Bakan Tekin’in karma eğitimi hedef alan sözlerini Milli Eğitim Bakanlığı verileri yalanladı!

Yayın tarihi: 19 Temmuz 2023 Çarşamba 9:21 am - Güncelleme: 19 Temmuz 2023 Çarşamba 9:21 am

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitimi hedef alarak kız çocuklarının okullaşmadığını iddia etti. Ancak Bakanlığın verileri Tekin’i yalanladı. Okullaşma oranı sadece kız öğrencilerde değil erkek öğrencilerde de düşük. Yüksek öğretimde ise kadınların okullaşma oranı erkeklerden yüksek.

Birgün’de yer alan habere göre, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitimi hedef alan gerici açıklamaları tepki çekmeye devam ediyor. Tekin’in “Milli Eğitim olarak birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşması sağlamak. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz. Veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli, isterse erkeklerin gittiği okullara gönderebilmeli” açıklamasına karşın Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre, kız çocuklarıyla erkek çocukları arasında okullaşmada anlamlı bir fark bulunmuyor. Tersine hem erkeklerde hem de kızlarda okullaşma oranları geride. Hatta yükseköğretimde kadınların okullaşması erkeklere göre yüzde 9 daha yüksek.

DAHA ÖNCE DE HEDEF ALMIŞTI

Bakan Tekin, daha Milli Eğitim Bakanı olarak atanmadan gerici AKİT gazetesine verdiği röportajda da karma eğitimi hedef alarak, “Eğitimin karma olmasını zorunlu kılan bir düzenleme yok. Halkın istediği şekilde Milli Eğitim Bakanlığı gerekli düzenlemeyi yapar. Bu da halkın taleplerine göre yapılır. Şimdi demokrasinin gereği olarak Milli Eğitim Bakanlığı, halk ne istiyorsa ona göre düzenlemelerini yapıyor. Halk siyasal iktidara egemen olduğu gibi, burada da halkın değerleri belirleyici olmaya başladı” ifadelerini kullanmıştı.

Kademe kademe okullaşma oranları şöyle:

İLKOKUL

4+4+4’e geçildikten sonraki ilk yıl olan 2012-2013 yılında okullaşma oranları MEB’in istatistiklerine göre ilkokulda 98,86’ydı. Kız çocuklarında okullaşma 98,81, erkek çocuklarında ise 98,92’ydi. MEB’in istatistiklerini en son yayımladığı yıl olan 2021-2022’de ise okullaşma oranı ilkokulda 93,16’ya düştü. Kızlarda bu oran 93,1’e, erkeklerde ise 93,2’ye geriledi. Yani ilkokulda okullaşma aradan geçen yıllarda hem kız çocuklarında hem de erkek çocuklarında düşüş gösterdi.

ORTAOKUL

2012-2013 eğitim-öğretim yılında ortaokul düzeyinde okullaşma toplam 93,09’du. Erkek çocuklarında bu oran 93,19, kız çocuklarında ise 92,98’di. 2021-2022’de ise ortaokulda toplam okullaşma 89,84’e düştü. Erkeklerde 89,95, kızlarda ise 89,73 oldu. Verilerde de görüldüğü gibi erkekler ve kızlar arasında anlamlı bir değişiklik olmadı. Ortaokul verileri de Bakan Tekin’i yalanladı.

ORTAÖĞRETİM

Ortaöğretimde zorunlu eğitimin de 12 yıla çıkması nedeniyle okullaşma oranlarında artış yaşandı. 2012-2013’te ortaöğretimde okullaşma oranı toplam 70,6’ydı. Erkeklerde 70,7, kızlarda ise bu oran 69,31’di. 2021-2022’de okullaşma toplam 89,67 oldu. Erkeklerde bu oran 90,03’e, kızlarda ise 89,29’a yükseldi. Yine ortaöğretim verileri de Bakan Tekin’in söylediğinin aksini gösterdi. Erkekler ve kızlar arasında anlamlı bir farklılık oluşmadı.

Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in skandal karnesi: “Karma eğitim zorunlu değil”

YÜKSEK ÖĞTEYİM

Eğitim kademeleri içinde anlamlı bir fark sadece yükseköğretimde oluştu. AKP’nin her ile üniversite politikasıyla yükseköğretimde de okullaşmada artış yaşandı. 2012-2013’te yükseköğretimde okullaşma 38,5’ti. Erkeklerde bu oran 38,4, kadınlarda ise 38,6’ydı. Toplam okullaşma yükseköğretimde 2021-2022’de 44,66 oldu. Erkeklerde okullaşma 40,31, kadınlarda ise 49,2’ye yükseldi. Verilerde de görüldüğü gibi kadınların lehine yaklaşık yüzde 9’luk bir fark oluştu.

BAKANIN SÖYLEDİĞİ GİBİ DEĞİL

Kız çocuklarının okullaşmasında yaşanan problem Bakan’ın söylediği gibi ailelerin erkek öğrencilerle kız öğrencileri bir arada okutmama isteği değil. Türkiye’de okullaşma sorunu başlı başınca bir problem. İlkokul ve ortaokulda okullaşmada düşüş yaşanırken yükseköğretimde ise yeterli okullaşma hala sağlanamadı. Tüm bu veriler Bakan Tekin’in ortaya attığı iddianın ve planın gerçek olmadığını net bir şekilde gösterdi. Özetle ülkede kız okullarına değil, çocukların okullara gitmesini sağlayacak politikalara ihtiyaç var. Fakat ülkede yaşanan ekonomik yıkım ve MEB’in politikaları tersine okullaşmayı değil, çocuk işçi sayısını artırdı. TÜİK’in nisan ayında açıkladığı verilere göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı 2022’de yüzde 18,7 oldu. Bir önceki yıl bu oran 16,4’tü. Çalışmak zorunda bırakılan 15 yaş altı çocuklar da eklenince çocuk işçi sayısının 2 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor. Üstelik çocuk işçilerin büyük çoğunluğu da erkek çocuğu.

FİKİR YENİ DEĞİL

AKP iktidarının kız okulu fikri yeni değil. Daha önce de AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan kadın üniversiteleri kurulması gerektiğini söylemişti. Erdoğan “Japonya’da 800 üniversite var. Bu 800 üniversitesinin yüzde 10’u kadın üniversitesi. Bu tabii bizler için çok ama çok anlamlı. Japonya bu noktada çok önemli bir örnek” demişti. Elbette sadece bu açıklamayla da kalmamıştı bu konu. MEB’in 2020 yılı Faaliyet Raporu’nda “Japonya örneği incelenerek sadece kadın öğrencilerin kabul edildiği kadın üniversiteleri kurulacaktır” ifadeleri yer almıştı.

MAHALLE BASKISI YARATACAK

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bolu Eğitim Sen Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici uygulamanın özellikle taşrada mahalle baskısı yaratacağını söyledi. Gezici şunları aktardı: ‘Bakan’ın kız çocuklarının okullaşması açısından karma eğitimi bir engel olarak görmesi ve bunu veli talebi üzerinden meşrulaştırmaya çalıştırarak bir ‘özgürlük’ olarak tarif etmesi ardından yandaş sendikanın buna hemen cevaz vermesi çok tanıdık ve bilindik bir yöntem. Karma eğitim tartışması iktidarın politik bir ajandasından başka bir şey değildir; ve bu tartışma iktidarın dinselleşme, kadınların kamusal alandan izole eden, kazanılmış haklarını tek tek tırpanlayan, eşit ve özgür yaşam mücadelesine her gün gözdağı veren tutumundan bağımsız değerlendirilemez. Bu talep politik bir taleptir. Bu talebe ciddi bir direnç geliştirilemezse iktidarın hep gündeminde olacaktır bu geri dönüşü zor bir karanlığa kapı aralayacaktır.

Özellikle taşrada mevcut siyasi atmosferle birlikte düşünüldüğünde ve bürokrasi maharetiyle veliler ciddi bir baskıya, mahalle baskısına maruz kalacaktır. Biz bunu seçmeli din derslerinde görüyoruz. Velinin önüne ders seçme çizelgesi dahi gelmeden, görmeden talimatlarla okul idarelerine hangi ders kaç saat seçilecek emri verildiğini biliyoruz. İtiraz edenlere de “tek sen seçmedin başka ders yok. Sınıf yok’’ deniliyor. Biz bunların tanığıyız. Dolayısıyla eğer bu uygulama hayata geçirilirse mevcut kadrolarla kısa sürede velilere başka seçenek bırakılmayacaktır. Bu bir seçenek olmaktan çıkıp zorunluluk olarak dayatılacaktır.”

KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMDEN KOPMASININ NEDENİ YOKSULLUK

CHP de geçen günlerde kız çocuklarının eğitimden kopmasının esas nedeninin karma eğitim değil yoksulluk olduğunu ortaya koyan bir rapor yayımladı. Raporda şu verilere yer verildi:

-2019 yılında 5-14 yaş aralığındaki 53 bin kız çocuğunun eğitime devam etmeme sebebi eğitim masraflarının karşılanamamasıdır.

-2019 yılında 15-17 yaş aralığındaki 80 bin kız çocuğunun eğitime devam etmeme sebebi eğitim masraflarının karşılanamamasıdır.

-TÜİK’in verilerine göre 2021 yılında 7 bin 190 çocuk doğum yaptı. Doğum yapanların 117’si 15 yaşının altındaki çocuklar oldu.

-2019 yılında 5-14 yaş arası kız çocuklarının yüzde 79,6’sı, 15-17 yaş arasındaki kız çocuklarının yüzde 25,4’ü tarım sektöründe çalışmıştır.

-2020 yılında güvenlik birimlerine ulaşan 77 bin 831 olayın mağduru kız çocuklarıdır.

Raporda şu değerlendirmelere yer verildi:

“Yapılan tüm araştırmalar, kız çocukların okullaşamaması ve bir aşamadan sonra eğitimi terk etmelerinin en önemli nedeninin ‘yoksulluk’ olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla çocuk işçiliği ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle ‘çocuk evliliklerinin’ sayısı her geçen gün artıyor. Ayrıca köy okullarının kapatılması, taşımalı eğitime geçilmesi ve 4+4+4 sistemi kırsalda kız çocukların eğitime erişimden yoksun kalmasının en önemli nedenlerinden biridir. Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in bir an önce argümanlarda değil de kanıta dayalı bu araştırmalardan yola çıkarak kız çocuklarına yönelik ihmal ve istismarın önüne geçen erken çocukluk eğitiminden başlayarak üniversiteye kadar eğitimlerini devam ettirecek projeleri hayata geçirmesini heyecanla bekliyoruz.”