Ekonomist Mustafa Sönmez Merkez yazdığı yazıda "Merkez Bankası politika faizinin absürt boyutunun Şimşek yönetimi tarafından düzeltilmesi, ilk elde 7-8 puan yükseltilmesi ve yabancı yatırımcıya daha da yükseleceğine ilişkin güven vermesi bekleniyor." ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanlığına Mehmet Şimşek'in ve Merkez Bankası Başkanlığı'na da Hafize Gaye Erkan'ın atanması sonrası gündeme dair beklentileri yazan ekonomist Mustafa Sönmez Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “rasyonel” politikalara döndüğünü ve faizin 7-8 puan yükselmesinin beklendiğini yazdı.

Ekonomist Mustafa Sönmez'in Al Monitor'de yayınlanan yazsının ilgili bölümü şu şekilde:

Seçim öncesinde hem TL faizine hem de dövize bastırarak olası türbülansları önlemeye çalışan politik dozu yüksek pragmatik yaklaşım, yerini yeni Erdoğan iktidarının Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “rasyonel” politikalarına bırakıyor. https://tele1.com.tr/abdli-finans-kurulusundan-turkiye-icin-faiz-tahmini-yuzde-40a-kadar-cikabilir-859909/ Döviz fiyatları önündeki baraj kapaklarını kaldırmak, ilk hamlelerden biri oldu ve kapaklar kaldırılınca ABD doları, Avro fiyatları hızla yükselmeye başladı. Bunun kontrollü bir yükseliş olduğu genelde kabul görüyor. Dövizdeki yükselişi, TL faizlerindeki yükselişin izlemesi bekleniyor. ABD’de üst düzey finans yöneticisi olan Hafize Gaye Erkan’ın Merkez Bankası başkanlığına atanması bu beklentiyi pekiştiriyor. Böylece dış yatırımcının döviz getirip TL alması ve bununla borsada hisse senetlerine, devlet iç borçlanma senetlerine (DİBS), hatta mevduata sıcak para olarak yatırması bekleniyor. Portföy yatırımlarının artması anlamına gelecek bu kurgu için TL faizlerin de dış yatırımcıyı iştahlandıracak ölçüde artması gerekiyor.

YÜKSEK VE MAKÜL FAİZLE BORÇLANMA

Beklenti şöyle: Şimşek yönetiminin Merkez Bankası politika faizlerinden başlayarak TL faizlerini cazip kılması, döngüyü tamamlayacak ve istenen dış kaynak girişi “portföy yatırımları” kulvarında hızlanacak. Kurgunun işe yaraması ülkenin risk primini aşağı çekerek dışarıdan daha yüksek miktarlarda ve makul faizlerle borçlanmayı, borçların çevrilmesini de kolaylaştıracak. Burada sorun, Hazine bonoları. Yüzde 10 gibi düşük faizlerle varlıklarına devlet bonosu yığılmış bankalar, yükselen döviz ve faiz artışlarına nasıl dayanacaklar? Muhtemelen bankaları düşük faizli bono yükleriyle kaderlerine terk etmek yerine bir devlet müdahalesi ile yüzdürmek söz konusu olabilecek. Ama bunları kestirmek için erken.

KKM BÜYÜK SORUN

Dövizi bastırmak için 2,5 trilyon TL’ye kadar çıkmış Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) döviz artışından dolayı bütçeye getireceği yük bir diğer büyük sorun. Ekonomi bir bütün. Bir tarafı düzeltirken diğer tarafı bozmamak nasıl mümkün olacak? Kaçınılmaz gibi görünen ise şu: Döviz fiyatı artışıyla ithal ürünler üstünden yaşanacak maliyet enflasyonu, tüketici enflasyonunu sert bir şekilde tırmandırır ve talebin sert biçimde düşüşüne yol açacak gelirler politikası ile kemerler sıkılır, ekonomi küçülmeye başlar. Buradan da varılacak yer, durgunluk içinde enflasyon, yani stagflasyon. Bütün bu gelişmeler sıcak yaz gündeminin ilk sıralarını uzun süre alacak gibi. https://tele1.com.tr/jpmorgandan-buyuk-faiz-artisi-beklentisi-165-puan-artabilir-857705/

FAİZİN ARTMASI BEKLENİYOR

Merkez Bankası’nda başka yöneticilerin ve Para Politikası Kurulu’nun da değişmesi bekleniyor. Merkez Bankası, politika faizini her ayın üçüncü perşembesi belirliyor. Tüketici enflasyonunun yüzde 40 dolayında olduğu koşullarda politika faizi yüzde 8,5 gibi absürt bir yerde ve adeta para politikası alet kutusundan çıkarılmış durumda. Mevduat faizinin yıllık yüzde 35-40’larda seyrettiği koşullarda politika faizinin komiğe kaçan boyutunun Şimşek yönetimi tarafından düzeltilmesi, ilk elde 7-8 puan yükseltilmesi ve daha da yükseleceğine ilişkin güven vermesi bekleniyor. Bu da yabancı yatırımcı girişini iştahlandıracak önemli bir hamle olarak değerlendiriliyor. YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
Muhabir: Oğuzhan Poyrazoğlu