Kahramanmaraş merkezli depremlerde Osmaniye'deki evi yıkılan depremzede, "Sinir hastası oldum. Her gün ağlıyorum. Nerede bu devlet?" diye isyan etti.

Kahramanmaraş merkezli depremlerinin yıkıma neden olduğu illerden birisi olan Osmaniye’de yurttaşların gıda, su, tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçlara erişim sıkıntısı sürüyor. Osmaniye’de evlerinin yıkılmasının ardından çadıra bile ulaşamadıklarını belirten depremzede Melek Uçar, kendi imkânlarıyla yaptıkları konteynerde kaldıklarını söyledi. Evlerinin enkazının da toplanmadığını anlatan Uçar, “Bir çatal kaşığımızı, bıçağımızı bile alamadık. Hepsi gitti. 'Ağlamıyorum' diyorum, ağlıyorum işte. Nerede bu devlet? Elimizden tutmadı bizim. Her gün ağlıyorum. Sinir hastası oldum ben. Sinirlendim, titriyorum. Kimse görmedi bizi” dedi. Uçar, şöyle konuştu: “Bir çatal kaşığımızı, bıçağımızı bile alamadık. Hepsi gitti. 'Ağlamıyorum' diyorum, ağlıyorum işte. Nerede bu devlet, nerede? Elimizden tutmadı bizim. Her gün ağlıyorum, her gün. Sinir hastası oldum ben. Sinirlendim, titriyorum. Ne başbakan ne bu devlet ne millet ne belediye, kimse görmedi bizi. Böyle korkuyla yaşıyoruz. Allah sen yardım et bize, diyoruz. Allah götürdü bizi. Ne edeceğiz, nasıl edeceğiz; bilmiyoruz. Bir kaşık yemek alıyoruz. Ona da laf ediyorlar. Muhtaç olmasam alır mıyım? Kabım kacağım olsa almam. Bir tabak gene almam.” https://tele1.com.tr/felcli-depremzede-3-gun-yemek-yemedik-817618/ “KENDİ ÇABAMIZLA KONTEYNER YAPTIK” Kendilerine hiç çadır ulaşmadığını da belirten Uçar, şunları söyledi: “Çadır, konteyner yok. Vermediler bize. Biz kendi çabamızla konteyner yaptık. Arsamda bir konteyner vardı. Onun içine girdik. Onun içinde 15- 20 kişi kaldık. Eltim, eltimin çocukları, kaynım, kaynımın çocukları, kardeşim, kardeşimin çocukları, torunum, oğlanlarım; hepimiz bunun içinde kaldık. Yatamadık. Hepimiz başımızı birbirimizin omzunun üstüne koyduk. Kafamızı dizimizin üstüne koyduk. Öyle yattık, öyle oturduk 2-3 gün üst üste. Ondan sonra da eşim, evin önüne bir tane çinkodan yer çevirdi. Onun içinde kalıyorlar. Şimdi de her biri bir yere gitti. Ev arıyorlar.

"KAÇ SEFER TUVALETİN İÇİNE DÜŞTÜM"

“Tuvalet de yok, banyo da yok, hiçbirisi yok. Gidip komşularda edebilirsek ediyoruz, edemezsek etmiyoruz. Öyle duruyoruz. Tuvaleti işte arkaya bir yer çevirdiler, çadırla. Onun içine gidiyoruz, gidebilirsek. Ben de böyle titriyorum. Tuvalet taşı, su yok. Düşüyorum içine. Kaç sefer düştüm öyle… Ne istemiyoruz, her şeyi istiyoruz. Yatağımız yok, yemeğimiz yok, kabımız kacağımız yok. Hepsi enkazın altında kaldı. Bize bir yardım ulaşmadı.