Diyanet İşleri Başkanlığı, Başkan Ali Erbaş'a dair FETÖ ve PKK iddialarını sosyal medya üzerinden soran AKP MKYK üyesi Metin Külünk hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu açıkladı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a yönelik FETÖ ve PKK iddialarında bulunan AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Metin Külünk hakkında, Diyanet İşleri Başkanlığı suç duyursunda bulunduklarını açıkladı.
Yapılan açıklamada, Diyanet'te FETÖ'cü yöneticiler olduğunu ileri süren Külünk hakkında adli süreç başlatıldığı duyuruldu.
Diyanetten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Diyanet İşleri Başkanlığı, Başkanlık ve yöneticileriyle ilgili iftiralarda ve gerçeği yansıtmayan iddialarda bulunan Metin Külünk hakkında hukuki sürecin başlatıldığını duyurdu"
https://twitter.com/diyanetbasin/status/1699823992079515736
KÜLÜNK NE SORMUŞTU?
İLK SORULAR 21 AĞUSTOS'TA
AKP MKYK üyesi Metin Külünk, 21 Ağustos 2023'te yaptığu paylaşımlarında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a FETÖ kumpascılarının soruşturulmasına izin vermediği iddiasının doğru olup olmadığını sormuştu. Bu tarihte Erbaş'a ve kuruma yönelik sekiz soru soran Külünk'ün soruları şöyleydi:
"1- Diyanet İşleri Başkanlığında uzun süreli hizmetleriyle tanınan, sevilen, Genel Müdürlüğünüz döneminde de birlikte çalışmalarınız sebebiyle yakinen tanıdığınız FETÖ ye karşı öteden beri çok keskin çizgileri olan bilge kişi emekli I. Hukuk Müşaviri (M.D) ile mesleki ve kurumsal donanımı yüksek olan çalışma arkadaşı hukuk müşavirinin itibarına karşı Diyanet İşleri Başkanı olarak atandığınız 2017 yılı son aylarında soruşturma kılıfıyla kast edildiği,
2- Islak imzalı sahte belge ile kurulan kumpasın yargı kararıyla kesinleştiğini bildiğiniz halde bu kumpasçıların cezalandırılması bakımından soruşturma izni vermeyerek bu kişileri koruduğunuz, bu kumpasın deşifresine çalışan hukuk müşavirini sindirmek için bilgi belge topluyor iddiasıyla disiplin cezası verdiğiniz,
3- Bu kumpasçılarla ilgili suç duyurusunda bulunan hukuk müşavirine karşı seri soruşturmalar açarak hem kurum merkezinden hem de tenzili rütbe ile cezalandırmaya dair işlemlerin tamamının mahkeme kararıyla iptal edilmesine karşı mahkeme kararlarının uygulanmasını etkisizleştirmek için mesleğini icra edemez halde tecrit edilerek baskı uygulandığı,
4- Merkez personellin maruzatlarını Diyanet İşleri Başkanına doğrudan bildirmelerini, -birim amirleri aracılığı ile yapılabileceği iç düzenlemesi ile- engellediğiniz,
5- Genel müdür ve aynı statüdeki kişiler dışında bazı görevlilere mevzuata aykırı bir şekilde hizmet aracı tahsis ederek kamuyu zarara uğratmanın yanında tasarruf tedbirlerini ihlal ettiğiniz,
6- Özel Kalem giderlerinden birim başkanlarının yararlanmasına olanak sağladığınız,
7- Şikayet ve müracaat hakkını kullanan personeli bin pişman edecek uygulamalarla baskı altına alındığı, bu bağlamda da korku ortamı oluşturulduğu,
8- Kanunla belirlenen Hukuk Müşavirliğinin hiyerarşik yapısına karşı fiili olarak oluşturulan alternatif yapılanmaya onay vererek kamunun zararına birçok şaibeye sebep olunduğu, İddia edilmektedir"
https://tele1.com.tr/metin-kulunkten-ali-erbasa-sekiz-feto-sorusu-900263/
SORU BOMBARDIMANINDA İKİNCİ DALGA 5 GÜN SONRA
Külünk daha sonra 26 Ağustos'ta sosyal medya üzerinden sorularına devam etmişti. Külünk bu tarihte Erbaş’a, FETÖ irtibatı nedeniyle görevine son verildikten sonra mahkeme kararıyla görevine son verilmesi kararı iptal edilen önemli pozisyondaki bir kişi hakkında Hukuk Müşavirliği’ne talimat vererek hükmün temyiz edilmesini engelleyip söz konusu kişinin görevine dönmesini sağladığı iddialarının doğru olup olmadığını sormuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ı adeta soru bombardımanına tutan Külünk'ün 3 sorusu şöyleydi:
"1) Babası FETÖ firarisi olduğu söylenilen, dini yükseköğrenim mezunu olup bir Ankara dışında bir il’e atanan bir bayanın Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü olduğunuz dönemde bu birimde geçici görevlendirilmesini sağladığınız, Diyanet İşleri Başkanı olarak atanmanızdan sonra Özel kalem Müdürlüğünde geçici görevlendirdiğiniz doğru mu?
2) Hakkında FETÖ ile iltisaklı ve irtibatlı olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucunda görevine son verilen önemli bir pozisyondaki bir personelin, hakkında tesis edilen bu işlemin, İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesinden sonra, Hukuk Müşavirine verdiğiniz talimatla, İdare Mahkemesi kararına karşı, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay’da istinaf ve temyiz başvurusu yapılmasını engellemek suretiyle, tekrar aynı pozisyona dönmesini sağladığınız iddia edilmektedir doğru mu?
3) Diyanet İşleri Başkanı olarak görev yaptığınız 2018 yılı Kasım ayında FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen bir Vakıf tarafından İspanya’da düzenlenen Dinlerarrası Diyalog Toplantısına gizlice katıldığınız iddia edilmektedir ki o günler bir gazetede haber olmuştu.
Attığınız her adımı haber yaptırdığınız, hatta katıldığınız bazı programlarda namaz kıldırırken bile fotoğraf çektirdiğinize ve video kaydı yaptırdığınıza dair çok sayıda dökümanın kamuoyu ile paylaşılmasında herhangi bir beis görmediğiniz halde, katıldığınız uluslararası bir toplantı konusunda Başkanlığın yayın organlarında ve diğer mecralarda haber yaptırmamanız, içinde bulunduğunuz durumu açıklayamamaktan kaynaklanmış olabilir mi? Ne dersiniz? Bu iddialara ilişkin bir cevabınız var mıdır?"
https://tele1.com.tr/metin-kulunkten-ali-erbasa-uc-yeni-feto-sorusu-903382/
SORULARDA PKK DA VARDI
Metin Külünk, son olarak 6 Eylül'de (dün) Diyanet İşleri Başkanlığı ve Başkanı Ali Erbaş'a yönelik iddiaları sosyal medya üzerinden soru sorarak yöneltmişti.
Külünk'ün sorularında bu defa FETÖ'nün yanı sıra bölücü terör örgütü PKK'nın da adı geçmişti. Külünk'ün soruları şu şekildeydi:
"1) Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü olarak çalıştığı dönemde, sorumluluğuna verilen bir kısım iş ve işlemleri, kamu menfaatini ön planda tutarak, usulüne ve mevzuata uygun şekilde sonuçlandırmadığı, Başkanlığın bütün birimlerini yönetmeye çalıştığı, en önemlisi de Özel Kalem Müdürü Hasan GÜÇLÜ üzerinden Başkan olarak şahsınızı yönlendirmeye kalkıştığı, gerek bütçe imkanlarıyla ve gerekse hac ve umre hesabından yapılan bazı mal ve hizmet alımlarında, istihbarat birimlerince PKK’ya destek verdiği tespiti yapılan şirketlere fahiş ödemeler yaparak haksız kazanç sağlamalarına imkan verdiği, Cumhurbaşkanı tarafından görevden alınan kişinin, yürüttüğü hizmet ve faaliyetler gereğince, birçok mal ve hizmet alımı gerçekleştiren Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı’nı (MÜSDAV’ı) Yönetim Kurulu Başkan Vekili sıfatıyla, fiilen yönetmesine hangi gerekçelerle imkan verdiniz? Açıklayınız.
2) Hac ve Umre Eğitim Daire Başkanı ve Dini Yayınlar Genel Müdürü olarak çalıştığı dönemde yapılan bir kısım mal ve hizmet alımlarında açık usulsüzlük ve yolsuzluklar yaptığı iddia edilen bir kişinin, milletvekili seçimlerinde aday adayı olmak istifa etmesinden sonra, Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyetine seçilmesini ve İşletmelerden Sorumlu Mütevelli Heyeti Üyesi olarak görevlendirilmesini hangi gerekçelerle sağladınız? Açıklayınız.
3) Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olarak çalıştığı dönemde Başkan Vekili olarak görevlendirildiği zamanlarda FETÖ ile ilgili yazı ve onayları imzalamaktan imtina eden, hakkında FETÖ iddiası bulunan bir kısım personele kol-kanat gererek, bu personelin hamisi gibi davranan, en önemlisi de Başkanlıkta FETÖ ve yolsuzluklarla mücadele eden üst düzey personelin tasfiyesinde büyük çaba sarf eden birisinin hala DİB Başkan Yardımcısı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli heyeti olarak çalışmasını sağlamanızın gerekçeleri nelerdir?"
https://tele1.com.tr/akpli-metin-kulunkten-ali-erbasa-3-feto-ve-pkk-sorusu-909705/