TELE1 ekranlarında yayımlanan “Gazeteciler Masası” programı, ekonomiden siyasete birçok konuyu masaya yatırdı. Programın bu haftaki konukları arasında gazeteciler Ayşen Şahin, Yalçın Doğan, Tele1 Washington temsilcisi Yılmaz Polat ve ekonomist Meriç Köyatası yer aldı. Köyatası, özellikle asgari ücret, tarım politikaları ve teşvik mekanizmalarına dair dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

TEŞVİK POLİTİKALARINDA "ADRESE TESLİM" UYGULAMALAR

Programda, özellikle Konya’da yapılacak bir yatırım için verilen teşvikler tartışmanın odak noktası oldu. Köyatası, Resmi Gazete’nin 16 Şubat 2023 tarihli sayısında yayımlanan teşvik kararını detaylandırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yürürlüğe giren bu teşvik kararının, kimliği açıklanmayan bir yatırımcıya yönelik olduğunu belirtti. Teşvik paketindeki ayrıcalıklar şu şekilde sıralandı:  

- Gümrük vergisi muafiyeti: İthal edilen ekipmanlardan vergi alınmıyor.  
- KDV istisnası ve iadesi: Tedarik zincirindeki vergilerden muafiyet sağlanıyor.  
- Vergi indirimi: Yüzde 100 oranında uygulanıyor.  
- Sigorta prim işveren hissesi desteği: İşverenin SGK payı 10 yıl boyunca alınmıyor.  
- Yakıt ve enerji desteği: Enerji harcamalarının yüzde 50’si karşılanıyor.  
- Personel maaş desteği: Nitelikli çalışanlar için 75 bin liraya kadar maaş desteği sağlanıyor.  

Akaryakıtta tabela durmuyor! Benzine önce indirim sonra zam Akaryakıtta tabela durmuyor! Benzine önce indirim sonra zam

Gazetcilerrrr

Köyatası, bu teşviklerin büyüklüğüne dikkat çekerek, devletin neden böylesine kapsamlı destekler verdiğini sorguladı. “Bu kadar büyük teşvik sağlanan bir işletme, halka ücretsiz hizmet mi sunuyor? Eğer bu yatırımlar devlet eliyle yapılsa, kar devlete kalsa daha hayırlı bir iş yapılmış olmaz mı?” diyerek teşviklerin halk yararına dönüşmediğini vurguladı.

Ayrıca, sağlanan kolaylıkların yanı sıra 3 milyar liralık kredi desteği de verildiğini ekledi. Köyatası, mevcut teşvik modelinin kamu kaynaklarının etkisiz kullanımına yol açtığını ve devletin teşvik sağladığı yatırımlardan hisse sahibi olması gerektiğini dile getirdi.

TARIM POLİTİKALARINDA ÇÖKÜŞ

Tarım sektörüne dair değerlendirmelerde bulunan Köyatası, gıda enflasyonunun temel nedenlerini açıkladı. Mazot, gübre ve tohum gibi temel girdilerdeki maliyet artışlarının çiftçiyi üretimden uzaklaştırdığını belirtti. Karnabahar, lahana, brokoli ve kereviz gibi kış sebzelerindeki fiyat artışlarını örnek göstererek, tarım politikalarının başarısızlığını gözler önüne serdi.

- Karnabahar: Geçen yıl 25 lira olan fiyat, bu yıl 80 liraya yükseldi (%225 artış).  
- Brokoli: Geçen yıl 40 lira olan fiyat, 100 liraya çıktı (%150 artış).  
- Kereviz: Geçen yıl 40 lira olan fiyat, 90 liraya yükseldi (%125 artış).  

Avrupa ülkelerinin tarımı sübvanse ederek çiftçiyi desteklediğini hatırlatan Köyatası, Türkiye’de tarımsal desteklerin kaldırılmasının çiftçiyi perişan ettiğini söyledi. "Tarımı ayakta tutacak destekler verilmeden gıda enflasyonu düşürülemez" diye konuştu.

ASGARİ ÜCRET VE ENFLASYON İLİŞKİSİ

Asgari ücret artışlarının enflasyona etkisi konusunda yapılan tartışmalara da açıklık getiren Köyatası, Merkez Bankası araştırmalarına atıfta bulunarak, ücretlerdeki bir birimlik artışın enflasyonu yalnızca yüzde 7 oranında etkilediğini söyledi. Bu nedenle, asgari ücret artışlarının enflasyonun ana nedeni olarak gösterilemeyeceğini ifade etti. 

Enflasyonun esas kaynağının kamu harcamaları, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve büyük sermaye gruplarının kar patlamaları olduğunu belirtti. "Gelirin yüzde 50’sine sahip olan üst yüzde 20’lik kesimin tüketim alışkanlıkları enflasyonu asıl etkileyen unsurlar arasında” dedi. 

Köyatası, ayrıca, asgari ücret artışı tartışmalarının yaklaşan anayasa referandumuyla bağlantılı olabileceğine dikkat çekerek, yüzde 35-50 arasında bir artış öngördüğünü söyledi. Bunun altında kalacak bir artışın, otoriterleşme eğilimlerinin devam edeceğini göstereceğini savundu.

PLANLI KALKINMA ÇAĞRISI

Köyatası, tüm bu sorunların çözümünün planlı kalkınma modeliyle mümkün olabileceğini belirtti. Devletin, teşvik sağladığı yatırımlardan hisse sahibi olması gerektiğini ifade eden Köyatası, "Bu hisseler borsada satılarak başka projelere kaynak sağlanabilir" önerisinde bulundu. 

Son olarak, "Demokratik bir toplumda yurttaş, haklarını talep eden bireylerden oluşur. Verilene razı olan kitleler, otoriter rejimlerin arzuladığı toplumu oluşturur. Güçlü bir sendikal mücadele olmadan toplumsal refah sağlanamaz" dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ