Erdoğan’dan İmralı açıklaması: Devletin elinde böyle bir bilgi var ki söylüyorum

Yayın tarihi: 26 Ocak 2022 Çarşamba 10:25 pm - Güncelleme: 27 Ocak 2022 Perşembe 12:25 am

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan canlı yayında açıklamalarda bulundu. “İmralı” hakkındaki açıklamalarıyla dikkat çeken Erdoğan “Öcalan’ın, Demirtaş’ın oradan vermiş olacağı mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek” dedi. Kendisine yöneltilen “Devletin elinde böyle bir bilgi mi var?” sorusuna ise Erdoğan “Var ki söylüyorum” şeklinde yanıt verdi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef alırken, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onlarında kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar” demişti. Canlı yayında bu sözlerine ilişkin yeni bir açıklama yapan Erdoğan, “Öcalan’ın, Demirtaş’ın oradan vermiş olacağı mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebaşını bırakacak tek bir iktidar olur o da HDP’nin içinde olduğu zillet ittifakının iktidara gelmesiyle olur. FETÖ’cüleri serbest bırakacağız diyenler yine bunlar değil mi? Biz bunlara asla izin vermeyeceğiz. Böyle bir şey hiçbir zaman gerçekleşmeyecek” diye konuştu.

Program sırasında gazetecinin soruduğu “İmralı Demirtaş’ın açıklamalarından rahatsız dediniz. Devletin elinde böyle bir bilgi mi var?” sorusuna ise Erdoğan “Var ki söylüyorum” şeklinde yanıt verdi.

 

BAKANLIK DENETİMİNDEKİ BÖLGELERDEN DE İBB’Yİ SORUMLU TUTTU

İstanbul’da hayatı durma noktasına getiren kar yağışına ilişkin konuşan Erdoğan, suçu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) attı. İBB denetiminde olmayan, bakanlık denetiminde olan bölgeler için de Ekrem İmamoğlu’nu hedef gösteren Erdoğan, şunları söyledi:

İstanbul’a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktı. İstanbul’da belediye başkanlığı yapmış bir insanım. Neresinde ne var, sıkıntılar nelerdir, nasıl giderilir bunları bilen birisiyim. Sizler eğer tuzlanmayan yollarda araçlar kilometrelerce kuyrukları oluşturursa bunun sorumlusu vardır veya sorumluları vardır. Vatandaşlarımız yollarda mahsur kaldık. Bunları ekranda izledik. Bu tam anlamıyla bir basiretsizliktir. Daha önceki uygulamaları bile devam ettiremeyen bir yönetimin elinde İstanbul. Biz İstanbul’u kaderine terk edemeyiz. Kar kış kıyamet olacak Tayyip Erdoğan gidip yatacak? Yok öyle bir şey. Biz karargahımızı kurar, AKOM’dan izlerdik.

 

 

 

ONAY VERİLMEYEN PROJELER

Cumhurbaşkanı CHP’li belediyeleri engelliyor iddiası koskoca bir yalandır. Yurt içi borçlanma veya kendi gelirleriyle proje yürütmek isteyen belediyeler kararını kendileri verir konunun hükümetle hiçbir ilgisi yoktur. İş yapmak istiyorsanız kimse sizin önünüzü kesemez. Ne Cumhurbaşkanlığı, ne AK Parti sizin önünüzde engel olamaz. İstanbul’da 2015-2019 arasındaki dönemde belediye meclisine 22 borçlanma dosyası gelmiş, CHP 20’sine hayır oyu gelmiştir. Dosyaların arasında şu anda yapılmakta olan tüm metro projeleri de vardır.

CHP’Yİ HEDEF ALDI

Bunlardan eser ve hizmet beklemek beyhude bir gayrettir. Biz Marmaray’ı yaparken önümüze CHP zihniyeti çıktı. Biz 3-4 yıl önce bitirecekken bu CHP zihniyetinden dolayı bu gecikmeyle bitirdik. Şimdi kar, boran, fırtına her şey var. Marmaray’ı ücretsiz yapacağız dedik. Yolcularını ücretsiz taşıdı. Böyle bir zamanda Marmaray’ın önemi ne kadar insanımıza fırsat sağlıyor çok açık net ortada. Aynı şey Avrasya için de geçerli. Eser ve hizmet siyasetinin nerede nasıl yapılacağını bilmek önemli, bu da bizim maharetimiz.

Burada İBB’nin Mart 2019’daki borç tutarı 28,5 milyar liraydı. Fiili değil bilanço borcundan oluşuyordu. Bir cebinden al öbür cebine koy. Müteahhitlere 5.2 milyar liraydı. Kalan borç ise vadesi 30 yıla yayılmış, uygun şartlarda alınmış borçlardı. Kanuna göre borç limitinin gelirini yüzde 150’sini 32,3 milyar lirayı geçmemesi gerekiyordu. 2022 için bu rakam 73 milyar liranın üzerine çıkacaktır. Peki niçin böyle tablo ortaya çıktı? 2018 yılında belediye öz gelirlerinin toplam gelirlere oranı yüzde 32 seviyesinde ise bu rakam yüzde 14’e gerilemiştir. Merkezi idareden gelen kaynak 2018 yılında toplam gelirlerin yüzde 68’ini oluştururken 2022’de yüzde 86’ya yükselmiştir. Beceriksizlik yönetim sebebiyle öz gelirleri yok edilmiş, merkezi yönetimden gelen paralarla karşılanmaya çalışılmış, belediye hızla borç batağına saplanmıştır.

Batılı değerlendirme kuruluşları CHP’nin İstanbul, Ankara, İzmir belediyelerini finansal sıkıntılar nedeniyle riskli kategorisine çıkarmıştır. Rabbim 2024’e kadar İstanbul halkının yardımcısı olsun diyorum. Biz ilçelerde AK Partili belediyeler olarak İstanbul’a hak ettiği değeri vermeyi sürdüreceğiz.

İRAN’A BORCUMUZ YOK

Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi değiliz, İran’a borcumuz kesinlikle söz konusu değil. Bu iddialar yalandır. Cumhurbaşkanı ile yaptığımda kendisine söyledim. Onlar bir arızadan ötürü ‘Bu işi 10-15 gün erteleme durumumuz olacak’ dediler. Biz kendilerine bu işi Haziran’a kadar ertelemek suretiyle, biz de bu sert geçen kışı daha rahat şartlarda geçiririz, dedik. Şu anda da İran’da kış çok sert. Onlar da bundan dolayı bir sıkıntıların olduğunu ifade etti. En kötü şartlarda bir 10 gün burada esneme yaparsak, bu süreci atlatırız dedi sayın Cumhurbaşkanı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızdan, BOTAŞ’tan bir ekibimizi gönderdik. İnşallah 10 gün bilemediniz 15 gün içerisinde doğalgaz akışı devam edecek.

SEZEN AKSU AÇIKLAMASINDAN GERİ ADIM ATTI

Burada çok açık net bir gerçeği ortaya koymakta fayda var. Öncelikle benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir eyvallah. Şarkılarıyla milletin hislerine tercüman olmuş sanatçıdır. Ben ülkenin Cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine, kutsalına laf edilmesine müsaade etmem. Burada sadece Hz. Adem, Havva validemiz değil aynı zamanda burada Meryem validemize de aynı şekilde hakaret var. Benim insanımızın kutsallarına yönelik hassas duruşum var. Dilini koparma ifadesini bir kişinin şahsına değil kutsallarına hakarete dönük tavır olarak ifade ettim.

Demokrat Parti döneminde Atatürk’ü Koruma Kanunu çıkardık. Şimdi biz kutsallarımızı korumak için bir kanun mu çıkaracağız. Bu bir duruş. Özgürlüğün sınırları hakaret etmek, rencide etmek, kutsallara kötü sıfatlar yapıştırmak değildir. Bizim dinimiz tüm peygamberlere saygı ve hürmeti emrediyor. Ne zaman inançlarımıza değerlerimize saygı duyacağız? Ne zaman bu konularla gündem oluşturmaktan vaz geçeceğiz. Bu konulara yönelik görmezlikten gelmemiz beklenmemeli. Bu saygıyı ortaya koymaya mecburuz. Cumhurbaşkanı olarak da bu hassasiyetimin de isim vesaire zikretmeden ortaya koyduğum ilkenin kabulüdür. Öyle zannediyorum ki bu ilkenin kabulünü de herkes kabullenecektir.

SEDEF KABAŞ AÇIKLAMASI

Buradaki hakaret şahsımla ilgili değil her şeyden önce. Temsil ettiğim makama yöneliktir. Devleti yöneten Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı makamının hedef alınması söz konusudur. Biz millet iradesinin izzetini korumakla yükümlüyüz. Bulunduğum makam bunu gerektiriyor. Bunu TCK 299. maddesi Cumhurbaşkanı’na hakaret suçunu düzenliyor. Bu suç devletin egemenlik alametlerine ve organların saygınlığına karşı suçlar bölümünde yer alıyor. Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığı konusu bizim için. Bizim bunlara prim vermemiz söz konusu olamaz. Hukuk neyi gerektiriyorsa sonucu ne olursa olsun gereği yapılacaktır. Bunun ifade özgürlüğüyle alakası yoktur.

Siyasette elbette eleştiri olur, ama bu temiz dille olmalı. CHP’nin Cumhurbaşkanlığına hakaret maddesinin kaldırılması talebi tam bir garabettir. Bizim elde edemeyeceğimiz makamlara gelenlere herkes istediği gibi saysın, sövsün diyorlar. Bu makamların saygınlığını biz bu aziz milletle koruyacağız. Hemen hemen bütün ülkelerde devlet başkanlarına, cumhurbaşkanlarına hakaret etmek suçtur. Bu milletin evladı olarak yüzde 52 oyla seçilmiş Cumhurbaşkanıyım. Esasında bunların haraket ettikleri Tayyip Erdoğan nezdinde milletin ta kendisidir. Ahır benzetmesi tümüylme bu aziz millete hakarettir, edepsizliktir. Muhalefetin de bu kadar ağır sözleri eleştiri hakkı gibi göstermesi bunların edebini, siyasi ahlakını gösteriyor.

Kabul etseler de etmeseler de Recep Tayyip Erdoğan bu ülkenin yüzde 52 ile seçilmiş Cumhurbaşkanıdır. Bu makama saygısızlığı kanunlarımızda karşılığı açıktır. Bu suç cezasız kalmayacaktır. Herhalde CHP merkezine ahır yakıştırması yapanlara CHP iyi gözle bakmaz. Biz onlar gibi hakarete başvurmuyoruz, adalete başvuruyoruz. AK Parti iktidarları demokrasi ve fikir hürriyetini adeta taçlandırmıştır. Bu konunun takipçisi olacağız. Bu yapılan bir anlamda nefret siyasetidir. Toplumun önüne proje koyamayanlar nefret tohumları serpme inancındalar. Bu hakareti yapan ellerine ters kelepçe vurulmuş algıyı oluşturma çabasını da gördük. Toplumun bir kesimini nefretle donatanlar yaptıklarının cezasını hukuk çerçevesinde görecektir.

 

İMRALI DEMİRTAŞ’IN AÇIKLAMALARINDAN RAHATSIZ

Onu aslında Abdullah Öcalan’a sormak lazım. Öcalan’ın Demirtaş’ın oradan vermiş olduğu mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek. HDP’nin terörist elebaşıyla ilgili heykelini dikeceğiz vaatlerini hatırlayın. Terör örgütüne sırtlarını yasladıklarını nasıl açık açık söylediklerini hatırlayın. ‘Biz sırtımızı şuraya dayıyoruz’ diyenleri hatırlayın. ‘FETÖ’cüleri serbest bırakacağız’ diyenler bunlar değil mi? CHP değil mi? Allah’ın izniyle milletimizin feraseti ve sağduyusuyla böyle bir şey hiçbir şey gerçekleşmeyecek. Bu hanım terörist başının salıverileceğini zannediyor. Teröre, teröriste karşı tavizsiz mücadele ederken bu hanımefendinin böyle bir iftirada bulunması siyaset değil, yalandan medet ummasıdır. Gözleri var duymazlar, kulakları var duymazlar. Hanımefendinin işine HDP’ye verdiği sözler geliyor. Milleti aldatmaktan başka hiçbir şey yapmıyor.

HABLEMİTOĞLU’NUN KATİL ZANLISI TÜRKİYE’DE

İlk defa bu programda açıklayacağım. Merhum Hablemitoğlu FETÖ’nün devlet içerisindeki kadrolaşma çalışmalarını anlatan Köstebek isimli kitabını yayınlayamadan öldürülmüştü. MİT uzunca bir süredir bu suikastin katil zanlılarından olan Nuri Gökhan Bozkır’ın izini sürüyordu. Bu şahıs kırmızı bültenle aranıyor. 2015 yılından itibaren FETÖ medya organlarına verdiği röportajlarda ülkemiz aleyhine asılsız iddialarda bulunuyor. İstihbaratımız bu kişinin Ukrayna’da saklandığını tespit etti. Bu şahsın yakalanarak getirilmesi konusunda Zeleneksy’le konuştuk, ‘Bu ülkenizdedir, lütfen bize verin’ dedik. Bu kişi şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor. İstihbarat teşkilatımızın yakın markajı, muhataplarıyla olan sıkı diyaloglarla bu iş neticelendi. FETÖ ile irtibatı yanında DEAŞ terör örgütüne silah ve mühimmat temin ettiği bilinen isim. Bu şahsın ülkemize getirilmesi geçmişteki faili meçhul cinayetleri aydınlatma konusundaki kararlılığımızdır.

ŞENGÜL HABLEMİTOĞLU’NDAN YANIT GELDİ

Güvenlik meseleleri bizim için bir bütündür. Her türden terör örgütü ve suç şebekesi ile mücadelemizi sürdürüyoruz. Faili meçhul cinayetleri ortaya çıkararak kararlılığımız bakidir. Burada kaçtıkları ülkelerde karanlık odaklarla işbirliği yapan hainlere seslenmek istiyorum; dünyanın neresine giderseniz gidin Türk adaletine hesap vermekten kurtulamayacaksınız. Son nefesinize kadar ensenizde olacağız.

“MÜJDE” PAYLAŞTI

67 liradan aldığımız 1500 liraya kadar çıkardığımız en düşük emekli aylığını 2 bin 500 liraya yükselttik. Kimi emeklilerimizin maaşındaki artış oranı enflasyonun çok üzerine çıkarak yüzde 60’ları buldu. Burada bir müjde de işçilerimizin toplu sözleşmede aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı zaten eklenecektir. Buna memur sözleşmesinde yaptığımız gibi yüzde 2,5 ilave ediyoruz. Toplu sözleşme zammı üzerine yüzde 2,5 ilave ediyoruz. İşçilerimizin ücretlerine özellikle de ücretlerinde yüzde 28’i bulan artış sağlamış oluyoruz. Yaklaşık 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren artış için gereken düzenleme kısa sürede yapılacaktır. Özel sektörün de benzer bir ilaveye gideceğine inanıyorum.