Başlığı gören yazıyı turizm ile ilgili diye düşünmesin boşuna. Karşınızda, vakti zamanında, son çare görüp ana isale hatlarına mektup yazmış bir arkadaşınız var.
Bahsi geçen Bodrum Ana İsale Hatları, 2012'de DSi tarafından yapılarak Muğla Belediyesine teslim edilmiş. Henüz "Büyükşehir" vasfı kazanmamış belediye o zaman, altına üstüne bakmadan, almış kabul etmiş. Ancak hatlarda patlama, tesadüf bu ya "Muğla Büyükşehir Belediyesi" olduğu zamana denk düşmüş. 2012'de bakılmadan teslim alınan bu hat 2014'de Büyükşehir Belediyesinin elinde patlamaya başlamış.
2020'de ise bambaşka bir ivme kazanıyor patlaklar; cana kast eder boyuta geliyor. 2020'de Torba kavşağında bir vatandaş patlamadan kaynaklı kendi evinde suda boğulmak üzereyken belediye ekiplerinin çabası ile kurtarılıyor.
O günden bu güne sayılar her geçen gün artsa da 4 bine yaklaşan patlamalar özellikle insan sirkülasyonunun arttığı zamanlarda gün aşırı devam eder halde.
Defalarca haberi yapıldı. Muğla Büyükşehir Belediyesi, 04 Ağustos 2023 tarihinde, DSİ ile bu hat konusunda mahkemelik olduğunu ve yenilemenin DSİ tarafından yapılması gerektiğini iddia etti. DSİ ise "sorumluluk Muğla Büyükşehir Belediyesinde dolayısıyla MUSKİ'de" diyor. Anlayacağınız bu bir kayıkçı kavgası ve kürek sürekli vatandaşın başında.
Sadece bununla kalsa iyi.. Durmuyor devamlı patlıyor borular. Daha bir hafta geçmedi üstünden, patlamalardan dolayı asfaltta açılan dev oyuğun içine araba düştü. İlk düşen araba da değildi üstelik.
8 ay önce motosikletli bir vatandaş patlama anına seyir halindeyken yakalandı. Akyarlar'da kendisinin ve köpeğinin canını son anda kurtardı. Birkaç kemik kırığı, vücudunun aldığı darbelerle hastanede yattı.
1 sene önce dört kişilik bir aile Torba kavşağındayken oldu patlama. Akşam 23:30 civarında yaşanan olayı basına verdiği demeçte şu sözlerle duyurdu aile :"1 dakika ile uçuruma savrulmaktan kurtulduk. Yoksa alır götürürdü bu basınç bizi. Dünyada cehennemi yaşadık."
Süren davanın haricinde başka adım atıldı mı? Evet. Dönemin Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Suçluların, sorumsuzların içinde kim varsa ortaya çıksın diye. Ne zaman? 2023'de! O zamana kadar neden susulmuş? Çünkü Akyarlar'da yaralanan vatandaş, şikayetçi olacağını beyan etmiş, hasta ziyaretine gelen belediye başkanına. Belediye Başkanı da gardını böyle almış! Onun öncesinde yapılan hiçbir şey yok! "Dava devam ediyor" gerekçesiyle sorumlular, yetkililer sessizliğini korurken, patlamalar hep çok sesli ve çok maliyetli oldu halka...
CTP yani cam elyaf borular, yine basınca dayanamayacak CTP'li borularla değiştirildi, durdu. Sayelerinde basın mensupları ve vatandaş bu işin bilir kişisi olacak kadar duruma vakıf oldu. Ama ellerinde yetki olmayınca izleyip, homurdandı. Evet homurdandık ve "hayırdır kardeşim bu haberler neyin nesi?" diyeni de bulamadık.
Kanalizasyonlar denize dökülmeye başladı. Milyonlarca metreküp suyu kaybettik, kaybediyoruz. Maddi kayıp 100 milyon TL'yi zorlar duruma geldi.
Gündoğan, Turgutreis, Akyarlar, Torba kanalizasyon kokuları ile anılmaya başladı. Hele Gündoğan; kanalizasyonun nasıl denize boşaldığını çekip koyan vatandaşlar sosyal medyada yardım çığlıkları atar hale düştü.
Patlamaların etkisiyle suyu kesilen evlerimiz, işyerlerimiz, su tankerlerinin trafiği diye yeni doğan gerçeklerimiz var bizim. Bir de vidanjörler tabi. Bir sokakta yoksa diğerinde mutlaka hazırda bekleyen.
Patlamalar, "patates tarlasına dönen yolları düzeltiyoruz" derken bir daha sil baştan başlatıyor yol çalışmalarını.
Bunların hepsi bizim vergilerimiz, bizim paralarımız ile yapılıyor. Akan su para, denizin kirlenmesi temizlenmesi para, aynı borunun defalarca aynı tip boruya değiştirilmesi para, boşa harcadığın emek ve zaman para, evlere taşıyamadığın su, vatandaşın sırtına yüklediğin tanker para, önüne geçemediğin foseptik yani vidanjör para!
Hangi milletin parası ? Emeklisi, asgari ücretlisi, yaşlısı, çoluğu çocuğu açlıkla sınanan milletin parası! Tam da bu zamanda!
Sonra vay efendim; Bodrum'da Jeff Bezos bilmem ne kadar harcamış. Filanca ünlü şu kadar adisyon ödemiş. Millete ne bunlardan?
Bodrum halkı, yazın sıcağında 5 litrelik bidonlarla sırtında taşıdığı deniz suyunu biliyor. Kendi evinde giremediği tuvaleti, banyoyu, klima suyuyla yıkadığı bulaşığı biliyor!
Geçen yaz 23 gün Bodrum'da evine su girmeyen vatandaşlarımız vardı. Bu sene yine üst kotta yer alan siteler bu rekora koşuyor. Su depo satışında ve su tankeri kullanmak zorunda kalan vatandaş sayısında artışlara bir bakın bakalım!
Bodrum'da henüz doğalgaz yok müjdesi çok tamam da 1 metreküp doğalgaz hani dolar ile ithal edilen 7 TL, peki içme suyunun metreküpü ne kadar 70 TL! Peki fahiş fiyatları üstünde barındıran su faturaları ile ilgili şikayetlere göz gezdiren oldu mu?
Yaşam hakkımız sudan ucuz doğru, ama su artık zannettiğimiz kadar ucuz değil!
Diyorum ki; evin pis, ev halkın zorda! Misafir rahatsız olmuş , memnun kalmış sence asıl dert bu mu?
Velhasılı değerli okuyucum, Bodrum lüks destinasyon olabilir mi? Haklısın olabilir o potansiyele sahip. İngiliz basınının dediği gibi İbiza'ya rakip olur ve onu bile geçer bir cevherdir. Bak bu da doğru.
Peki soruyorum; bizim için neden Bodrum bitli yorgan oldu da üstüne alanı bulamıyoruz?
Görmüyor musun usta? Bodrum binlerce defa elimizde patlıyor! Tutamıyoruz...
Haydi esenlikle güzel günlere...