Müzisyen Burhan Şeşen, müzisyenlere pandemi dolayısıyla nakdi destek sağlanmasına ‘hiçbir katkıda bulunmadığını’ söyleyen meslektaşı Orhan Gencebay’a "İktidarlar gelip geçici ama sanatçılar hep kalıcı. Bazı ülkelerde devlet başkanları sanatçılarını bir resepsiyonda görebilmek için can atarken, siz nasıl oldu da bu iktidarın yüzü oldunuz? ” diye yanıt verdi.
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle işsiz kalan müzisyenler, uzun süredir hükümetten destek talep ediyordu. Bu konuda haziran ayına kadar adım atmayan iktidar, Müyorbir Başkanı Burhan Şeşen’in İYİ Parti’nin grup toplantısında binlerce sektör çalışanının çok zor durumda yaşam mücadelesi verdiğini belirtip taleplerini duyurduğu gün, müzisyenlerin, esnaf ve sanatkarlara 3 bin lira hibe desteği sağlanacak pakete dahil edildiğini bildirmişti.
Orhan Gencebay: Müzisyenler için mücadelemizde Burhan Şeşen’in katkısı yok
GENCEBAY: KONUYLA HİÇ ALAKASI OLMAYAN KİŞİLER...
Bu gelişme üzerine iktidara yakın Sabah gazetesinde çıkan bir yazıda Şeşen’in “Devreye girdik ve arkadaşlarımız için bunu yaptırdık” dediği öne sürülmüştü. Aynı yazıda görüşleri sorulan Orhan Gencebay’sa desteğin ‘ticaret bakanı, kültür ve turizm bakanlarıyla yaptığı şahsi görüşmeler sonucunda’ sağlandığını ifade ederek, Şeşen’e şu sözlerle yüklenmişti:
“Bunun hiçbir meslek birliğiyle, dernekle, kuruluşla alakası yoktur. Bu görüşmeler sırasında yanımda olan Recep Ergül ve Hakan Sarıca harekete geçerek duyurular yaptılar ve mağdur müzisyen dostlarımıza yardımcı oldular. Ancak yardım yapılacağı açıklandıktan sonra konuyla hiç alakası olmayan kişilerin ‘Bunu biz yaptık’ diye sahip çıkması, yapılan çalışmaya gem vurmaya çalışmak, bilinçsizce ve art niyetli bir davranış biçimidir. Keşke herkes bu çabaya destek olsa. Sanatçıyı yaşatalım ki sanat yaşasın.”
ŞEŞEN'DEN AÇIK MEKTUP
Şeşen’se bu ifadelere karşı Birgün’deki köşesinde ‘Orhan Baba’ya açık mektup’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Gencebay’a “Bunca aydır çabalayan müzik meslek birlikleri, müzik ile ilgili vakıf ve derneklerin, Kültür Bakanlığı’nın emeğini nasıl bir çırpıda görmezden geldiniz” diye soran Şeşen, şöyle devam etti: “Ankara’ya giderken telefonla konuşmadık mı? “Ağabey müzisyenler açlık sınırında. Aldığım randevular bunlar. Ama sizin de çok geniş bir çevreniz var. Ziyaret etmem gereken başka yer varsa ve sektöre destek sağlayacaksa lütfen söyleyin oralara da gideyim” demedim mi?”
‘NASIL KANDINIZ?‘
Aylardır müzik meslek birlikleri ve müzikle ilgili sivil toplum kuruluşlarının müzisyenlerin ve sektörün nefes alabilmesi için çabaladığını belirten Şeşen, bunların içinde kurumunu temsilen kendisinin de bulunduğunu vurguladı.
“Ama iktidarın borazanı bir gazeteye verdiğiniz bir demeçte ‘Müzisyenler için mücadelemizde Şeşen’in hiçbir katkısı yok’ başlığı beni çok üzdü, sizi üzmedi mi” diye Gencebay’a seslenen Şeşen, şöyle devam etti: “Hak takibi yapan bir meslek birliğinin bir zamanlar başkanı olarak sizin ağzınızdan çıkan ve de emeğe saygısızlık olan bu röportajı okuduğunuzda hiç mi yüzünüz kızarmadı? Benim Kültür Bakanlığı’nın yaptığı bu desteği sahiplendiğimi nerede gördünüz? ‘Devreye girdik ve arkadaşlarımız için bunu yaptırdık’ dediğimi öne süren bu kâğıt parçasına nasıl kandınız?”
'NASIL OLDU DA İKTİDARIN YÜZÜ OLDUNUZ'
Şeşen, Gencebay’a sitemini şu sözlerle devam ettirdi:
“Yaklaşan MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) seçiminde birkaç oy uğruna her türlü rezilliği yapabilecek insanların-özellikle müzisyen demiyorum- dümen suyuna nasıl gidebildiniz? Devletime saygılıyım bahanesiyle her iktidarla nasıl bu kadar içli dışlı olabildiniz?
İktidarlar gelip geçici ama sanatçılar hep kalıcı. Bazı ülkelerde devlet başkanları sanatçılarını bir resepsiyonda görebilmek için can atarken, siz nasıl oldu da bu iktidarın yüzü oldunuz? Milyonlarca seveniniz vardı bir zamanlar. Belki hâlâ vardır, bilemiyorum. Onlara karşı çok büyük bir borcunuz var. İktidarın değil halkın sesi olmak…
Hepimiz birer birer eksiliyoruz Orhan ağabey. Beni cenazelerde en çok etkileyen bölüm nedir biliyor musunuz? Hocanın hakkınızı helal ediyor musunuz sorusuna verdiğimiz cevaptır. Helal olsun… Helal Olsun… Helal Olsun… Buna uygun yaşayalım.”