AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Ahmet Davutoğlu'nu suçlamalarının ardından cevaplar peş peşe geliyor, kavga sertleşiyor. Ahmet Davutoğlu ile birlikte yeni parti hazırlıklarını sürdüren Selçuk Özdağ, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehir Üniversite tartışmalarına ilişkin, "Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve AK Parti Genel Başkanı’nın gündeme getirmiş olması bir paniğin, bir telaşın ve bir hesabın işi" dedi.
https://tele1.com.tr/davutoglu-kendisine-dolandirici-diyen-erdogana-yanit-verdi-107880/
Tarafsız Haber Ajansı’na konuşan Özdağ, Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bu konuyu, Şehir Üniversitesi’yle ilgili meseleyi Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve AK Parti Genel Başkanı’nın gündeme getirmiş olması bir paniğin, bir telaşın ve bir hesabın işi. İkincisi ‘o zat’ derken o zat dediği kişi AK Parti’nin başdanışmanı Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın, Dışişleri Bakanı, Başbakan ve Genel Başkan. Siyasette kalıcı olmanın yolu sadece uzun süre seçim kazanmak değildir, naif olmaktır, nezaketli olmaktır, etik değerlere sahip olmaktır.
“SAYIN DAVUTOĞLU’NUN BİR REKLAMA İHTİYACI YOK”
İkincisi ‘o zat’ derken Sayın Davutoğlu’nu zikretmeyerek güya reklamını yapmak istemiyor kendince Sayın Davutoğlu’nun bir reklama ihtiyacı yok. Dünya çapında tanınmış bir adam.
“İDRİS GÜLLÜCE AK PARTİ’NİN ŞU AN ÜYESİ AK PARTİ’DEN UZAKLAŞTIRACAKLAR MI?”
Üçüncü olarak orada bu arazinin bu üniversiteye devrini yapanlar arasında Sayın Davutoğlu’nun, Sayın Ali Babacan’ın, Sayın Mehmet Şimşek’in, Sayın Feridun Bilgin’in ismi olduğu kadar da Sayın İdris Güllüce’nin ismi var. İdris Güllüce AK Parti’nin şu an üyesi. Mademki burada bir usulsüzlük var usulsüzlük yapan kişilerden bir tanesi de diğerleri bu partiyle bağlarını kopardılar, o kişiyi disipline verecek ve AK Parti’den uzaklaştıracaklar mı?
“AK PARTİ KENDİNE GÜVENİYORSA MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURMAK İÇİN TEKLİFTE BULUNSUN”
Burada bir usulsüzlük yok. Bu bir siyasi konuşma, bu bir meseledeki usulsüzlüğü dile getirme konusu değil zaten usulsüzlük de yok. Şimdi eğer AK Parti kendine güveniyorsa 2002’den bugüne kadar hemen bir Meclis araştırma komisyonu kurmak için teklifte bulunsun bütün partilere. 2002’den bugüne kadar devlet bankalarının hangi kurumlara, hangi kişilere, hangi üniversitelere, özel, vakıf üniversitelerine hangi kredileri verdiklerini ve bu kredilerin ne kadarının döndüğünü, ne kadarının yapılandırıldığını bunları açıklamaya davet ediyorum. Meclis araştırma komisyonunun bunu incelemesi gerekmektedir.
“MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU BUNU İNCELEMELİ VE ARAŞTIRMALI”
AK Parti’nin madem ki etik değerler uğruna mücadele ettiğini, değerler uğruna mücadele ettiğini söylüyor, Meclis araştırma komisyonu bunu incelemeli ve araştırmalı, kamuoyuyla paylaşmalıdır. Hatta bankalar şu an Sayın Cumhurbaşkanı’na bağlı bu bankaların hepsi. Sayın Cumhurbaşkanı derhal bankalara talimat vermeli, bu verilen kredilerin kimlere, hangi kuruluşlara, hangi şirketlere, hangi üniversitelere, hangi vakıf üniversitelere, hangi özel üniversitelere verildiği tek tek 82 milyon ile paylaşılmalıdır.
“SAYIN DAVUTOĞLU’NU RAKİP GÖRDÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”
Sayın Cumhurbaşkanı bir telaş içerisinde ve AK Parti Genel Başkanı bir telaş içerisinde özellikle ‘o zat’ derken Sayın Davutoğlu’nu rakip gördüğünü görüyoruz ve bu partileşme süreci tamamlanmak üzereyken böyle bir çıkış yapmış olmasını da dikkat çekici buluyoruz.
“BU BİR KORKUNUN İFADESİDİR”
Bu bir korkunun ifadesidir. Korkunun beyanatıdır. Bu korku da Sayın Davutoğlu ve arkadaşlarının ayak seslerinin iktidara yürüyüşlerinin ve de hesap soracaklarının bir yürüyüşüdür, onun korkusudur. Buradaki yaklaşım tarzı kesinlikle siyasidir. Türkiye’de öğrencileri mağdur etmektir. Bu bir öğrenciler üzerinden Şehir Üniversitesi üzerinden Sayın Davutoğlu’na bir gözdağı vermektir, hesap sormaktır.
Türkiye’deki futbol kulüplerinin 7 milyar liralık borcu ötelendi, ertelendi ve Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında diyor ki ‘onların stadyumları var’ diyor. Teminat olarak o stadyumların hiçbiri onların değildir, o stadyumların çoğunun ki devlete aittir.
“BANKALARI AÇIKLAMA YAPMAYA DAVET EDİYORUM”
Bir gazeteyi batırmak ve ona el koymak için el değiştirmek için 800 milyon lira Ziraat Bankası’ndan o şahıslara kredi verdirilmiştir. Bankaları açıklama yapmaya davet ediyorum, hangi spor kulübüne ne kadar yardım yapıldı, hangi üniversiteye, hangi özel vakfa, hangi özel üniversiteye, hangi özel vakıf üniversitesine ve de kişilere ne kadarlık yardımlar yapıldı, krediler sağlandı ve bu kredilerin yapılandırılması nasıl yapıldı, bunları tek tek açıklamaya davet ediyorum.
“İSİMLERİ ORADA GEÇMİYOR”
İtham ettiği bakanlar, başbakan ve bakanlar Sayın Ali Babacan, Sayın Mehmet Şimşek, Sayın Ahmet Davutoğlu, Sayın Feridun Bilgin Bey ve ismini zikretmediği Sayın İdris Güllüce Beyefendi Amerika’daki Halk Bankası davasında yargılanmıyorlar. İsimleri orada geçmiyor.”