DEVA'dan iktidara sert 'Anayasa Mahkemesi' tepkisi
DEVA Partisi Milletvekili Yeneroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin MHP Genel Başkanı Bahçeli ve İçişleri Bakanı Soylu tarafından hedef alınmasına ilişkin sert eleştiriler yaptı. Yeneroğlu, "Bireysel başvuru hakkının tartışmaya açılması, hukukun üstünlüğünün hiçe sayıldığının ve insan haklarının iktidar tarafından ayak bağı olarak görüldüğünün en açık kanıtıdır. Bu durumda ortadan kaldırılması gereken bireysel başvuru hakkı değil, bireysel başvuruyu zorunlu kılan temel hakların sistematik ihlalidir" dedi.
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Hukuk Politikaları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin MHP Genel Başkanı Bahçeli ve İçişleri Bakanı Soylu tarafından hedef alınmasına ilişkin, "Bireysel başvuru hakkının tartışmaya açılması, hukukun üstünlüğünün hiçe sayıldığının ve insan haklarının iktidar tarafından ayak bağı olarak görüldüğünün en açık kanıtıdır. Bu durumda ortadan kaldırılması gereken bireysel başvuru hakkı değil, bireysel başvuruyu zorunlu kılan temel hakların sistematik ihlalidir" açıklamasını yaptı.
İnsan hakları ihlallerinin yoğunluğu, Türkiye’nin acı bir gerçeği olduğunu söyleyen DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ise yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
"ESASTAN İNCELENEN BAŞVURULARIN YÜZDE 91.8'İNDE HAK İHLALİ KARARI"
"AKP-MHP koalisyonunun Anayasa Mahkemesi’ne göz dikmesi, vatandaşlarımızın kamu gücü karşısında en temel haklarını etkin bir şekilde kullanabilmesine imkan tanıyan bir yargı organına dönük bir saldırıdır. Bu saldırı önlenemezse insan hakları ihlalleri daha da derinleşecek ve ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bugünkünden bile yoğun biçimde şikâyet edilecektir. İnsan hakları ihlallerinin yoğunluğu, Türkiye’nin acı bir gerçeği ve yüz karasıdır. 2016 yılından 2020 Haziran ayına kadar geçen süre zarfında Anayasa Mahkemesine yaklaşık 220.000 bireysel başvuru yapılmıştır. Anayasa Mahkemesinin resmî istatistiklerine göre, esastan incelenen başvuruların %91,8’inde hak ihlali olduğu karara bağlanmıştır.
"DEVLET GÜCÜNÜN HUKUKLA BAĞLI OLMASI ŞARTTIR"
Bu veriler, bugün Türkiye’de insan hakları ihlallerinin sıradanlaştığının açık bir tespitidir. İktidar koalisyonunun Anayasa Mahkemesini hedef almasının sebebi de budur. Oysa demokratik bir düzende, vatandaşlarımızın insan onuruna yaraşır bir hayat sürebilmesi için devlet gücünün hukukla bağlı olması şarttır. Bunun için iktidarın etkin hukuki araçlarla denetlenmesi gerekir. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı, gün geçtikçe daha fazla otoriterleşen iktidar gücüne karşı vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini korumaya çalışmaktadır" dedi.
"İNSAN HAKLARININ İKTİDAR TARAFINDAN AYAK BAĞI OLARAK GÖRÜLDÜĞÜNÜN EN BÜYÜK KANITI"
"İşkence, kötü muamele, basın yasakları, tutuklamalar, KHK’lar, kayyumlar ve diğer tüm hukuksuzluklar Türkiye’nin rutini olamaz. Bireysel başvuru hakkının tartışmaya açılması, hukukun üstünlüğünün hiçe sayıldığının ve insan haklarının iktidar tarafından ayak bağı olarak görüldüğünün en açık kanıtıdır. Bu durumda ortadan kaldırılması gereken bireysel başvuru hakkı değil, bireysel başvuruyu zorunlu kılan temel hakların sistematik ihlalidir. Özgür ve demokratik bir Türkiye’de insanımızı hak ettiği refah seviyesine ulaştırmak amacıyla üstünlerin hukukuna son verip, hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesi için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Biz hukuka inanıyoruz, her koşulda hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Çünkü Türkiye, insan hakları ihlalleriyle, işkencelerle, yasaklara, kayyumlarla ve baskılarla yönetilen üçüncü sınıf bir ülke olmayı hak etmiyor.
NE OLMUŞTU?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şehirler arası yollarda gösteri yürüyüşünü yasaklayan düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bulan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ı hedef almıştı
Soylu konuşmasında, "Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Hadi git gel, özgürüz ya. Tamamen her şey güvenlik altında, hadi git. Niye polis koruması alıyorsun, niye eskortlarla geziyorsunuz. Ben varım sen var mısın, Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı? Ben varım. Tek başıma arabamla gitmeye ben varım, sen var mısın? Her yere. Biz buralardan gideriz. Ama ne olursunuz bu ülke büyük bir mücadele içerisinden geçiyor, ayağımızı topal, bizi naçar bırakmayın, bizi zorluk içerisinde bırakmayın ne olursunuz" demişti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya bir hafta sonra AYM Başkanı Zühtü Arslan'dan cevap gelmişti: "Herhangi bir metni eleştirmek için öncelikle onu okuyup anlamak gerekir. Bu yargı kararları için de geçerlidir. Daha kararın gerekçesi bile yayımlanmadan yöneltilen eleştiriler kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirme sonucunu doğurmaktadır."
"AYM YENİDEN YAPILANDIRILMALI"
Bu açıklamalar sonrasında MHP lideri Devlet Bahçeli de Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) yeniden yapılandırılması yönünde çağrıda bulunmuştu. Bahçeli, "Anayasa Mahkemesi'nin son dönemde verdiği bazı kararlar sakattır. Anayasa Mahkemesi yeni hükûmet sitemi doğasına uygun bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır" dedi.