Küresel iklim değişikliğinin giderek artan ciddiyeti karşısında, Çin sorumlu bir büyük güç olarak somut adımlarla bu alandaki kararlılığını ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 29. Taraflar Konferansı (COP29) sırasında, Çin'de düzenlenen İklim Değişikliği Güney-Güney İş Birliği Yüksek Düzey Forumu, dünya çapında dikkatleri üzerine çekti. Bu forum, gelişmekte olan ülkeler arasında iklim eylemi iş birliğini güçlendirme amacının ötesinde, Çin’in yeşil ve düşük karbonlu dönüşümdeki yenilikçi uygulamalarını ve küresel liderliğini dünyaya sergilemesi açısından da büyük önem taşıyor. Çok sayıda uluslararası örgüt, ülke temsilcisi ve uzman forumda konuşmalar yaparak Çin'in iklim stratejisini yüksek bir övgüyle değerlendirdi. Forumda konuşan Çin Ekoloji ve Çevre Bakanı Huang Runqiu, küresel iklim krizini ve ekonomik toparlanma sürecindeki zorlukları derinlemesine analiz etti. Huang, aşırı iklim olaylarının artışı, küresel ekonomideki durgunluk ve çok taraflı iş birliğindeki etkinlik eksikliğinin, uluslararası toplumun karşı karşıya olduğu büyük sınavlar olduğunu belirtti. Ancak Çin, bu zorluklara çözüm getiren somut adımlarla dikkat çekiyor. Karbon zirvesi ve karbon nötr hedeflerine ulaşma yolunda büyük ilerlemeler kaydeden Çin, dünyanın en büyük yenilenebilir enerji tedarik zincirini inşa ederek yalnızca kendi ekonomik dönüşümüne yeşil enerji katmakla kalmıyor, aynı zamanda küresel yeşil kalkınmaya da önemli bir örnek teşkil ediyor. Verilere göre, Çin’in yenilenebilir enerji kurulu kapasitesi yıllardır dünya lideri konumunda ve elektrikli araç üretimi ile satışlarında da zirvede yer alıyor. Bu, Çin’i temiz enerji alanında küresel bir lider haline getiriyor. Huang ayrıca, Çin’in çabalarının sadece kendi çevresel hedefleriyle sınırlı olmadığını, daha geniş bir vizyonla uluslararası iş birliğine liderlik ederek küresel kamu yararına katkıda bulunmayı hedeflediğini vurguladı. Çin’in iklim taahhütleri, uzun süredir ulusal sınırlarını aşarak Güney-Güney İş Birliği ve “Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi aracılığıyla diğer gelişmekte olan ülkelere teknolojik kazanımlar ve kalkınma deneyimlerini aktarmayı amaçlıyor. Forum sırasında, Çin Ekoloji ve Çevre Bakanlığı ile Nijerya Çevre Bakanlığı arasında İklim Değişikliği Güney-Güney İş Birliği Mutabakat Zaptı imzalandı. Bu iş birliği kapsamında, Nijerya'da Lekki Düşük Karbonlu Model Bölgesi’nin kurulması planlanıyor. Bu proje, Nijerya’ya gelişmiş temiz teknolojiler kazandırmanın yanı sıra, yerel halk için yeşil istihdam ve ekonomik büyüme fırsatları yaratıyor. Bu iş birliği, Güney-Güney İş Birliği’nin örnek modellerinden biri olarak değerlendiriliyor. Çin’in bu çabaları, gelişmiş ülkelerin iklim finansmanı ve teknoloji transferindeki yetersizliklerini somut adımlarla telafi ederek, gelişmekte olan ülkelere sürdürülebilir kalkınma için daha fazla seçenek sunuyor. Bu girişimler, uluslararası topluma Çin’in iklim yönetimindeki etkin yaklaşımını daha iyi tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda Çin’in uluslararası arenada daha aktif ve açık bir rol üstlendiğini gösteriyor. Forumda oluşan uluslararası yankılar, Çin’in küresel iklim yönetimindeki vazgeçilmez rolünü bir kez daha ortaya koydu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Jorge Moreira da Silva ve diğer uluslararası konuklar, Çin’in iklim eylemindeki önemli katkılarını övgüyle dile getirdi. Çin’in teknoloji inovasyonu ve politika uygulamaları sayesinde yeşil dönüşümü hızlandırdığına dikkat çeken katılımcılar, Çin’in küresel iklim yönetiminde yeni bir iş birliği standardı oluşturduğunu ifade etti. Gelişmiş ülkelerin iç siyasi sorunlar nedeniyle uluslararası taahhütlerini yerine getirmekte zorlandığı bir dönemde, Çin’in istikrarlı ve güçlü adımları tüm dünyaya güven mesajı verdi. Yeşil enerji teknolojilerinden uluslararası proje iş birliklerine kadar Çin’in liderliği ve sorumluluk bilinci, küresel iklim yönetiminin temel taşları haline geldi. Güney-Güney İş Birliği platformu aracılığıyla, Çin gelişmekte olan ülkeler için Batı'nın geleneksel yaklaşımlarından farklı bir seçenek sunarak gerçek anlamda kazan-kazan temelli kalkınmayı mümkün kılıyor. Bu teknoloji, politika ve kültürel boyutlardaki derin entegrasyon, küresel iklim iş birliği dinamiklerini yeniden şekillendiriyor ve Çin’in sunduğu çözüm uluslararası toplum tarafından büyük takdir topluyor.