CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Hizbullah'ı terör örgütü olarak görmeyen HÜDA PAR'ın seçim beyannamesine tepki gösterdi. Nazlıaka, kadınları hedef alan beyannameye yönelik "Kimse bizden bu karanlığa sessiz kalmamızı beklemesin" dedi.
Cumhur İttifakı'na katılarak AKP listelerinden seçime giren ve Hizbullah'ı terör örgütü olarak görmeyen HÜDA PAR, kadınları hedef alan seçim beyannamesi yayınladı.
Beyannamede “Kadına yönelik her türlü şiddetin ve istismarın önlenmesi için, kadının çalışma şartlarının fıtratına ve insan haysiyetine uygun hale getirilmesi için, aile kurumunun nesli ifsat eden zararlı akımlara karşı korunması ve güçlendirilmesi için, yuvaları dağıtan evlilik dışı ilişkilerin, nikâhsız birlikteliklerin ve zinanın yeniden suç sayılması için, sapıklığın propagandasının suç kapsamına alınarak yeni nesillerin zararlı akımlardan korunması için, 6284 Sayılı Kanun’un değiştirilmesi ve süresiz nafaka uygulamasına son verilmesi için, evlilikte 25 yılını tamamlayan kadınlara emekli maaşı bağlanması için HÜDA PAR Meclis’te olmalıdır.” ifadeleri yer aldı.
HÜDA PAR'a tepki gösteren CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, basın açıklamasında bulundu.
Nazlıaka'nın açıklaması şöyle:
“ÇOĞULCU VE KATILIMCI DEMOKRASİYİ TESİS EDECEĞİZ”
“‘Türkiye, Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken çok önemli ve kritik bir kavşağa girmiştir’ ifadesinin hemen ardından parlamenter sistem eleştirisi yapılmaktadır. Ülkeyi tek adam vesayeti altına hapsetmek isteyen zihniyet, parlamenter sistemin çözümsüzlük yarattığını iddia etmektedir. Demokrasiye savaş açanlar bilsin ki; 6 liderin imzaladığı 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' mutabakatında belirttiğimiz gibi bütüncül politikalar üreterek, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi tesis edeceğiz.
Kadınları hedef tahtasına koyan bu zihniyet yeni Anayasa’dan bahsediyor. Yeni Anayasa’yı 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde biz yazacağız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da defalarca belirttiği gibi, ‘Bu anayasanın özünde demokratik parlamenter sistem olacak, Cumhurbaşkanı partili olmayacak, tarafsız olacak.’
‘Temsil yetkisini halktan alan bir meclisin de sınırları olmalı’ diye açıklama yapan HÜDAPAR bilsin ki, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi kurduğumuzda Meclis’i işlevsel hale getireceğiz. Hangi yasanın tartışıldığını dahi bilmeden el kaldırıp indirilen, talimatla oy kullanılan AKP’li günlere son vereceğiz.
“BUGÜN KARMA EĞİTİME KARŞI ÇIKANLAR YARIN DA ‘KIZ ÇOCUKLARI OKUMASIN’ DİYECEKTİR”
Kadın erkek eşitliğine inanmayan zihniyet kız çocuklarının okullaşmasına da düşman olduğu için karma eğitimin zorunluluktan çıkarılmasını talep ediyor! 4+4+4 dayatması sonrasında, iktidarın ‘kindar ve dindar’ nesil hayali HÜDAPAR ile ete kemiğe bürünüyor. Kendi dünya görüşüne uygun bir nesil yetiştirme hayali tüm toplumu tehdit ediyor. Bugün karma eğitime karşı çıkanlar yarın da ‘kız çocukları okumasın’ diyecektir. Kimse bizden bu karanlığa tepkisiz kalmamızı beklemesin. Toplumun kutuplaştırılmasına ve kız çocuklarının eğitim dışına itilmesine asla izin vermeyeceğiz.
Beyannamede yer alan saldırıların en büyüğü kız çocuklarına ve kadınlara yönelik. Kız çocuklarını eğitim hayatına ket vurmak, kadınları da eve hapsetmek istiyorlar. Beyannameye göre; ‘Kadınların çalışma şartlarının fıtrata uygun hale getirilmesi’ isteniyor. Hangi fıtrat bu? Her üç kadından yalnızca biri çalışma yaşamında iken kadınları tamamen istihdam dışına itecek fıtrat mı?
“ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını alkışlayanlar, 6284 Sayılı Kanun'un değiştirilmesini ve süresiz nafaka uygulamasına son verilmesini de istiyor. Bu zihniyetin izdüşümü olan AKP Hükümeti’nin uygulamaları nedeniyle her gün en az iki kız kardeşimiz katlediliyor. Şiddet mağduru kadınlar şikayet için gittikleri karakollardan geri evlerine gönderiliyor. Uzaklaştırma kararını ihlal eden erkekler karakollardan sırtı sıvazlanarak çıkıyor. 6284’ü daha fazla budamanıza, yaşam hakkımızı gasp etmenize asla izin vermeyeceğiz.
Süresiz nafaka üzerinden yapılan propaganda ise artık tahammül sınırımızı aştı. Zaten çalışan kadınlar için yoksulluk nafakası yok. Yeniden evlenme ve ölüm halinde nafaka otomatikman kesiliyor. Evlenmeden birlikte yaşama halinde de kesiliyor. Ama bütün bu gerçeklere rağmen kadınlar bir kere nafaka aldıysa sanki ömür boyu alacakmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Geriye bir tek yoksulluk nafakası kalıyor. Boşanmış ve küçük çocuğu olan işsiz bir anne düşünün. Çocuklara bedava kreş imkanı yok. Çocukları bırakacağı kimsesi de yoksa bu kadın nasıl çalışacak, nasıl gelir sahibi olacak? Ayrıca bu nafaka da çoğunlukla ödenmiyor. Kadın bir de hukuksal mücadele vermek zorunda kalıyor. Yoksulluk nafakasını kaldırmak yerine ödenmesini hayata geçirecek uygulamalara ihtiyacımız var. İktidarımızda yeni başlangıçlar fonu ile yaşanan bu rezilliğe son vereceğiz.
Buradan HÜDA PAR’a sesleniyorum. Kadınların yaşam hakkına göz diken, kız çocuklarının okullaşmasını engellemek isteyen, kadınları istihdam dışına iten, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı uygulamalarınıza asla izin vermeyeceğiz. Buradan ülkemizin yarısını oluşturan ve seçimlerde oy kullanacak olan kadınlara da sesleniyorum: Ya karanlığa sürükleneceğiz ya da Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında laik, demokratik, eşit ve özgür bir Türkiye’de yaşayacağız.”