1999'DA DAVA AÇILDI GÜLEN KAÇTI
Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hakkında, anayasal düzeni değiştirmeye çalıştığı gerekçesiyle 19 Mart 1999 tarihinde soruşturma açtı. Soruşturma, şeriat devleti kurmak amacıyla yasadışı örgüt oluşturmak suçlamasıyla davaya dönüştü.
Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, 12 bölüm ve 79 sayfadan oluşan iddianamede,FETÖ’nün sahip olduğu okul, yurt ve dershanelerinde yetiştirdiği iyi eğitilmiş kadrolarla, Atatürk ilkelerini ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırarak şeriat esaslarına dayalı bir devlet kurmayı amaçladığını belirtmişti.
"Türkiye içinde en güçlü irticai yapılanma” başlıklı iddianamede, devletten de ileri olanaklara sahip olan Fethullahçıların, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sessiz ve derinden sızma politikası da ortaya konulmuştu. Bu politikanın hoş görünme, polisi güçlendirme, Emniyet güçlerini TSK’ye karşı kullanma hedefi bulunuyordu.
"BÖLGE, ŞEHİR, EV İMAMLARI"
"İstişare kurulu, bölge imamları, şehir imamları, ev imamları gibi illegal yapılanmayla tüm ülkeyi bir ağ gibi sarmıştır.
Yine bu yasadışı yapılanmaya bağlı olarak yurtiçinde ve yurtdışında yasal gibi görünen şirketlere, okullara ve vakıflara sahip bulunmaktadır. Bu yapılanmayla büyük ve güçlü bir görünüm arz etmektedir. Örgüt halk üzerinde manevi cebir ve baskı yaratmaktadır."
Fethullah Gülen hakkında 10 yıla dek ağır hapis istemiyle açılan davada bir sonuca ulaşılamadı. Gülen, Soruşturma açıldıktan iki gün sonra, 21 Mart 1999'da sağlık sorunlarını öne sürerek Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) gitti ve o tarihten öldüğü 20 Ekim 2024 tarihine kadar da Pensilvanya eyaletinde yaşadı.
YARGIDAN ORDUYA, MEDYADAN SİYASETE HER YERDE ÖRGÜTLENDİ
Gülen’in gençliğinden beri kafasında geliştirdiği amaçları gerçekleştirmek için kurduğu yapı AKP iktidarı döneminde her yere sızdı. 40 yılda tamamladığı örgütlenmenin devlete nasıl sızdığını ise şu cümlelerle itiraf etti:
"Teşvik edilen insanlar da o müesseseler de bu ülkeye ait. Kastedilen manadaki sızmayı belli bir dönemde Türk milletinden olmayanlar yaptılar hatta belli yere kadar geldiler. Belki endişelerinin altında o sızıntıların fark edilmiş olabileceği endişesi var. Bir milletin ferdi, kendi milleti için var olan müesseselere sızmaz; hakkıdır girer oraya; mülkiyeye de girer adliyeye de, istihbarata da girer hariciyeye de."
AKP İKTİDARINDA KUMPAS DAVALARI
Adım adım kurduğu yapıyı AKP iktidarı döneminde geliştirdi. Yetiştirdiği örgüt elemanları emniyet ve yargıyı ele geçirdiğinde Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının başlaması için düğmeye bastı.
Fetullah Gülen ve kurduğu yapı Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) 30 Nisan 2014 toplantısıyla “terör örgütü” olarak ilan edildi. Kurduğu yapının amacı seçilmiş hükümeti devirmek, ülke yönetimine el koymak olarak tespit edildi. 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk iddiası ile hükumete darbe soruşturmaları, 1 ve 19 Ocak 2014’te Hatay ve Gaziantep’te Suriye’ye askeri malzeme taşıyan MİT kamyonlarının engellenip aranması ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun makamının gizlice dinlendiği kayıtların yayınlanması bu kararın alınmasında etkili oldu.
15 Temmuz 2016 gecesi kalkıştığı darbe girişimi başarısız olunca, 40 yıl önce kurduğu yapı artık Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tarihin sayfalarına kazındı.
AKP ÖNDE GELENLERİ ÖVE ÖVE BİTİREMEMİŞLERDİ
ERDOĞAN: ÜLKEYE DÖN. BU HASRET BİTSİN!
Dönemin başbakanı olan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, 2012 yılında Türkçe Olimpiyatları'nın kapanışındaki konuşmasında Fethullah Gülen’e “Ülkeye dön” çağrısı yaparken şöyle demişti: "Gurbet hasrettir. Hasret bedeli çok ağırdır. Biz, gurbette olup, şu vatan topraklarının hasreti içerisinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Diyoruz ki, bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz."
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in, “Bu uzun bize hainlik etti” sözleri üzerine Recep Tayyip Erdoğan, “Okullar için yer istedi, verdik. Olimpiyat dediler, her türlü desteği verdik. Ne istediniz de vermedik, ne isteniz de alamadınız”
2012 yılında Fethullah Gülen’e “Bu hasret bitsin, dön” çağrısı yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ için 2010’dan beri alanlarda uyarı yaptığını iddia etti. Erdoğan’ın iddiasının aksine, toplumsal muhalefetin tüm itirazlarına rağmen 2010’da yapılan Anayasa referandumuyla HSYK seçim sistemi değiştirilerek yargı Gülen Cemaati’nin himayesine verilmişti.
BOZDAĞ, GÜLEN’İ SAVUNDU
Yargıdaki Cemaat örgütlenmesine karşı eleştirilere 2011 yılında Meclis kürsüsünden yanıt veren dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Fetullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz ama değerli bir insandır, bilge bir insandır. Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmet yapıyor. Her şeyi de açık, devletin denetimi, gözetimi altında açık, her şeyi göz önünde…” demişti.
ÇELİK: ‘DEVLETE SIZMIŞLAR’, KARGALAR GÜLER!
Dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik de, Cemaat’le ilgili eleştirilere, “Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış bunlar kargaları güldürür” diyerek yanıt vermişti.