Sağlık Bakanı Koca: Enfekte olan sağlık çalışanlarımızın sayısı birilerinin söylediğinden daha fazla

Yayın tarihi: 29 Nisan 2020 Çarşamba 5:27 pm - Güncelleme: 29 Nisan 2020 Çarşamba 6:37 pm

Bilim Kurulu toplantısının ardından konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’de vaka sayısının yüzde 60’nın İstanbul’da olduğunu söyleyerek, “İstanbul’a özel bir tedbirimiz yok. İstanbul ne Vuhan gibi, ne Avrupa gibi ne de ABD eyaleti gibi olan bir yer değil. Yoğun bir yerleşim var. İstanbul’un kontrol altına alınmış olması çok büyük başarı. Biz ilave tedbiri önermiyoruz. Teması, mesafeyi, izolasyonu son derece önemsiyoruz” dedi. Koca, enfekte olan sağlık çalışanlarının sayısının ise  7 bin 428 olduğunu açıkladı.

Koronavirüs Bilim Kurulu, yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile mücadelede son durumu değerlendirmek üzere video konferans yöntemiyle toplandı.

Vaka sayıları ve hastaların durumunun ele alınacağı toplantıda, tanı ile tedavi konusunda dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeler değerlendirilerek, önlemler ele alındı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, video konferans aracılığıyla katıldığı Bilim Kurulu toplantısının ardından salgındaki son durumla ilgili açıklamalarda bulundu.

Sağlık Bakanı Koca’nın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Taviz vermezsek istediğimiz sonucu kısa sürede alabiliriz. Geride kalan günler kolay geçmedi. Hastalık bizi esir mi alacak diye endişe ettiniz. Hastalığa yakalanan yakınlarınız için endişe duydunuz, bir yakınınızı kaybettiyseniz büyük acı yaşadınız. O acıda sizinle beraberiz. Bilin ki elimizden geleni yaptık.

“BAŞARIDA 3 MADDE SIRALAYABİLİRİM”

Türkiye bu sınavdan şu ana dek yüzünün akıyla çıktı. Bizi bu noktaya, tedbirlere uyum ve titizlik getirdi.

11 Mart tarihinden sonraki süreçte kademe kademe uygulanan tedbirler sonuçlarda etkili oldu.

Türkiye koronavirüsü nasıl kontrol altına aldı ve salgını geriletti? Erken tedbirlerle aşama kaydettik.

Başarıda 3 madde sıralayabilirim. Tedbir, tespit, hızlı tedavi.

“ÇİN’DEN GELEN İLACI FARKLI KULLANIM OLUMLU SONUÇLAR ALDIK”

Yatak doluluk oranı yüzde 60’lardan yüzde 30’lara geriledi.

Şüphelilere odaklanmak yerine yaygın tarama yapan ülkeler istenen sonucu alamadı. Bu isabetli uygulamanın örnek alınacağını umuyoruz.

Tedavisi hastane şartlarında yapılması gereken hiçbir vakayı evine göndermedik, göndermiyoruz.

Durumu stabil olan hastalarımızın tedavisi aile hekimi gözetiminde evinde yapılıyor.

Görev yapan filyasyon ekibi sayımız 5849’dur. Bu ekipler hastaların temas zincirinde yer alan 468 bin 390 kişi tespit etmiştir

Kovid-19 hastalarında uyguladığımız birçok tedavi dünyadakilerden farklılık göstermiştir. Kovid-19 hastaları için uyguladığımız yöntem hekimlerimiz tarafından geliştirilen bir yöntem olmuştur. Bakanlığımız alınan sonuçlara göre, her hafta tedavi aşamasını daha iyi duruma getirdi. Çin’den gelen ilaçların özelliklerini değiştirerek daha başka sonuçlar elde ettik. Virüse karşı henüz etkili bir ilaç geliştirilmedi. Ancak süreci hafifleten ve yardımcı olan ilaçlar var.

“HASTALIĞIN SEYRİNİ ÖNEMLİ ORANDA DEĞİŞTİRDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”

Tedavi konusunda dünyadan bir farkımız daha var. Virüsü taşıyan hastalara tedavi uygulanmıyor. Biz ise belirti gösteren herkese hemen, erkenden tedavi uyguluyoruz. Hastalarımızda zatürreye gidiş oranı azalmaya başladı.

Artık hastalarımızı ventilatöre erken değil, ileri aşamada bağlıyoruz. Tedavide gösterdiğimiz bir diğer gelişme ise yoğun bakımdaki hastalarımızı erken aşamada artık entübe etmiyoruz. Bunun hastalığın seyrini önemli oranda değiştirdiğini görüyoruz.

“YOĞUN BAKIMDAKİ HASTALARIN VEFAT ORANI YÜZDE 10’A DÜŞTÜ”

Yoğun bakımdaki hastaların vefat oranları yüzde 58’den yüzde 10’a düştü.

Entübe hastalarımızdaki vefat oranı %74’ten %14’e geriledi. Bu başarıların arkasında hekimlerimizin özen ve dikkati, tedavi yaklaşımlarımız, bilimsel yaklaşımlar ve hekim sanatının ustalıkları var. Gelişmeler hasta kayıp oranımızın azalmasında da aynı derecede etkili olmaktadır.

Türkiye’de şuanda hasta kayıp oranı %2.8’dir. Bu oran Avrupa’da en düşük, dünyada ise 80. sıraya karşılık gelmektedir.

Hastaya yüksek akımlı oksijen verme uygulaması ölüm oranlarını düşüren önemli bir faktör olmuştur.

Salgına karşı başarıyı 3 faktör sağladı. İlki tedbirlere uyan 83 milyondur. Diğeri filyasyondur. Son faktör de erken tedavidir.

11 Mart’tan bu güne geldiğimiz nokta kesin başarı noktası değildir. Başarı tedbirleri terk edeceğimiz başarı değil, tedbirlere sarılacağımız başarıdır. Yeni vaka sayısı henüz 0 değildir. Hastalık bitmedi, o hâlde mücadele devam etmelidir. Önümüzdeki günler eski günlerin aynısı olmayacaktır.

SORU CEVAP

NORMALLEŞME SÜRECİ

Mücadelede 5. haftadan sonra başarıya ulaştığımız verilere yansıdı. Yeni veriler bize her gün umut veriyor ve bu umudu sonuca çevirmek zorundayız. Önümüzdeki günler, eski günlerin aynısı olmayacaktır.

Başarı, tedbirleri artık terk edeceğimiz bir başarı değildir. Tedbirlere sarılmamız gereken bir başarıdır. Aramızda hala virüsü taşıyan, yeni tanı konan insanlar var, olmaya da devam edecektir. Hastalık bitmedi, bu yüzden mücadele devam etmelidir.

Normalleşmeyle ilgili, bütün bakanlıklarımızın içinde yer aldığı ve Bilim Kurulumuzun da tavsiyesini göz önüne alarak, normalleşmenin hangi tedbirlerle yapılacağıyla ilgili görüşler alıyoruz. Ve bunlar ilgili birimlerde de tartışılarak, kamu oyuna açıklanmış olacak. Özellikle bu ay boyunca bir takım tedbirleri devam ettirerek, nasıl bir normalleşme yapılacağıyla ilgili hazırlıklar tamamlanınca açıklama yapılacak.

65 YAŞ ÜSTÜ AÇIKLAMASI

65 yaş üstü büyüklerimizi, hiç olmazsa birkaç saat, hiç olmazsa gezmelerini, dolaşmalarını araba kullanmadan, yakın mesafe anlamında yapılabilir mi, serbestlik söz konusu olabilir mi diye gündem oldu ama öneriye dönmedi. Bu da bir yaklaşıma gelirse, görüş olacak Cumhurbaşkanımıza da sunulmuş ve karar verilmiş olur.

Biz bulaş oranının yüksek olduğunu biliyoruz, bu nedenle de teması son derece önemli görüyoruz. Teması, bu dönemde bulaşın daha çok solunum yoluyla bulaştığı için maske kullanımını önemsiyoruz.

“PİK DÖNEMİNDE OLDUĞUMUZU SÖYLEYEBİLİRİZ”

Pik döneminde olduğumuzu söyleyebilirim. Bir düşüş trendine de girdik ama bunun kalıcı olması gerekir.

Özellikle temasın, mesafenin son derece önemli olduğunu, bu anlamda gerekli tedbirlere uyum gösterilmezse, yeni bir pik dalgasına yol açabilir. Şu anda ikinci bir pikin olmayacağını söyleyebilirim.

EMRULLAH GÜLÜŞKEN AÇIKLAMASI

Benim hiçbir akrabalık bağım yok. Aracılık olanlardan da akrabam ya da tanışıklığım olmadı. Sosyal medyadan bu bilgilendirme yapıldı. Sonra bana bilgi ulaşıldı. Büyükelçi ile konuştuk, kendileri de özellikle Türkiye’de tedavi edilmesinin uygun olduğunu söyledi ve Türkiye’ye getirilmiş oldu. Şuan Ankara’da tedavi ediliyor. 2 gün yoğun bakımda kaldı. Ciddi bir solunum problemi olmamasına rağmen kalp rahatsızlığını söylemiş olması. Bizim takiplerimizde de muhtemelen kapak sorunlarının olduğunu biliyoruz. Ciddi bir sorun olmadığını anlıyoruz. Baba ve 3 çocuğu getirildi. Büyük kızında ve 10 yaşındaki çocukta da pozitif çıktı. İsveç bunu bilmiyordu. 7 yaşındaki çocukta da negatif çıktı. Dolayısıyla 2 gün sonra servise alındı ve takibi yapıldı.

Sadece İsveç’ten getirmedik. Biz bu süreçte daha dün Rusya’dan vatandaşımızı getirdik.

İSVİÇRE’DEKİ TÜRKLER

İsviçre’deki hastanın tanısı 7 Nisan’da konulmuş, başkonsolosla görüşülmüş. Başkonsolosla yapılan görüşmede, kendisiyle düzenli görüştüklerini, bir Türk hekime sürekli muayene yaptıklarını ve durumunun kötü olmadığının belirtildiği, ve şu an için tıbben Türkiye’ye götürülmesinde gerek olmadığını söylediler Pazar günü gelen mesajda.

Bugün Türk hekiminin İsviçre’deki hastayla ilgili yaptığı muayenede, bu hastanın sevk endikasyonunun olmadığı, 4 kişinin hastaneye sevk edilmeye gerekli olmadığı belirtilmiştir.

Biz bu dönemde salgınla mücadeleyi, siyaset üstü yapmaya gayret gösterdik. 83 milyonun bu mücadele yer alması gerekiyordu, kimsenin mücadele dışında kalmaya hakkı yoktu. Biz bakanlık olarak yapılması gereken ne ise, onu yapmakta gayret ettik. Lütfen bu konuları siyasete alet etmeyelim.

Biz toplumda yaygınlığı, taşıyıcılığı belirlemek istiyoruz. Önümüzdeki bir hafta içerisinde bu konu netleşecek ve toplumdaki yaygınlık ve bulaşcılık durumuna göre alınabilecek yeni bir tedbirlerin alıp alınabileceği Bilim Kurulu’na gelmiş olur ve biz de size açıkları

“İSTANBUL’A ÖZEL BİR TEDBİRİMİZ YOK”

İstanbul’a özel bir tedbirimiz yok. İstanbul’da özellikle vakamızın yüzde 60’ı burada. İstanbul ne Vuhan gibi, ne Avrupa gibi ne de ABD eyaleti gibi olan bir yer değil. Yoğun bir yerleşim var. Torundan dedeye kadar birlikte yaşam var. İstanbul’un kontrol altına alınmış olması çok büyük başarı. Biz ilave tedbiri önermiyoruz. Teması, mesafeyi, izolasyonu son derece önemsiyoruz.

MASKE SORUNU

Maskenin çalışanlara da gönderildiğini bilelim. Ama büyük işletmelerle ilgili de valilik üzerinden ayrıca maske gönderiyoruz. Bu nedenle gönderilmediğine dair bilgilerin doğru olmadığını belirtiyorum.

Maskenin Türkiye’de bedava dağıtılması öngörülüyor. Dünyada bu yaklaşımı da sergileyen başka ülke yok. Maske üzerinden ne gibi mücadelelerin olduğunu da biliyorsunuz. 20 ila 65 yaş arasına kod gönderiliyor ve bu kodla maske alınabiliyor.

ADANA’DAKİ YATAK KAPASİTESİ

Adana’yla ilgili daha öncede söyledim. Daha önce verdiğim ifade, doluluk oranı idi. Ben, Türkiye’deki yatak doluluk oranı 10 bin kişide 28. Adana’da Türkiye ortalamasında üzerinde olan yüzde 32. Adana’da toplam kişiye düşen yatak sayısı 32. Yoğun bakım yatağı, Türkiye’de 100 bin kişiye düşen yatak sayısı 49, Adana’da ise 63. Neresi yeterli değil?

ÖLÜM ORANLARI TARTIŞMASI

Ölümler, siyasetin konusu haline gelmeye başladı ama burada her rakamın, bir can olduğunu unutmayalım. Bu rakamların, gizlenebilirliği vatandaşlarımıza karşı yapılamaz.

Çünkü siz izlediğiniz rakamlarla, mücadelede tedbirleri vatandaştan alamazsınız. Ölüm raporlarını hazırlayan, imzanı atan ise hekimlerimiz. Hekimlerimize güvenmiyor musunuz? Sağlık Bakanlığı mı imza atıyor?