Fatih Terim'in Galatasaray'dan gönderilmesinin ardından Başkan Burak Elmas suskunluğunu bozdu. Elmas, Terim'in gönderilmesi ile ilgili, "Kararı aldığım anki verilere de bakarsanız, bu kararı almak için yeterli sebebim vardı" ifadelerini kullandı.
Galatasaray Başkanı Burak Elmas, Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. Elmas, Teknik Direktör Fatih Terim’in ayrılışından beri suların durulmadığı sarı kırmızılı kulübün son durumuna dair açıklamalar yaptı. Fatih Terim’in ayrılmasından Domenec Torrent’in göreve getirilmesine dair birçok konuyu detaylarıyla anlatan Başkan Burak Elmas, TFF’nin kendisine yönelik tavrını da konuştu.
Terim’le ayrılık kararını aldığı döneme ilişkin konuşan Elmas, “Kararı aldığım anki verilere de bakarsanız, bu kararı almak için yeterli sebebim vardı” derken, “Federasyonda bizim bu yönetimden gitmemizi isteyenler var” ifadelerini kullandı. İşte Burak Elmas’ın çok konuşulacak açıklamaları:
“Seçim dönemi çalıştığınız ekiple bir takım fikir ayrılıkları olabiliyor. Bunları da dostça, uygun şekilde yolları ayırmak son derece doğal. Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarımdan pişman mıyım? Hayır. Geriye bakacak bir şey yok. Galatasaray’ın zor bir döneminde aday olduk. Taşın altına elimizi koyduk. Bu bizim için bir iktidar mücadelesi değil, Galatasaray mücadelesi”
“BASKI VAR ALALAIM DEDİLER”
“Galatasaray’da bir scout departmanı var. İzleme departmanının hazırlamış olduğu ve hocamıza sunduğu bir liste vardı. Bu listeden birçok oyuncuyla konuştuk. Bir kısmıyla maliyette anlaşamadık. Çok konuşulduğu için söyleyebilirim mesela Ghezzal. Ghezzal örneğinde maliyetinin 4 milyon euroya geldiğini gördük. İçimizde bazı arkadaşlarımız ‘çok baskı var alalım’ dediğinde karşı çıktım. Galatasaray’ın geleceğiyle ilgili böyle bir kararı almamamız gerektiğini, zaten Galatasaray’ın bu kararlarla buraya geldiğini söyledim.”
“HOCAMIZIN ONAYIYLA TRANSFER ETTİK”
“Dolayısıyla o listede bulunan oyuncuları transfer ettik hocamızın da onayıyla. Takım böyle kuruldu. Yapılan transferler 35 milyon değil, 21 milyon euro civarında. Uzun vadelerle yapılan transferler. Biz yaptığımız transferlerin evraklarının tamamını denetleme kuruluna teslim ettik.”
“ASLINDA HEDEFİMİZ ŞUYDU…”
“Galatasaray yönetiminin popüler olmak adına karar alma lüksü yok. O yüzden transferde prensibimiz şuydu. Geçmiş dönemlerde sürekli transfer yapan, ilk 11’inin yüzde 50’sini değiştiren, her sene sonu ciddi bir transfer hamlesine girmek zorunda kalan bir takımdan bahsediyorduk. Hedefimiz şuydu. Scout ekibi ve hocamızın istediği genç oyunculara yatırım yapmak. Bu oyuncuların ücretlerini de öyle bir seviyeye getirmemiz lazımdı ki, geçmişte 90 milyon euro olan maaş bütçesini 55 milyona düşürmüştük en son. Bunu 30-35’lere düşürmeye çalışıyoruz. Bunun için de ücret maliyetlerinin oyuncu başına 800 bin eurolara indirme hedefi vardı. Aslında Portekiz takımlarının yaptığı sisteme geçiş mecburiyeti vardı. Biz de bu sistemin ilk uygulamalarını yaptık.”
https://tele1.com.tr/fatih-terim-ile-galatasarayin-yollari-ayrildi-542131/
“HOCAYLA ŞUNU KONUŞTUK…”
“Göreve geldikten sonra Fatih hocayla çalışmak istememi söylemem çok normal. Diğer adaylar da kendilerine göre bir takım şeyler söylediler. Biz bu düşüncemizi net paylaştık. Öncesinde de etik olarak konuşmadık. Göreve geldikten sonra hocayla şunu konuştuk. ‘Hocam Galatasaray’ın finansal durumu yapılan hatalarla bu duruma geldi. Galatasaray’da bir anlayış değişimi yapmamız lazım. Kontratının sonuna gelmiş, yüksek bedellerle oynayan oyuncuları Galatasaray bu finansal tabloda barındıramaz.”
“HOCA BENİMLE HEMFİKİRDİ”
“Genç, potansiyelli, satışından gelir elde edebileceğimiz oyuncuları transfer ederek, 11’leri belirleyip, her sene 4-5 oyuncu almak yerine yedek kulübesini kuvvetlendireceğimiz, arkada da birçok oyuncuyu izleyeceğimiz bir sistem kurmamız gerek. Bu sistemde de futbol aklı için siz benim için çok önemlisiniz. Sahada yer alın, sonra da sistemi kurduktan sonra bu sistem sadece oyuncu transferi değil. Departmanları da önemli. Total bir projeden bahsediyoruz. Bu proje ile yola çıktık. Aldatılma kelimesinin içerğini doldurmak lazım. Orada ne kastetti. Bana bir şey gelmediği için bilmiyorum. Ama benimle hemfikirdi.”
“ARTIK BİR SEÇENEK YOK”
“Bunu bir küçülme olarak görmek yanlış. Avrupa’da bizim yarı bütçemizde olan takımlar Şampiyonlar Ligi’nde ciddi başarılar elde ediyorlar ve liglerini de domine edebiliyorlar. Bu doğru ücret yapısıyla doğru kurgulanmış bir takım kurma. Potansiyelli oyuncuları tespit ederek takıma alma projesidir. Artık bir seçenek yok. Türk futbolunun geldiği durumda, Galatasaray’ın Bankalar Birliği ile anlaşmış olduğu bir anlaşma var. Şöyle de bir tehlike var. ‘Ödemiyorum ben, yine vade verirler’ diye düşünemezsiniz.”
“BANKALAR KAYYUM ATMA ŞANSINA SAHİP”
“Bir kere kulüplerin ilave finansman yaratmak için borçlanma kabiliyeti kısıtlanıyor. Finansal olarak borçlanamıyor kulüpler. İkincisi, bunu ödemezseniz biliyorsunuz bütün gelirler ortak bir havuzda toplanıyor ve kulüplerin kullanımına açılıyor. Yarın bir gün bu borcu ödemediğiniz zaman, isterse bankalar istediği başkan adayını veya yönetime yöneticileri koyma, bir nevi kayyum atama şansına sahip olabilirler. Bu maddi ve manevi sizin bağımsızlığınızı engelleyen çok tehlikeli bir durum.”
“BUGÜNE ALKIŞLARLA GELDİK”
“Eski alışkanlıklarımız ve Galatasaray’a bir şey olmaz diyerek buraya geldik. Bütün eksi bütçeler, olağan genel kurullarda alkışlarla geçti, zararlar borçla kapandı. Bugün geldiğimiz noktaya alkışlarla geldik. Gelirken ne kadar eleştirileceğimizi biliyorduk. Bunu göze alarak geldik. Bu bir Galatasaray mücadelesi. Gelirken bunu çok üstünde durarak söyledik. Galatasaray çok parçalandı son dönemlerinde. Liseli, lisesiz, bazen kasıtlı olarak körüklenen, bazen de bazı kesimlerin yaptığı hatalar nedeniyle ciddi anlamda ayrışıldı. Camiayı birleştirme hedefiyle ciddi anlamda görüşmeler yaptık. İstişare kurulu kurduk. Birbiriyle uzun süredir kavgalı olan insanları Galatasaray için yan yana oturtmaya çalıştık. Divan Kurulu’ndaki fikir ayrılıklarının telaffuz ediliş şeklini değiştirerek Galatasaray’ı değiştirme çabası sarf ettik.”
“GALATASARAY KARŞITI BİR FEDERASYON”
“Ciddi anlamda Galatasaray karşıtı olduğunu düşündüğüm bir federasyon var. Yönetim içerisinde farklı konulara değişik tepki vermek isteyen arkadaşlar olabiliyor. Rezan Epözdemir’in o arada vermek istediği tepki, biliyorsunuz Yönetim Kurulu Sözcüsü Remzi Sanver’in Beşiktaş maçından sonra ‘Haklı galibiyet’ demesineydi. Rezan Bey’in duyduğu rahatsızlık duyduğu şeyler sürpriz değil. Fakat şöyle bir durum var. Biz yönetime geldikten sonra, ki hâlâ o iradem var. Eski alışkanlıklardan kurtulmak gerektiğini düşündük. Başarısız olduğunuz zaman en kolayı hakemlerin arkasına sığınmaktır. O zaman kendi takımınızla ve yapmanız gerekenlerle ilgili şeyi hasır altı ediyorsunuz. Biz bunu yapmak istemedik. Takımdaki problemlerle hakemleri birbirine karıştırmamak lazım.”
“HİÇBİR TAKIM BORCUNU ÖDEYEMEZ”
“Hakemlerin yaptığı ciddi hatalar oldu. Bazı hataların organize şekilde üst üste yapıldığını düşünüyorum. Hatta şunu bile düşündüm. Federasyonda bizim bu yönetimden gitmemizi isteyenler var. Hâlâ da düşünüyorum. Biz geldiğimiz günden beri şöyle bir durum var. Türk futbolu bu düşmüş olduğu durumdan toparlanmazsa, Galatasaray dahil hiçbir kulüp borcunu ödeyemez. Tüm gelirlerin aşağıya indiği, adalet duygusunun yok olduğu, şampiyonluğun iyi hamleler yaparak kazanıldığı inancının kaybolduğu Türk futbolunda, bizim gelirlerimizi arttırmamız gerekiyor. Türk futbolunun yönetimine rağmen olmaz. Birtakım şeylerin düzelmesi lazım.”
“BAZI BAŞKANLAR BENİ UYARMIŞTI…”
“Değişim arzusunda olduğunuz zaman, mevcut sistemden memnun olan hiç kimse değişim olan birini istemez. Başta da Oğulcan (Çağlayan) mevzusuyla başladık olaylara. Hukuki olarak birbiriyle çelişen kararlar alındı. Diyalog ile çözmeye çalıştık biz bunları. Bazı kulüp başkanları ‘boşuna uğraşmayın biz bu yoldan geçtik’ dediler ama biz bunu denedik. Fakat şöyle bir manzarayla karşılaştık. Farklı kurullarda, farklı dengeler var. Dengelere kimin hakim olduğu belli değil. Galatasaray’a avantaj istemedik. Şu işi doğru yapalım, herkese eşit adalet sağlansın dedik. Fenerbahçe maçından sonra gittiğimizde diğer kulüp başkanlarına da haber verdim. Siz de gelin. Sorun herkesi etkiliyor. Kavga, kaos ortamı yaratılarak gerçek problemlerin üstü örtülüyor.”
“TÜRKİYE EKONOMİSİNİN ŞARTLARI ORTADA”
“Asla yalan söylemedik. Verdiğimiz bütün taahhütlerin karşı taraflardan taahhütlerini aldık. Bazı gecikmeler oldu şartlardan dolayı. Bazı yerlerde teminat şartları olmadı. Ama biz projelerimizi 2 aylık sunmadık ki. Biz bunları 3 senede gerçekleştireceğiz dedik. Galatasaray gül bahçesinde gelmedi. Biliyorsunuz Türkiye ekonomisinin durumu ve şartlar ortada. Bizim geldiğimiz günkü bütçeyi ufaltarak ödenebilir bir borcu ödemek için yüzde 50 euro kuru arttı. Bunlarla mücadele ediyoruz. Borçlanamıyorsunuz, pandemiden çıktınız, naklen yayın geliri yok. Sponsor olmadı demek hata olur ama istediğimiz rakamlarda olmadı. Bunları yapmak için uğraşıyoruz. Zamanlaması konusunda eleştiriler doğru. Ama hâlâ konuşuyoruz.”
“GALATASARAY BAŞKANI İSTEDİĞİYLE GÖRÜŞÜR”
Özellikle önemli bölümü yalan. İçinden geçtiğimiz son dönemde o kadar çok fazla yalan bilgi ve çirkin üslupla servis ediliyor ki, doğrusunu Galatasaraylılara anlatmamız lazım. Ben sizi çok seviyor olabilirim. Ama Galatasaray Spor Kulübü Başkanı’nın yapması gerekenler değişmez. Galatasaray Başkanı istediği teknik direktörle, istediği kulüp başkanıyla, istediği zaman alternatifleri görüşmek için görüşebilir. Yazdan beri böyle bir şey asla olmadı. Son ana kadar işin birlikte yürüyemeyeceğini anladığım ana kadar arkasında durdum. Bununla da çok eleştirildiğim oldu. Bir hocayla çalışıyorsanız sonuna kadar sahip çıkmanız lazım.”
“TERİM’LE BİR MAÇ SONRASINDA…”
“Ben görüşmeleri yaptım. Hakikaten Yönetim Kurulu’ndaki arkadaşlarıma çirkin, birebir saldırılar oldu. Bu tür şeylerle ilgili olarak yargıya gidiyoruz. Hocamıza böyle bir görüşme yapıldığını söylemedik. Sadece bir maç sonrası yaptığım görüşmede, Guardiola’nın eski yardımcılarıyla ilgili bir bilgi geldiğini, o bilgiyi ileteceğimi söyledim. Görüşmenin detaylarını anlatmadım. Orada haklıdır. Detayla ilgili bilgisi yok. Bilginin kimden geldiğini sordu, ben de anlattım.”
“YÖNETİMDE TERİM KALSIN DİYENLER OLDU”
“O arada başka sebeplerle hocamızla görüşme yaptık. O görüşmede yolları ayırınca ben yaptığım daha önceki görüşme sonucunda en uygun opsiyonun bu olacağına inandığım için bu kararı aldım. Yönetim Kurulu’nda kimin karşı olduğu, kimin lehte olduğuna kadar bilgi kirliliği var. Domenec Torrent ile görüşmeyi ben yaptım. Yönetim Kurulu’nda Terim kalsın diyenler oldu. Değişikliğin zamanlamasıyla ilgili farklı fikirleri olanlar vardı.”
“TERİM KARARINI ALMAK İÇİN YETERLİ SEBEBİM VARDI”
Özellikle bu konuda çok hassas davranmaya çalıştım. Camiamız için değerli olan bir insan var. 30 yıldır tanıyorum. Galatasaray için doğru olduğunu düşündüğüm kararı aldım. Bunun da arkasındayım. Bu kadar zor bir durumda Galatasaray’ı buradan çıkarmaya çalışıyorsanız, sizi kimsenin korumasını bekleyemezsiniz. Bu yalnız bir konum. Burada cesaret göstermek lazım. Birileri tarafından korunmayı bekliyorsanız, başkanlık yapmamanız lazım. Sporun ve futbolun bu kadar ufaldığı bir dönemde bunu yapmamak lazım. Bir Galatasaraylı olarak bildiklerim ve gördüklerim dahilinde en doğru olanı yapmaya çalıştım. Bunun doğru olup olmadığını zaman bizlere gösterecek. Kararı aldığım anki verilere de bakarsanız, bu kararı almak için yeterli sebebim vardı. Kişilerle ilişkilerimizi, Galatasaray’da alınan kararlarla karşılaştırmamak lazım.”
“BU KAVGALARI BIRAKMAK LAZIM”
“Sonrasında bambaşka bir ortam oldu. Takıma dahi sahip çıkılmayan. Beni unutun. Galatasaray Başkanı’na her zaman eleştiri olabilir. Ama takımın taraftarına çok ihtiyacının olduğu dönemde bu kavgaları bırakmak lazım. Bugünlere ocu, bucu başkanlar nezdinde geldik. Bundan sonra radikal karar almazsak önümüzde ödemek zorunda olduğumuz bir borç var.”
“BAŞKAN YARDIMCILIĞI TEKLİF ETTİM”
“Fatih Terim’in çok önemli bir futbol aklı olduğunu düşünüyorum. Futbol aklı dediğiniz zaman Galatasaray’da 5 kişi bile yoktur. Bu projenin idari bir proje olduğunu söyledim. Terim’in idari yönüne güveniyordum. Efsanemizin sahadaki sonuçlarla yıpranmasını istemedim. Kendisinin de başkan yardımcısı olarak Sportif A.Ş.’de bu projenin uygulamasına devam etmesini arzu ettiğimi söyledim. Hocamız da arzu etmediğini söyledi, tabii ki kendi takdiridir. Tabii ki ayrılıklar her zaman kolay değildir. En iyi şekilde yolları ayırmaya çalıştık. Sosyal medyada kasıtlı yapanlar da var, bu tepkileri göze almıyorsunuz bu zor kararları alamazsınız.”
“1911’DE DE AYNI ŞEY VAR”
“Galatasaray’ın bu kadar zor döneminde aday olduğuysanız. Galatasaray zor camiadır. Galatasaray’ın değerlerinde sorgulamak vardır. Bu süreçte ülkemizin de içinden geçtiği iklime uygun şekilde cepheleşme var. Bundan vazgeçmek istemeyenler var. Sessiz çoğunluğun sesi fazla çıkmıyor. Benim ailem, kızıma, çocuklarıma gelen mesajlar. Benim cep telefonumu sosyal medyada yayınladılar. Hakikaten bu alışkanlık haline gelmek üzere. Eleştirinin en serti olabilir. Galatasaray’da bu olmuştur. 1911 yılında Ali Sami Yen Bey’in üyelere yazdığı yazıyı okudum. O zaman da aynı şey var. ‘Benden davet beklemeyin, gelin yardım edin’ diyor. Açıkçası ben de onu yapmaya çalıştım.”
IŞITAN GÜN ELEŞTİRİLERİ
“Yönetim kurulunda çok ciddi kadın varlığını, kadınların aktif olarak varlığını önemseyen kuruluz. Onların görüşleri çok önemlidir. Ama böyle bir üslubu kabul etmemiz mümkün değil. Gereken neyse olur. Işıtan Bey özür diledi ama. Burada kişilerle ilgili tek tek konuşmak istemiyorum. Aslında bir cadı avı var. Hepimiz bazı yerlerde bazen hata yapıyoruz. Biz bazen yönetim kurulundan kadın arkadaşlarımızdan özür dileyerek sözler söyleyebiliyoruz. Ama burada amaç başka. Bunun sonucunda Galatasaray zarar görür. Arzu eden varsa bu davranışlara devam edebilir. Bugün Galatasaray’ın çok ciddi çözüm bekleyen problemleri var.”
“NE İBRAYI NE SEÇİMİ DÜŞÜNÜYORUM”
“Eleştiriler çok doğaldır, seçim istemek de öyle. Çok adaylı bir seçimden 41 oyla çıktık. Sonrasında da camiada herkesi içeri almak için büyük bir çaba gösterdik. Ne ibrayı ne de seçimi düşünüyorum. Camiamızın dinamikleri bellidir. Mart ayında olağan genel kurulu var. Üyelerimiz nasıl bizi seçtilerse oylarıyla gerekli kararları da alabilirler. Buna da saygı duyarım. Geçmişte olan bazı başkanlar gibi yapmam. İbra edilmezsem, tüzüğümüz ne gerekiyorsa yaparım. Şu an ibrayı değil, birçok sorun var, onları düşünüyorum.”