Erdoğan çevre katliamlarını unuttu: ‘İklim değişikliği ile mücadelede en ön safta yer alıyoruz’

Yayın tarihi: 30 Eylül 2020 Çarşamba 10:19 pm - Güncelleme: 30 Eylül 2020 Çarşamba 10:19 pm

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in 75. Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’ne gönderdiği video ile katıldı. Erdoğan konuşmasında” İklim değişikliği ile mücadelede en ön safta yer alıyoruz.” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşmiş Milletler’in 75. Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında düzenlenen Biyolojik Çeşitlilik Zirvesi’ne gönderdiği bir video ile katılım sağladı. Erdoğan konuşmasında “Türkiye iklim değişikliği ile mücadelede en ön safta yer alıyoruz” dedi. 21 Kasım 2019’da Türkiye’de bulunan 15 termik santralin baca filtrelerinin takılmasını iki buçuk yıl daha erteleyen kanun teklifi AKP ve MHP’lilerin oylarıyla kabul edilmişti.

CHP Kütahya Milletvekili Dr. Ali Fazıl Kasap ise konuyla ilgili “Meclis Genel Kurulunda görüşülen Torba Kanunun 50. maddesi tüm itirazlarımıza rağmen AKP ve MHP’nin oylarıyla kabul edildi. Böylece Türkiye’de bulunan 15 termik santral baca filtresi takmadan 2,5 yıl daha halkımızı zehirlemeye devam edecek. Yazıklar olsun!” demişti.

AKP ve MHP’lilerin oylarıyla alınan bu karar halkın ve çevrenin sağlığını zarara uğratacağı gerekçesiyle çokça itirazla karşılaşmış fakat değişen herhangi bir şey olmamıştı.

BACASINDA FİLTRE BULUNMAYAN 15 TERMİK SANTRAL

  • Çanakkale / ÇAN 18 Mart Termik Santrali
  • Şırnak / Silopi Termik Santrali
  • Kahramanmaraş / Afşin Elbistan A Termik Santrali
  • Karabük / Kardemir Termik Santrali
  • Kütahya / Tunçbilek Termik Santrali
  • Kütahya / Seyitömer Termik Santrali
  • Manisa / Soma A Termik Santrali
  • Manisa / Soma B Termik Santrali
  • Sivas / Kangal Termik Santrali (1. Ve 2. üniteler)
  • Zonguldak / Çatalağzı Termik Santrali
  • Ankara / Çayırhan Termik Santrali
  • Muğla / Yeniköy Termik Santrali
  • Muğla / Kemerköy Termik Santrali-
  • Bursa / Orhaneli Termik Santrali
  • Kahramanmaraş / Afşin Elbistan B Termik Santrali

TÜM İTİRAZLARA RAĞMEN TERMİK SANTRALLER İNŞA EDİLDİ

Termik santrallerin inşa edileceği bölgelerde yerel halk buna karşı gelmiş ve direnmişti. Milletvekillerinin de itiraz ettiği bu doğa katliamı durdurulamamıştı. TEMA Vakfı ve Ziraat Mühendisleri Odası’nın açtığı davalar ise sonuçsuz kalmıştı.

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMALARI

İnsanlık olarak küresel ölçekte zorlu ve sancılı bir dönemden geçiyoruz. Bir taraftan son asrın en büyük sağlık krizlerinden olan korona virüs salgını ile mücadele ederken diğer taraftan da salgının menfi etkilerini yönetmeye çalışıyoruz. Covid – 19 salgını, sağlık sorunu olmanın ötesinde ekosistemdeki bozulmanın yansımalarından birisidir. Salgın aynı zamanda bizlere biyolojik çeşitliliği korumanın gelecek nesillere sağlıklı ve temiz bir dünya bırakmanın önemini de göstermiştir. İçinde hayatımızı devam ettirdiğimiz tabiat atalarımızın bize bir mirası değil çocuklarımızın emanetidir.

Salgın sonrasında insanlığın ekonomik ve sosyal adaletle birlikte bu konuda da gereken dersleri çıkaracağına inanıyorum. Üç farklı iklim kuşağı ve 3 biyocoğrafi alan üzerinde yer alan Türkiye’nin oldukça zengin bir doğal habitat çeşitliliği bulunuyor. Sadece kıtaların ve kültürlerin değil aynı zamanda iklimlerin de kavşak noktasındayız. Son yıllarda attığımız adımlarla bu zenginliğimizi daha da tahkim ettik. Ülkemizin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek, çevreyi korumak için ciddi yatırımlar yaptık. Ata Tohumu Projesi ile ülkemiz gen kaynaklarını oluşturan bitki çeşitlerini koruma altına aldık, 4.5 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturarak orman varlığımızı 20,8 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkarttık. Tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim değişikliği ile mücadelede en ön safta yer alıyoruz.

Ayrıca biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilir kullanımı ve restorasyonuna yönelik küresel çabalara da destek veriyoruz. Önümüzdeki 10 sene insanlığın kaderini tayin edecektir. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçeğe dönüşmesi için biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik yenilikçi, etkili ve pratik projelere ihtiyacımız vardır. Hali hazırda üzerinde çalıştığımız küresel biyoçeşitlilik çerçevesinin 2050 yılına giden süreçte etkili ve eylem odaklı amaçlar içeren bir yol haritasını teşkil edeceğine inanıyorum.

Biyolojik çeşitliliğin korunmasını ve ekonomiye katkısını kısa vadeli hedefler olarak asla görmemeliyiz. Ekonomik sektörlerin tamamında farkındalığı artırarak bu alanda özel sektörlerin yatırım yapmasını teşvik etmeli, karşı karşıya kaldığımız sorunları birer fırsata çevirmeliyiz. 2022’de BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansına ev sahipliği yapacak ve 2 yıllık dönem başkanlığı görevini yerine getirecek Türkiye bu süreçte biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için gerekli adımların atılmasında öncü rol oynayacaktır.”