Haber

DEM Parti'den kayyıma sert tepki: Barış ihtimalini sabote eden bir adım

DEM Parti, İmralı görüşmelerinin sürdüğü bu günlerde Mersin Akdeniz Belediyesi eş başkanlarının tutuklanması ve belediyeye kayyım atanmasına tepki gösterdi. Partiden yapılan açıklamada, "Kayyım ısrarı, aynı zamanda bugün ortaya çıkan çözüm ve barış ihtimalini sabote etmeye yönelik atılmış bir adımdır" denildi.

DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, Mersin Akdeniz Belediyesi eş başkanlarının tutuklanmasına ve belediyeye kayyım atanmasının ardından açıklama yaptı. 

Partiden yapılan yazılı açıklamada, "Kayyım ısrarı, aynı zamanda bugün ortaya çıkan çözüm ve barış ihtimalini sabote etmeye yönelik atılmış bir adımdır" denildi.

DEM Parti'nin açıklaması şöyle: 

"Akdeniz Belediye Eş Başkanlarımız Nuriye Aslan ve Hoşyar Sarıyıldız ile Belediye Meclis Üyelerimiz Özgür Çağlar, Neslihan Oruç ve Hikmet Bakırhan, iktidarın talimatları doğrultusunda bugün sabaha karşı tutuklandı. Akdeniz Belediyemize kayyım atandı. Arkadaşlarımızın 10 Ocak’ta gözaltına alınmaları da bugün tutuklanmaları da kayyım darbesine kılıf uydurma çabasından başka bir şey değildir.

AKP iktidarı, toplum desteğini kaybettikçe halk iradesiyle inatlaşıyor, halkın tercihlerine savaş açıyor. İktidar, bu kayyım atamalarıyla sadece partimizin halkçı belediyecilik anlayışını hedef almıyor, halkı da cezalandırıyor. 2016 yılından bu yana yaptığı kayyım darbeleriyle iktidar, 100’ün üzerinde belediyeye kayyım atadı, milyonlarca yurttaşın iradesini hiçe saydı, sandığı ise anlamsız hale getirdi. Hala onlarca belediye eş başkanımız rehin tutuluyor. Gelinen aşamada bu kayyım atamaları, sadece partimizin ve seçmenimizin sorunu olmaktan çıkmış; artık 85 milyon insanın demokratik tercihlerini tehdit eder hale gelmiştir. Arkadaşlarımızın tutuklanmasının tek sebebi temsil ettikleri halk iradesidir, seçilmiş olmalarıdır. Arkadaşlarımız “terörist” oldukları için gece yarısı evlerinden alınıp tutuklanmıyor, aksine halk iradesini temsil ettikleri için, seçildikleri için suçlanıyorlar.

Haklarında hiçbir soruşturma ve kovuşturma olmayan belediye eş başkanlarımızın tutuklanması ve yerlerine kayyım atanması, iktidarın halk iradesine karşı olan tutumunu bir kez daha deşifre etmiştir. İktidar hangi kılıfı uydurursa uydursun, Saray güdümlü hangi yargı kararını aldırırsa aldırsın, halkımız ve kamuoyu olup bitenin farkındadır. Bunun halk iradesine doğrudan bir darbe olduğu herkes tarafından bilinmektedir. O yüzden 31 Mart seçimlerinde AKP kaybetti ve kayyım darbesine devam ettikçe de daha büyük kaybedecek. Oysa iktidar, seçimlerden bu yana Hakkari, Mardin, Batman, Dersim, Van Bahçesaray, Urfa Halfeti belediyelerimiz ile Dersim Ovacık ve Esenyurt’a kayyım atayarak bu sonuçlardan hiç ders çıkarmadığını gösteriyor. Ancak bilinmelidir ki dünyada toplumla ve onun iradesiyle inatlaşan, halkın tercihlerine savaş açan hiç kimse iflah olmamıştır, olmayacaktır da.

Kayyım ısrarı, aynı zamanda bugün ortaya çıkan çözüm ve barış ihtimalini sabote etmeye yönelik atılmış bir adımdır. Partimizin her sözünün altında “tehdit” ve “oyunbozanlık” arayanlar, halk iradesine bu kadar açık şekilde yapılan saldırılara alkış tutarak ikiyüzlülüklerini göstermektedir. Sürece yönelik en büyük tehdit ve provokasyon girişimi, halk iradesine karşı sergilenen bu saldırgan tutumdur.

Ancak ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar. Asla kabullenmeyeceğiz ve halkımızın iradesini savunmaya devam edeceğiz. Kayyım darbesine karşı dün nasıl direndiysek, bugün de aynı şekilde direneceğiz. Halkımızda umut yaratan sürecin başarıya ulaşması için de her türlü provokasyona rağmen toplumun barış isteyen kesimleriyle birlikte mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu darbeci ve kayyımcı zihniyete rağmen mutlaka başaracağız."