Call of Duty: Vanguard sinematik anlatıyla süslenen ve savaşa farklı askerlerin gözünden, farklı cephelerde dahil olduğunuz bir oyun. Yani yıllardır gördüğümüz, tipik bir Call of Duty formülüne sahip. Tabii oynanışta geliştirmeler de var.

Oyun, Nazilerin “Project Phoenix” ismi verilen gizli projesini ortaya çıkarmaya çalışan özel bir ekibin başından geçenleri anlatıyor. Daha doğrusu, bu anlatı gerçekleşirken biz de o süreçte karakterleri kontrol ediyoruz. Nazilere karşı savaşan bu özel ekipteki her askeri sırasıyla kontrol ediyoruz. Son yıllardaki Hollywood filmlerinde, hani bazen bir olay yaşanır ya da yaşanmak üzeredir, ama o sırada geçmişe gidilir, karakterin detayları irdelenir ya, işte benzer bir formülü Vanguard’ta görüyoruz. Böylece farklı karakterlerle farklı cephelerde savaşabiliyoruz. Kontrol ettiğimiz karakterlerin kimi çok iyi bomba kullanıyor, kimi keskin nişancılık tarafında profesyonel, kimi takımı yönetmek ve komut vermek için doğmuş, kimi ise uçak kullanabiliyor. Takım yönetimini ve komut vermeyi ele alalım. Saldırı esnasında, yoğun ateş gücünün olduğu noktalara saldırılması için emir verebiliyorsunuz. Keskin nişancı görevlerinde ise, gizlilik ve hız önemli. Dolayısıyla Petrova ile bir Assassin’s Creed karakteri gibi oradan oraya tırmanarak hareket edebiliyorsunuz. Pasifik görevlerinde de karakterimiz ağaçların ardındaki düşman askerlerin yerlerini kısa süreliğine saptayabiliyor. Tabii sonuçta bu bir Call of Duty oyunu. Yoğun aksiyonun yaşandığı, arka arkaya düşman akınlarının gerçekleştiği, kimi zaman tuzağa düştüğünüz, ama kimi zaman da en umutsuz anda zafere koşabildiğiniz bir oyun. Call of Duty Vanguard Oyuna, Nazi Almanya’sında başlıyoruz. Sonrasında hikâye örgüsüne göre farklı cephelere gidiyoruz. Örneğin, Sovyet keskin nişancısını kontrol ettiğimiz Stalingrad görevinin daha uzun olmasını isterdim. Özellikle Nazilerin şehre gerçekleştirdikleri bombardıman sahneleri çok etkileyiciydi. Haliyle böyle bir atmosfere girmişken devam etmek istiyorsunuz, ama edemiyorsunuz. Bir diğer örnek de Pasifik cephesinden vereyim. Yani bombardıman uçağı da kullanabildiğimiz cephe. Bir pilotu kontrol ediyoruz ve evet, bu bir simülasyon değil, bunun da farkındayız, ama… Açıkçası uçağı neredeyse hiç kullanmıyoruz. Sanki önümüzde bir ara video var ve videoyu geçip farklı videoyu açmak için birkaç tuşa basıyor gibiyiz. Zevk alamadım doğrusu. Tabii bu bölümü oynarken aklıma Medal of Honor: Pasific Assault’taki benzer bölüm geldi. Uçak kullanımı cidden zor ve sıkıcıydı, ama daha kapsamlı bir görev yapısı vardı. Call of Duty: Vanguard ‘ta gerçekten pek çok güzel bölüm var. Ama işin toplamına bakıldığında, ara başlıkta da belirttiğim gibi, bunlar ana yemek öncesi sunulan mini ikramlar gibi hissettiriyor. O ana yemek, yani ana bölümler ise maalesef yok. İşte bu, oyunun senaryo modu kısmında en büyük eksisi bana göre. Senaryo modunu yaklaşık 5 saatte tamamlayabiliyorsunuz. Call of Duty Vanguard

Savaş henüz bitmedi…

Call of Duty: Vanguard, sinematik detaylarla süslü bir senaryo modu deneyimi sunuyor, ama kısa bir deneyim. Açıkçası daha fazla bölüm, biraz daha uzun bir oynanış bekliyordum. Bu haliyle sanki bir şeyler yarım kalmış gibi. Eğer yalnızca senaryo modunu oynamak için Vanguard’ı almayı düşünüyorsanız, acele etmemenizi ve indirime girmesini beklemenizi öneririm. Eğer zombie moduna dalmak istiyorsanız acele etmeniz iyi olur. Biliyorsunuz, yıllardır zombie modunda milyonlarca oyuncu keyifli vakitler geçiriyor ve her yeni oyunda bu modun daha da sinematik bir hale büründüğünü görüyoruz. Sırf zombi temalı, ilginç hikâyeli bir Call of Duty oyunu da yapılırsa şaşırmayın. Peki ya multiplayer? Call of Duty serisi, multiplayer olarak en çok tercih edilen serilerden. Lakin… O kadar çok hileci var ki, oyundan zevk alabilmeniz zor. Evet, Vanguard bile çıkar çıkmaz tonla hileciyle doldu. Her ne kadar yapımcılar, “Hİle yapıyorsanız, siz bilirsiniz…” kıvamında ultimatomlar verse de, an itibarıyla bu can sıkıcı konuya kesin bir çözüm yok gibi. Bu da zevk almak için girdiğiniz oyundan sinir olup çıkabileceğiniz anlamına geliyor.

Muhabir: ecevit bıktım