Gerçekçiliğin Yükselişi
1960-1970 yılları, gerçekçi romanın yükseliş dönemidir. Aziz Nesin, Nazım Hikmet, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Oktay Akbal, Rıfat Ilgaz, Cevdet Kudret, Suat Derviş, Nezihe Meriç, Kerim Korcan, Hasan İzzettin Dinamo, Kemal Bekir, Fahri Erdinç, Ahmet Say, Samim Kocagöz, Tarık Dursun, Hakkı Özkan.
Gerçekçi yapıtlar, çeşitli biçimde halkın yaşayışını, halka gösterdi. Estetik bilinci uyandırdı. O güne kadar halktan saklanan ülke sorunları, görünür oldu. Sol siyaset Meclis’e girdi. Sorunların çözümü için devinimler başladı.
Gerçekçi yapıtlar gelecek için güzel, etkin bir umut yarattı. İnsan, güzel bir dünya kurabilirdi. Ancak toprak ağalarıyla kapitalistler bundan rahatsız oldular. Sağcı gençleri komonda eğitiminden geçirdiler. Bu eğitimi alan sağcılar, ilericilerle solculara saldırdılar.
Olgusal Yazarlar
Gerçekliği yüzeysel gören, olguda kalan yazarlara olgusal yazarlar diyorum. Sulhi Dölek, Salah Birsel, Ahmet Hamdi Tanpınar, Reşat Nuri Gültekin, Halide Edip Adıvar, Refik Halit Karay.
Sessiz Dokunca
Nesnel gerçekliği değil, öznel gerçekliği yazan yazarlara, gerçeksiz yazarlar diyorum. Bu yazarlar, gerçekçiliğin yükseliş döneminde etkili olamadılar. Gerçeksiz yazarların okunduğu bile kuşkuludur. 1960-70’de başlıca gerçeksiz yazarlar şunlardır. Kemal Tahir, Hikmet Erhan Bener, Oğuz Atay, Melih Cevdet, Yusuf Atılgan.
Türkiye’de hiç kimse gerçeksiz yazarların, 1971’den sonra eklenen yazarlarla son derece etkili olacağını düşünmüyordu.
12 Mart, faşizmini görmeden önce Köy Enstitütülü yazını görmek gerekir. Köy Enstitülü yazın, Türkiye’ye özgüdür. Bir benzeri yoktur yeryüzünde.
Köy Enstitülü Yazın
Köylerde toz çamur içinde büyüyen ...kalem nedir, defter nedir bilmeyen sümüklü çocuklar... Bu çocuklar Enstitülere alındı. Yaşama, uyumu yatma öğretildi. Bir süre sonra okumayı yazmayı öğrendiler. Sonra yazar oldular. Ülkeyi sarsan bir yazının yaratıcısı oldular. Şu anlaşıldı. İnsan yaratıcı bir varlıktır. Varsıl bir gizilgücü vardır insanın. Enstitülü yazarlarda gördük bunu ... anladık.
Yazına Katkı
Emin Özdemir şöyle der, “KöyEnstitülerinin kültürel ve yazınsal katkısını iki düzlemde alabiliriz. Birinci düzlemimiz okur yetiştirme.” (Köy Enstitüleri ve Edebiyat, Yayınya Hazırlayan Erdal Atıcı, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı, Ankara, 2011, Y-19)
Emin Özdemir, ikinci temel için şöyle der, “İkinci temel boyut şudur, o çok önemlidir benim kanımca. Türkiye’nin siyasal coğrafyasıyla yazınsal coğrafyası, Köy Enstitülü yazarlar kuşağının edebiyatımıza en büyük katkısıdır. Siyasal cğrafyaylayazınsal coğrafya bütünleşiyor. Bakıyorsunuz, Talip Apaydın İç Anadolu’yu taşıyor edebiyata. Dursun Akçam, Ümit Kaftancıoğlu Doğu Anadolu’yu taşıyor. Mehmet Başaran. İşte Trakya Bölgesini taşıyor, bazı yapıtlarıyla Kaz Dağı, Ege’yi taşıyor. Osman Şahin’e bakıyorsunuz Güney’i taşıyor. Böylece Türkiye’nin yazınsal coğrafyasıyla siyasal coğrafyası bütünleşiyor. Sanıyorum ki, Türkiye’nin yazım tarihi buradan çıkacaktır, bu nokta üzerinden çıkarılacaktır.(Atıcı, age, 26-27)
Toplumcu Gerçekçilik
Köy Enstitülü yazın, gerçekçi yazınımıza ivme kazandırmıştır. Emin Özdemir, bu ivmeyi şöyle gösterir, “Eğer yarın adım gibi eminim ki, nesnel ölçütler içersinde bir Türk yazın tarihi, yani edebiyat tarihi oluşturulsa görülecektir ki, gerçek anlamda toplumcu gerçekçiliğin, gerçek anlamda devrimci romantizmin Türkedebiyatına girişi Köy Enstitülü yazarlarla olmuştur.” (Atıcı, age,y-23)
Edebiyata Giren Köylü
Mahmut Makal, Köy Enstitülü yazı için şöyle der, “Bu kuşağın içinden çıkan yazarlar da dahil en önemli özellikleri halktan ayrı düşmemeleridir. Yazar olanlarınsa, kalemlerini korkusuzca halktan yana kullanmalarıdır. Yazılarının özellikleri, halkın yalın diliyle yazılması ve bu dilin yazınımızagirmesini sağlamalarıdır. Dünya yazınını özümsemiş ve çağcıl bir dünya görüşüne ulaşmış olmalarıdır. Onların yapıtlarıyla köylümüz kendi diliyle kendi gerçeğiyle yazınımıza, hatta dünya yazınımıza girmiştir.” (Atıcı, age 106)
Köy Enstitülü Yazarlar
Yazınımıza gerçekçilik açısından ivme kazandıran Köy Enstitülü yazarlar.(soyadına göre abecesel) Dursun Akçam, Talip Apaydın, Behzat Ay, Yusuf Ziya Bahadanlı, Mehmet Başaran, Fakir Baykurt, Adnan Binyazar, Osman Bolulu, Ali Dündar, Ali Yüce, Şevket Yücel.
Türkiye gerçekçi yapıtlarıyla, ilerici... devrimci güçleriyle yeri, güzel, gerçekçi, bir yaşama giderken 12 Mart faşizminin vuruşuyla her şey altüst oldu.