Haziran Direnişi’nde gaz fişeğiyle yaralanan Aydın Aydoğan’ın dosyası 3. kez Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na gönderildi

Yayın tarihi: 22 Ocak 2020 Çarşamba 3:14 pm - Güncelleme: 22 Ocak 2020 Çarşamba 5:09 pm

7 yıldır sonuç alınamayan dosyası hakkında konuşan Aydoğan, “Savcılığın bu kararı ile dosyaya devletin müdahil olduğu resmen tespit edilmiştir” dedi.

Aydoğan, “En son 2018’de dosyayı 2 defa faili meçhula gönderdiklerinde itirazda bulunmuştuk. Bölge İdare Mahkemesi dosyanın ‘Faili Meçhul Suçlar Bürosu’ndan alınıp, soruşturmanın ivedilikle devamı’ kararı vermesine rağmen, savcılık bu karara uymamıştır. Dosya daha sonra Başsavcılık tarafından tekrar memur suçlarına gönderilmiştir. Dosya burada 1,5 yıl hiç bir işlem yapılmadan tutulmuştur. Dosya yeni öğrendiğim kadarı ile hiç bir gerekçe dahi sunulmadan tekrar Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na gönderilmiş bulunmaktadır” dedi.

‘AYNI ŞEYLERİ TEKRAR YAŞIYORUM’

Konuya ilişkin  Aydın Aydoğan Tele1’e konuyu değerlendirdi:

Hakkımda devam eden kamuoyunda Gezi Parkı dosyası olarak bilinen dosyamın 7 yılına gireceğimiz Gezi Parkı direnişinden hemen sonra şikayetçi olduğum dosyada bulunan, kolluk kuvvetlerinin ölen savcı M.Selim Kiraz’ın dosyayı ulusal kriminal dairesine göndermesi sonucu görüntülerden tespit edilen kask numaraları belli olan polislerin kimlik tespitini yapmayan savcılık, dosyayı 3 kez ‘Faili Meçhul Suçlar Bürosu’na gönderdi.

Savcılığın bu kararı ile dosyaya devletin müdahil olduğu resmen tespit ve teyit edilmiştir. En Son 2018’de dosyayı 2 defa ‘Faili Meçhul Suçlar Bürosuna’ gönderdikleri vakit İstanbul Bölge İdare Mahkemesine itirazda bulunmuştuk. Bölge idare Mahkemesi 1 dava daire 2018/677 esas 2018/798 kararı ile dosyanın faili meçhul suçlar bürosundan alınıp soruşturmanın ivedilikle devamı kararı vermesine rağmen savcılık bu karara uymamıştır. Dosya daha sonra idare mahkemesinin kararı tebliğinden sonra Başsavcılık dosyayı tekrar memur suçlarına göndermiştir.
Dosya burada 1.5 yıl hiçbir işlem yapılmadan tutulmuştur. Aradan geçen zaman zarfında sonra dosya bugünlerde yeni öğrendiğim kadarı ile hiçbir gerekçe dahi sunulmadan tekrar faili meçhul suçlar bürosuna gönderilmiş bulunmaktadır. Dosyamdaki hukuksuzluklar yeni değil daha önce ilk şikayetimizde 2013 yılında daha sonra 17/25 Aralık operasyonundan hemen sonra gözaltına alınan Savcı Adnan Çimen ilk şikayetimizde polis görev listelerinden 16 tane polisi tespit etmişti. Sonra onun yerine gelen Adalet Sarayında öldürülen Mehmet Selim Kiraz’ın ifadelerini aldığı 16 polis hakkında da aynısı yapılmıştı. Dosya o vakit İstanbul Valisi Vasip Şahin’in görevli kolluk güçleri hakkında soruşturma izni vermemişti. Dosya faili meçhule gönderilmiştir. Sene 2016 yılıydı, ona da itiraz edip dosyayı Memur Suçları Bürosuna, İdare Mahkemesi Kararı ile getirtmiştik.

Aynı şeyi tekrar tekrar yaşamaktayım. Dosyaya Valilik Başsavcılık müdahil oluyor yani kısacası devlet eliyle dosya işletilmesi bir kadük bir hale dönüştürülmektedir. Bunların sade ve sade dosyayı zaman aşımına uğratıp ortadan kaldırmak istiyorlar. Ülke adaletsizlikten boğulmak üzere savcılar hiçbir sorumuza cevap vermiyorlar ve veremiyorlar, savcının odasına gidince ardımda iki tane sivil polis eşlik ediyor, anlaşılmaz ve açıklanamaz günler yaşamaktayız. Sorduğumuz soruya isteğinizi yazılı olarak bildirin diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Dosyanın 2 sefer Memur Suçları Bürosuna geldiği vakit savcı beyin en son 07/10/2019 tarihinde yanına gittiğimde ismi Savcı Deniz Arslanoğlu . Fiziki dosya ile beraber EGM müdürlüğü 17/02/2019 tarihli ön inceleme raporunda yazıda görüntülerden tespit edilen kask numaralarının emniyetin kayıtlarında olmadığı yazısı var bende fiziki dosyayı başka bir odada uzun bir süre incelediğimde daha önce gönderilen EGM 01/02/2017 tarih ki cevap yazısında üç tane kolluk kuvvetleri kasklarının A-012 A-90 A-91 nolu kaskların Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kayıtlarda olduğu dikkatimi çekti.

‘İLERDE ÇOCUKLARIMIZ KARŞILAŞMASIN’

Dilekçe ile beraber savcı beyin yanına tekrar gittiğinde dosyada daha önceki emniyetin 2017 deki cevap yazısını gösterdim ve dilekçemde de belirtip üç kişinin kayıtlarının bulunduğu ve bu kişiler ile ilgili ne yapacaklarını sordum baktı ve dikkatli bir şekilde dilekçede belirttiğim kask numaralarının altını kırmızı kalem ile çizerek ‘ben gerekeni yapacağım emniyete bu konu ile ilgili yazı yazacağım’ demişti. Fakat Savcı Bey benden hemen sonra dosyayı acele bir şekilde veyahut bilerek ve dosyaya tekrar faili meçhul suçlar bürosuna göndermiş bulunmaktadır. Yani ben anlayamıyorum? Devlet kendi mahkemesinin kararını nasıl hiçe sayabilir inanılmaz. Gerçekten bunca yıl adalet için uğraşıyoruz, dosya 3 büyük klasör olmuş fakat içinde adalet yok bol bol yazışmalar ve cevaplar karmaşık bir hale getiriliyor ki işin içinden çıkamayalım. Devlet fiilen dosyaya müdahil olmuştur artık 3 kez aynı dosya faili meçhul suçlar bürosuna gönderilmiştir.Bu dosya inanın belki ileride Hukuk Fakültelerinde ders olarak okutulacaktır. Bizler bunun bedelini yani adaletsizliği halen çekiyoruz ileride çocuklarımız böyle şeylerle karşılaşmasınlar.

Polis görev listelerinden tespit edilen 16 polis ile ilgili daha sonra Kriminal’den tespit edilen polisler içinde ayrı ayrı defalar dosya Faili Meçhul Suçlar Bürosuna gönderilmiştir. Her ikisini de Bölge idare Mahkemesi kararı ile tekrar memur suçlarına getirttiğimiz dosya şu anda üçüncü defadır Faili Meçhul Suçlar Bürosun’da. Aslında failler belli emri verenler belli lakin ülkemde bunu uygulayacak merci yok kanunların işletilmediği bu günler de geçecek dosyaya hiç bir Cumhuriyet Savcısı dokunmak dahi istemiyor bütün savcılar için korkulu bir dosya haline gelmiş çünkü dosyaya Başsavcılık ve devlet müdahil olmuştur. Böyle bir şey nasıl olur halen anlayamıyorum.

‘KOCA SARAY YAPMIŞLAR AMA İÇİNDE ADALET YOK’

Koca koca Adalet sarayları yapmışlar ama içinde Adalet yok maalesef yok.
Adalet yalnızca adalet istiyoruz. Gezi döneminde güzel günler hayali ile sokaklara çıkmıştık Bugün daha iyi anlıyorum ki ne kadar doğru bir şey yapmışız unutmasınlar bu hukuksuzluk ve adaletsizlik bir gün kendilerini de bulacaktır.