Davutoğlu: 90’lı yılların aktörleri önce AKP’yi sonra devleti istila etti

Yayın tarihi: 13 Mart 2023 Pazartesi 9:01 am - Güncelleme: 13 Mart 2023 Pazartesi 9:01 am

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 90’lı yılların aktörlerinin önce AKP’yi, sonra da devleti istila ettiğini belirterek 17 Temmuz 2016’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gerçekleştirdiği görüşmeyi anlattı: “O zaman önünde iki yol vardı.”

Uzun yıllar AKP hükümetlerinde Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık gibi üst düzeyde görevlerde bulunan, ancak yetkilerinin tırpanlanması ve parti içinde yaşanan gerginlikler sonucu Mayıs 2016’da istifa edip kendi siyasi hareketini kuran Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı.

Siyasetçi, ’90’lı yılların aktörlerinin önce iktidar partisini, sonra da devleti istila ettiğini’ belirterek şunları kaydetti:

“(…) Biz çekildik sahneden, sahneye Bahçeli ve Perinçek girdi. AK Parti’nin demokratik niteliğini koruyan isimler tasfiye edildi. AK Parti’yi 90’lı yılların mantığına götürecek olan Bahçeli ve Perinçek sahneye çıktı. 15 Temmuz darbe girişimi de bunun bahanesi oldu.

Davutoğlu AKP’li ve MHP’li seçmene seslendi: Sizlerin de hakkını koruyacak olan biziz

Haydi madem bu konuya girdik açık ifade edeyim. 17 Temmuz’da Sayın Cumhurbaşkanı ile bir görüşmem oldu evinde. Kendisine üç tavsiyede bulundum. Bir, Yüksek Askeri Şura’yı derhal toplayın ve askeri bir düzene koyalım. Silahlı Kuvvetler ciddi bir itibar darbesi yaşadı. Geciktirmeyin, bir an önce darbeye bulaşmamış isimlerle orduyu tekrar düzene koyun. İkincisi bütün siyasi muhalefeti de bütün partileri toplayın ve yeni bir demokrasi dönemi başlatın, Türkiye tarihinin en büyük demokratik hamlesini yapın. Askeri darbeyi yenmiş bir iktidar olarak şimdi elimizde büyük bir itibar var. Sayın Kılıçdaroğlu’nu, Sayın Bahçeli’yi, bütün liderleri çağırın ve yeni bir demokratik dönem başlatıyoruz deyin, yeni demokratik bir anayasa ruhunu devreye sokun.

Üçüncüsü de Türkiye’de çok karanlık dönemlerin işareti olan 90’lı yılların birtakım unsurları tekrar kendini göstermeye kalkışabilir. 90’lı yılların karanlık aktörlerinin tekrar siyasete, demokrasiye ve devlete sızmalarına asla izin vermeyin. Bunları kendisine samimiyetle ifade ettim çünkü görüyordum tabloyu.

‘ERDOĞAN’IN ÖNÜNDE İKİ YOL VARDI’

Sayın Erdoğan’ın o zaman önünde iki yol vardı. Birinci yol şuydu; bizleri AK Parti içinde tutarak yeni bir reformla, yeni bir heyecanla demokrasi çıtasını yükseltmek için çalışarak muhalefeti de içine alacak şekilde sivil ve demokratik bir anayasaya doğru yürümek. İkinci yol ise 90’lı yılların aktörleriyle birlikte otoriter bir yapıya yönelmek. Ben birincinin olması için Sayın Erdoğan’la çok konuştum, çok raporlar verdim.”

Çamlıbel’in yönelttiği sorulardan bazıları ve Davutoğlu’nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

– Ne tür raporlardı bunlar?

Mesela cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Meclis’e sunulduğu gün bunun ne kadar mahzurlu olduğunu anlatan 17 sayfalık bir rapor verdim.

‘DOGMATİK MAOİST BAZI İSİMLER BEŞTEPE’DE DANIŞMAN BUGÜN’
– 90’lı yılların otoriter aktörlerinin AK Parti’nin içine sızma girişiminde olduğuna dair de bir rapor verdiniz mi?

Onu söyledim, daha sonra da yazdım. 2018’de tekrar verdim. Cumhur İttifakı oluşurken “Aman böyle bir ittifaka yönelmeyin, bu AK Parti’nin doğasını bozar. AK Parti’nin demokratik niteliklerini zayıflatır” dedim. Ve bunların hepsini kayda geçirdim. Sonra korktuğum oldu. Biz AK Parti’den tasfiye edildik. Bizim yerimize Erdoğan, Bahçeli’yi ortak seçti, Perinçek’i ortak seçti. Perinçek vurgusunu yapma sebebim şu; bugün Beştepe’de o zihniyete sahip olan insanlar egemen. Beştepe’nin en etkili bazı danışmanları 70’li, 80’li yılların dogmatik Maoist, ulusalcı isimleri. Biliyorsunuz AK Parti Genel Merkezi’nin şu an Türk siyasetinde bir etkisi yok. Güç Beştepe’de. AK Parti MYK’sının bir etkisi yok. Biliyor musunuz kim var MYK’da. Eskiden bilirdiniz tüm üyelerin isimlerini.

– Bakanların bile isimlerini hatırlayamıyorum bazen.

Bir tek Sözcü Ömer Çelik’in ismini bilirsiniz. Başka var mı? Öbür tarafta Beştepe’deki baş danışmanlar AK Parti genel başkan yardımcılarından daha şöhretli ve bunların AK Parti’nin geçmişiyle alakası yok. Tabiri caiz ise 90’lı yılların aktörleri önce AK Parti’yi istila etti sonra da devleti.

Dış politika bağlamındaki tartışmalarda devletin içindeki Avrasyacı kanat diye bilinen ekipleri mi kastediyorsunuz?

Evet. Ben bunu Avrasya’ya karşı olduğum için söylemiyorum. Biliyorsun ben bakanlık dönemimde Rusya ile ilişkilerin de geliştirilmesi gerektiğini söylediğim için eksen değiştiriyorum diye eleştirildim de. Ama bir dengedir bu. Avrasyacılık ile kastedilen Türkiye’nin otoriter bir yapıyla Asyatik bir devlet modeline dönüşmesi ise işte buna karşıyız. Türkiye’nin Avrasya’da güç sahibi olması ise buna taraftarız elbette.

Davutoğlu’ndan Erdoğan’a ‘ahlaksız, namussuz’ yanıtı