığına ve yargılamanın yenilenmesine hükmetti.

“Önlem alsaydın”

Kararda, devletin, hapishanede kişilerin vücut bütünlüğüne üçüncü kişilerin ya da kamu görevlilerinin zarar vermesini engelleyecek eğitimler vermesinin zorunlu olduğu anımsatıldı. İdarenin hapishane iç ve dış güvenliğini sağlaması, önleyici güvenlik önlemlerini baştan alması, hapishane donanımını buna göre gerçekleştirmesi, etkili yönetim ve denetim sistemi geliştirmesi gerektiğinin anlatıldığı kararda, isyan halinde kullanılabilecek kesici, delici, patlayıcı silahların hapishaneye sokulmasının engellenmesinin de devletin görevi olduğu vurgulandı.

Orantılı müdahale şartı

Kararda, “buna rağmen herhangi bir toplu isyan ya da kalkışma olması halinde güvenliği sağlama konusunda her zaman dışarıdan kolluk kuvvetleri vasıtasıyla müdahale etmek hakkı var ise de yapılan müdahalenin yürüttükleri hizmetin gereklerine ve mevzuatında öngörülen yöntemlerle, kişilerin can güvenliğini mümkün olduğunca riske atmadan orantılı bir güç kullanmak suretiyle yapılması gerekmektedir” denildi.