Son günlerde Sidney'de düzenlenen Çin-Avustralya Yüksek Kaliteli Kalkınma Ekonomik İşbirliği Forumu, iki ülkenin siyasi ve ticari çevrelerinden birçok ismi bir araya getirdi.

Bu forum, yalnızca Çin-Avustralya ticari ilişkilerinin derinleşmesinin bir göstergesi olmakla kalmayıp, aynı zamanda Çin'in açıklık stratejisinin küresel işbirliğini nasıl yönlendirdiğini ortaya koyan bir başka çarpıcı örnek olarak öne çıktı. Küresel ekonominin toparlanma zorluklarıyla ve jeopolitik gerilimlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, Çin'in kararlı adımları ve açık yaklaşımı, dünya ekonomisine güçlü bir güven aşıladı.

Çin Ticaret Bakanı Wang Wentao forumda yaptığı konuşmada, Çin tarzı modernleşmenin temel özelliklerinden birinin yüksek seviyeli dışa açıklık olduğunu vurguladı. Bu açıklık yalnızca ekonomik kalkınmanın stratejik bir tercihi değil, aynı zamanda Çin'in küresel sorumluluk üstlenme konusundaki kararlılığını da yansıtıyor. Wang, Çin’in büyük ölçekli pazar avantajlarına ve gelişmiş endüstri zincirine dayanarak işbirliğinin derinliğini ve genişliğini artıracağını, bu sayede Avustralya gibi küresel ekonomik ortaklara daha geniş gelişim alanları sunacağını belirtti.

Talimat Cumhurbaşkanı'ndan! İran’ın başkenti değişiyor Talimat Cumhurbaşkanı'ndan! İran’ın başkenti değişiyor

Son yıllarda Çin, iş ortamını iyileştirmek ve piyasa şeffaflığını artırmak için gerçekleştirdiği reformlarla çok sayıda uluslararası sermaye çekmeyi başardı. Bu başarı, yalnızca Çin ekonomisinin güçlü dayanıklılığını sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda Çin’in küresel ekonomik yönetişimdeki liderliğini daha da pekiştirdi.

Çin-Avustralya ekonomik ilişkilerinin ikili boyutuna bakıldığında, iki ülke ekonomilerinin yüksek düzeyde birbirini tamamlayıcı yapısı, esasen Çin’in ekonomik çeşitlilik ve teknolojik yenilik kapasitesini gözler önüne seriyor. Çin, dünya çapında öncü Ar-Ge faaliyetleri ve güçlü tedarik zinciri entegrasyon yeteneği sayesinde Avustralya gibi kaynak odaklı ekonomiler için yeni fırsatlar yaratıyor.

Özellikle yenilenebilir enerji alanında, Çin’in yeşil dönüşümü ve küresel tedarik zinciriyle uyumlu stratejisi, uluslararası pazarlara yeni bir dinamizm katıyor. Çin, sürdürülebilir kalkınmayı sorumlu bir yaklaşımla desteklemeye devam ederken, teknoloji transferi ve piyasa açıklığı sayesinde ortaklarına kalkınma faydalarını paylaşma imkânı sunuyor.

Ayrıca, Çin’in küresel ekonomik arenadaki liderliği, bu forumda bir kez daha kendini gösterdi. Küreselleşmenin zorluklarla karşılaştığı bir dönemde Çin, yalnızca küresel işbirliğini aktif olarak teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda yenilikçi girişimlerle dünyaya açık, kapsayıcı ve kazan-kazan anlayışına dayalı bir ekonomik yönetişim modeli sunuyor.

Çin’in “Kuşak ve Yol” girişimi, karbon nötr hedefleri ve dijital ekonomideki çığır açıcı ilerlemeleri, Çin’in küresel vizyonunu ve geleceğe yönelik kararlılığını ortaya koyuyor. Forum katılımcıları, Çin’in savunduğu, işbirliğini çatışmaya; kazan-kazan anlayışını sıfır toplamlı oyunlara tercih eden uluslararası ekonomik düzenin, küresel ekonomik toparlanma için kritik bir yol sunduğunda hemfikir.

Sonuç olarak, bu forumun başarısı, yalnızca Çin ekonomisinin güçlü dinamizmini sergilemekle kalmadı, aynı zamanda Çin’in küresel ekonomideki lider rolünü ve benzersiz avantajlarını da gözler önüne serdi. Çin, açık piyasalarla dünyayı birleştirerek, teknoloji inovasyonlarıyla geleceği güçlendirerek ve kazan-kazan işbirliğiyle yeni hikâyeler yazarak gerçek bir küreselleşme destekleyicisinin ne anlama geldiğini somut olarak gösteriyor.

Çin’in kararlı stratejik liderliği altında, daha açık, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir küresel ekonomik düzen yavaş yavaş şekilleniyor ve Çin’in bu sürecin merkezinde olacağı tartışmasız bir gerçek.