Son dört yazımda iktidarın dış politikadaki çelişkilerini hatırlatmaya çalıştım. Kendine oy veren kitleleri her konuda çok kolay ikna edip inandıran iktidar hiç çekinmeden ve bedeli ne okursa olsun bu çelişkilerine devam ediyor.
Örneğin Rusya ile ilişkilerinde.
Tüm ısrarlara rağmen Putin’i Ankara’da misafir edemeyen Erdoğan sorun çıkmazsa Pazartesi günü kendisi Soçi’ye gidecek.
Kimin kime ne kadar gereksinimi var ya da kimin elindeki kartlar daha güçlü bilinmez ama bildiğim kadarıyla Türkiye dışardan aldığı buğdayın %80’i Rusya ve Ukrayna’dan alıyor. Aynı Türkiye tükettiği doğal gazın %45’i Rusya’dan ve bu Rusya’dan bu yıl Türkiye’ye 6 milyon kadar turist geldi. Üstelik bunların 150 bini beraberlerinde getirdikleri milyarlarca dolarla mülk satın alarak buralarda yerleşti ve iş yapıyorlar.
S-400’lere ne oldu bilen yok.
Muhalefet ise başka bir evrende yaşıyor.
İktidarın halka yaşattıkları umurlarında değil.
Onların bilerek-bilmeyerek bir tek derdi var o da dolaylı-dolaysız Erdoğan’a hizmet etmek.
Son seçimler öncesinde olduğu gibi.
Sol-Sosyal demokrat CHP; her konuda taviz vererek beşi sağcı, muhafazakar, dinci ve milliyetçi partilerle ittifak kurdu, türlü türlü tavizler verdi ama hepsi vefasız çıktı. Vefa onlara göre ya İstanbul’da bir semt ya da adı o semtle özdeşleşen bildiğimiz boza. Durum öyle olunca onlar da halkın ensesinde boza pişirdiler ve yerel seçimlere kadar pişirecekler.
Son seçimlerde olduğu gibi halkın psikolojisini ve dolaysıyla moralini bozdular ve Erdoğan’ın kendileri için söylediği “14 Mayıs'ta bunlara öyle çakalım ki bir daha bellerini doğrultamasınlar” söylemini halka yönelik anladılar ve Erdoğan’ın seçilmesine yardım ederek her birlikte ‘halka çaktılar’.
Halk perişan ve sefalet içinde ama muhalefet partileri umurunda değil. İYİ Parti lideri Akşener’in son konuşmasına bu çerçevede bakmak gerekir. Akşener son seçimler öncesinde yaşadığı ve topluma yaşattığı tüm çelişkileri şimdi yeniden tekrarlamak istiyor. Küçük hesaplarla bilerek ya da bilmeyerek iktidara yardım ediyor. Son seçimlerin yenilgisiyle insanlara moral vermesi gerekirken %8-9 oy oranıyla son seçimler öncesinde olduğu gibi baş rol kapmaya çalışıyor.
Tezgah aynı tezgah.
Gelecek ve DEVA’da durum farklı değil.
Saadet ve DP’de durum şimdilik net değil.
CHP’de ise bildik tartışma devam ediyor.
Değişimcilerle değişim karşıtı olanlar partiyi hırpalamak ve partiye gönül vererek umut bağlamış milyonların moralini bozmak için hummalı bir çalışma içindeler.
El ele ve birlikte.
Muhalif geçinen ne kadar uyanık ve oportünist gazeteci, yüzeysel siyaset bilimcisi, sığ bilgili uzman, yaygaracı hukukçu ve profesörler, fırsattan yararlanmanın peşinde koşan uyanık dinciler ve daha kimler kimler görev başında…
Hiç biri Merdan Yanardağ, Barış Pehlivan ve demokrasi mücadelesi verenler için hiç bir şey yapmaz.
Hepsinin bir tek görevi var o da insanların kafasını karıştırmak, toplumu gerçek gündemden uzak tutmak,
iç ve dış karanlık güçlere hizmet etmek ve ülkenin perişan edilmesine yardımcı olmak.
Her zaman yaptıkları gibi.
Hepsi çok uyanık ve lümpen.
Yandaş medyadaki tiplerden çok daha tehlikelidirler.
Çünkü hepsi sinsi.