"Halikarnas Balıkçısı" olarak bilinen gazeteci, yazar, şair, ressam Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın vefatının üzerinden 51 yıl geçti. Bodrum Çevre ve Ekoloji Platformu, Onursal Başkanları Halikarnas Balıkçısı’na dair bir yazı yayımladı.

Söz konusu yazı şu şekilde:

“Anneden Girit’li, babadan İstanbul’lu Musa Cevat Şakir KABAAĞAÇLI, Robert Kolejinden sonra gittiği Oxford Üniversitesi “Yakın Çağlar Tarihi” eğitimini tamamlayıp döndüğünde, İstanbul’daki gazetelerde çalışmıştır. Bir röportajında “Oxford’da bana 4 yılda öğrettiklerini unutmak için bir 4 yıl daha harcamam gerekti” diyecektir. Nitekim Cevat Şakir, birçok şeyin kendisine öğretildiği gibi olmadığını, tarihin başka yöne aktığını keşfeder. Oxford macerası sonucunda, Yunan Uygarlığının Anadolu Medeniyetinin öncüsü değil takipçisi olduğuna inanmıştır. Bu gerçek, yurda döndükten sonra yaşamını şekillendirecek ve ona “Anadolu’nun Avukatı” kimliğini de kazandıracaktır.

İstanbul’da bir gazetede yazdığı yazıdan dolayı İstiklal Mahkemesinde yargılanmış ve Bodrum’a sürülmüştür. 1.5 yıl Bodrum’da kaldıktan sonra sürgün mahkumiyetinin kalan kısmını İstanbul’da geçirdikten sonra da tekrar Bodrum’a dönmüştür. “Yokuş başına geldiğinde Bodrum'u göreceksin, Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin. Senden öncekiler de böyleydiler, Akıllarını hep Bodrum'da bırakıp gittiler” sözü, onu Halikarnas Balıkçısı yapmış, Bodrum’un doğasında ve denizlerinde kendini arayıp bulmuştur.

Kadıköylüler Rexx Sineması için bir arada! 'Ranta kurban etmeyeceğiz' Kadıköylüler Rexx Sineması için bir arada! 'Ranta kurban etmeyeceğiz'

Eski Yunancayı okuyup yazabilmesi sayesinde Bodrum ve civarındaki antik yerleşimlerin kalıntılarında rast geldiği yazıtları okuyabilmesi, kaynak kitapları karşılaştırmalı olarak araştırabilmesi, Bodrum tarihinin yavaş yavaş gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. Aynı zamanda Azra Erhat ve Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte Mavi Anadolu hareketinin öncülüğünü yapmış, yazar ve şairlerden oluşan bir avuç arkadaşıyla Gökova koylarına ritmik olarak yaptığı deniz yolculukları, “Mavi Yolculuk” olarak anılan bir turizm hareketine başlangıç olmuştur.

25 yıl yaşadığı Bodrum’da, dünyanın çok çeşitli yerlerinden getirttiği tohumları ve ağaç fidelerini ekerek, Bodrum coğrafyasının cömertliğine sığınmış ve haklı çıkmıştır. Onun sayesinde Bodrum’da hiç bilinmeyen çok sayıda bitki ve ağaç, toprak anayla kucaklaşmıştır.

Deniz, balıkçılar ve süngerciler, çok sayıda yazdığı kitapta ana aktörler olmuş, Bodrum’un sahip olduğu tüm güzellikler, onun sayesinde dünyada tanınır olmuştur. Doğaya karşı duyduğu saygı ve sevgiyi, bilgi ve eylemle süslemiş ve bunu tüm Bodrum’a öğretmiştir. Ömrünün son günlerini zorunlu olarak İzmir’de geçirmesine rağmen, manevi oğlu Şadan Gökovalı ile son kez Bodrum’a geldiğinde, Gümbette’ki Türbetepe mevkiindeki mezar yerini seçmiş,13 Ekim 1973 günü “yaratılış” dediği koca evrende duyulacak “Nero fresko (taze su)” şeklindeki son sözleriyle hayata veda etmiştir.

Bodrum’da her gördüğüne “Merhaba” diyen Halikarnas Balıkçısı, yaşadığımız bu coğrafyanın mavisi ve yeşili ile özdeşleştiği için, onun dalgalandırdığı bayrağı taşımayı amaçlayarak Bodrum Çevre Platformu kurulmuştur. Yine onun gibi Bodrum’a aşık bir isim daha vardır ki, yaşamını Bodrum’a ve çevre mücadelesine adamış bir isim olan Saynur Gelendost. “Mavi Kadın” olarak tanınan Saynur Gelendost, Bodrum Çevre Gönüllüleri Derneğini kurmakla kalmamış, aynı zamanda Türk-Yunan Dostluk Derneği üyesi olarak iki yakanın bir araya gelmesinde çok çalışmıştır.

Onursal Başkanlarımız olan Halikarnas Balıkçısı ve Saynur Gelendost’un çizdiği Mavi Bodrum’un yeşille çevrelenmiş giysilerini korumak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak, Bodrum Çevre ve Ekoloji Platformunun birincil amacı ve sorumluluğudur.

Kuzeyden güneye, doğudan batıya, canlı ve cansız tüm varlıklar bilsin ki Bodrum Çevre ve Ekoloji Platformu, Bodrum rüzgarlarıyla şekillenmiş dev bir adamın ölüm yıldönümünde, kirlenmemiş bir gökyüzünde uçan martıların okşadığı denizimizi, saf yeşil doğamızla kucak kucağa yaşayacak ve yaşatacaktır.”

Kaynak: Haber Merkezi