Suç örgütü lideri olmakla suçlanan Ayhan Bora Kaplan hakkındaki davanın sanığı ve gizli tanığı Serdar Sertçelik'in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Sertçelik'i yurt dışına kaçırmakla suçlanan polisler savunma yaptı. Duruşma 3 Eylül'e ertelendi. Organize Şube komiserlerinden Metehan İlkyaz tahliye edildi.

Ayhan Bora Kaplan Davası'nın M7 kod adlı gizli tanığı Serdar Sertçelik'in yurt dışına kaçırılmasına ilişkin açılan davanın ilk duruşması  Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Ayhan Bora Kaplan davası avukatlarından Sidar Yurtçiçek bu davaya katılma talebinde bulundu. Hakim, Av. Sidar Yurtçiçek'in katılma talebini reddetti.

Suriye'de gerilim yine tırmandı! HTŞ yönetimi: Esad destekçileri 14 personeli öldürdü Suriye'de gerilim yine tırmandı! HTŞ yönetimi: Esad destekçileri 14 personeli öldürdü

Duruşmada Sertçelik'i yurt dışına kaçırmakla suçlanan polisler savunma yaptı.

https://tele1.com.tr/ayhan-bora-kaplan-iddianamesine-bekir-bozdag-sansuru-1102131/

"İTİBARIMIZ VAR"

Duruşmada ilk olarak dönemin Ankara İl Emniyet Müdürü Yardımcısı, Murat Çelik ifade vermeye başladı.

Tahliyesini isteyen Çelik 'itibarımız var' dedi. Çelik'in ifadeleri şöyle:

"Polis akademisinde önemli görevler de edindim. Darbe sonuna kadar önemli görevlerde ve operasyonlarda bulundum. Ben tutuklandığımda iftira ya da hata diye düşündüm. İddianameyi 3 kez inceledim. Bu suçları işlemediğim ve işletmediğim için reddediyorum. Savcı varsayımlarda bulunmuş. Ben Ayhan Bora'ya operasyon yaptım. Bu dosyada kamu görevlileri ayağı, silahlı kanadı ve dolandırıcılık kanadı var. Böylesine bir örgütün karşı operasyonuna kaldım. Ben sırrın ifşa edildiğini bilseydim işlem yapardım. Görevi kötüye kullanmak çok geniş bir kavram benim çalışmalarımı inceleyin, görevi ne zaman kötüye kullanmışım. Ben Ankara halkını kaç kez bombalı saldırıdan kurtardım. Sayılı bomba imha uzmanlarındanım. Ben bütün başsavcıları tanırım, sorun, hangi olayı etkilenmiştim.

Biz hiyerarşik düzen içinde görev yapan bir teşkilatı. Benim kaçma şüphem yok. Ankara'da 25 bin polis var 24 bin 900 ü beni tanır. Suçlamaları kabul etmiyorum beraat ve tahliyemi talep ediyorum. Benim telefonlarıma aynı anda el konuldu ve açıktı o zaman. Biri ikinci eldi telefonun ve ben kullanmaya başlayınca telefon beni bağlar"

Çelik "Devletten ne gizleyebilirim?" diyerek evinde arama yapıldığını söyledi.

Çelik'in avukatı Cengiz Varol da Cumhur İttifakı'na darbe iddiasıyla başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan iddianameyle dağın fare doğurduğunu belirtip, bu operasyonun Emniyetin moral motivasyonunu kırdığını ve suç örgütleriyle mücadelenin darbe aldığını kaydetti.

"EMRİMİ DİNLETEMİYORUM DEDİM"

Çelik'ten sonra eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı Şube Müdürü Gökay Öney ifade verdi. Öney ifadesinde şu ifadeleri kullandı:

"Ayhan bora kaplan suç örgütüne yapılan operasyonlarda içsel sorunlar yaşadım. Serdar Sertçelik 1.dalga operasyonda Kıbrıs'tan getirildi elektronik kelepçe takıldı. Ben o güne kadar kendisini tanımam bile. İkinci operasyonda kelepçe tedbiri devam ediyordu gözaltı talimatı olmadığı için ayağından vurulup sağlık raporu da olduğu için ifadesini evinde aldık. Üçüncü ifadeye gittiğimizde ise evinde bulamadık ve aramaya başladık. Benim kayırma gibi bir durumum olamaz çünkü aynı dosyadan 90 üzerinde kişiyi yakaladım. Ben Serdar Sertçelik ile görüşme yapmadım. Ancak şube müdürlüğünde çok hızlı bir değişim oldu. 'Adli sorumluluk bende ama ben personel seçemiyorum' dedim. Ve görevden affımı istedim 'emrimi kimseye dinletemiyorum' dedim. Şube Müdürü olarak ben gelişmeleri iddianamede görüyorum. Ben görevi kötüye kullanmadım yargılamayı etkileyecek bir şey de yapmadım. Sanık elektronik kelepçe takibindedir ve bunun takibi bizim görevimiz içinde değildir biz savcılığın talimatlarını uygularız"

"AYHAN BORA KAPLAN ÖRGÜTÜ ORGANİZE ŞUBEYE OPERASYON ÇEKİYOR"

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı eski Şube Müdür Yardımcısı Sanık Şevket Demircan'ın ifadesine geçildi. Demircan ifadesinde şunları söyledi:

"Bütün görevlerimi sıralı amirlerimin ve adli mercilerin bilgisi içinde gerçekleştirdim. İddianamedeki ses kaydını üçüncü kişi almıştır. Bir kadın Ayhan Bora Kaplan soruşturması ile ilgili bilgi vereceğim diye aramıştı. Diğer telefon kayıtları da bize gelen bilgileri kayıt olsun ve suçlama olursa delil diye tutuyoruz hiçbir şekilde deşifre edilmemiştir. Serdar Sertçelik ile yaptığımız görüşmeler de şahsa güven telkin edip yurtdışıdan gelmesini sağlamak içindi. 'Rahat ol devletimiz seninle ülkeye gel' içeriğinde konuşmalar yaptık. Bize burada suç örgütünün deşifresinde daha yardımcı olsun maksadıyla yaptık. Ben bana verilen görevi eksiksiz yaptım. Herkesin her şeyden haberi vardır. Ayhan Bora Kaplan'ı havaalanından alan kişileriz. Biz üç kişiyiz üçümüzde tutukluyuz. Ayhan Bora Kaplan suç örgütü şu an organize şube müdürlüğüne operasyon çekiyor"

Demircan, dönemin KOM Müdürü Kerem Gökay Öner'in, kendisiyle ilgili, "Görüşmelerini özel bir odada yapardı." iddiasının kesinlikle yanlış olduğunu, ayrıca Öner'in, Serdar Sertçelik'in Kıbrıs'tan geleceğini ve gizli tanık olduğunu bildiğini de kaydetti.

Demircan, "Serdar Sertçelik'in kaçışında Emniyetin ne menfaati olabilir? Gizli tanık, verdiği 17 sayfa ifadedeki bilgileri araştırıyoruz. Kaçması bizi zor duruma sokmuştur." dedi.

Gökay Öner'ın her şeyden bilgisi olduğu halde neden böyle ifade verdiğini bilmediğini belirten Demircan, uluslararası bir örgüt olan Ayhan Bora Kaplan suç örgütü ve uzantıları tarafından kendilerine operasyon yapıldığını söyleyip tahliyesini ve beraatını istedi.

"GÖRÜŞÜN DEDİLER GÖRÜŞTÜK"

Eski Şube Komiseri Ufuk Gültekin savunmasında şunları söyledi:

" Telefon şifrelerimi ve bilgilerimi hep ben verdim. Kesinlikle gizli bir şey yok. Serdar Sertçelik gizli tanık olmak istiyordu bize görüşme yapın dediler biz de görüştük. Savcıya iletmesi noktasında notlarımızı tuttuk, beyanlarını aldık. Savcı bey beyanları okumuş şahsı adliyeye götürdük ve uzun süre ifadesini aldı. Serdar Sertçelik çok uyanık zeki bir çocuk. Her şeyi söyledi. Gizli tanık olduğum için bana bir şey olmayacak iyi karşıladılar dedi. Biz resmi evrak olmadan işlem yapmayız. Görüşmelerin hepsi kayıtlı.  Tahliyemi silahlarımı ve beraatımı talep ediyorum"

Gültekin, Serdar Sertçelik'le diyaloglarına ilişkin olarak da, "Biz vatandaşa savcı, hakim gibi yaklaşmayız. Nabza göre şerbet mi dersiniz; karşıya güven vermeden bilgi alamazsınız." dedi.

Gültekin, Sertçelik'in vurulmasından sonra doktordan alınan raporda yer alan, "Gözaltına alınmasında sakınca vardır." ibaresinin Savcı'nın isteği üzerine yazıldığını söyleyince Hakim, "Doktorla muhatap olan, yanınızdaki o polis önemli. Kimdi o? Hatırlayınca bildirin." dedi.

Komiser Gültekin, hükümete darbeyle suçlandıklarını hatırlatırken, daha Kasım'daki görüşmede Serdar Sertçelik'in, "Cevheri Güven benimle görüşmek istedi." demesi üzerine, "Sakın görüşme. Onlar FETÖ'cü, hükümete karşı kullanırlar." uyarısında bulunduğunu anlattı.

"DAHLİM YOK"

Eski Şube Komiseri Gökhan Karaca'nın ifadesine geçildi. Karaca ifadesinde şunları söyledi:

"Bana Serdar Sertçelik'in ifadeleri geldi. Gizli tanıkmış, bize etkin pişmanlık dendi. Ayağından vurulmasına kadar hiçbir dahilim yok. Yaralanınca görüşme için şahsın annesinin evine gittik. Yaralı olduğuna ilişkin savcı gözaltına alıp alınmamasına ilişkin rapor istedi. Doktora gidip rapor alan hangi memur bilmiyorum. Sonra bize rapor yeterli dendi ve gözaltı yapmamamız istendi"

"NİYE BURADA OLDUĞUMU BİLMİYORUM"

Tutuklu komiser Metehan İlkyaz savunma yaptı.  Komiser İlkyaz, KOM'da geçen Temmuz'dan sonra göreve başladığını, öncesinde Diyarbakır'da görev yaptığını, ekipler amiri olarak havaalanından şubeye ve adliyeye sevkinde görev alma dışında Sertçelik'le temasının olmadığını anlatıp, "Niye burada olduğumu bilmiyorum." dedi.

Sivil sanıklarla işbirliği yapıp Sertçelik'in kaçmasını sağlamakla suçlanan İlkyaz, sivillerle birbirlerini tanımadıklarının ortaya çıktığını söyledi.

İlkyaz'ın avukatı da iddianamedeki tek somut olgunun doktor raporu olduğunu, doktor raporunun hiçbir yerinde de Metehan İlkyaz'ın bulunmadığını anlatıp, "Raporu değiştirten savcının ifadesi alınmış mı? Raporunu değiştiren doktorla ilgili bir işlem yapılmış mı?" diye sordu.

"GAZETE HABERİNE GÖRE Mİ İDDİANAME HAZIRLANIYOR"

Metehan İlkyaz'ın avukatı şunları da kaydetti:

"Serdar Sertçelik'i kaçırmak için ne yapmış, araba mı tahsis etmiş? Kolundan tutup İstanbul'a mı götürmüş? Gazeteler böyle yazdı. Var mı böyle bir şey? Gazete haberlerine göre mi iddianame hazırlanıyor?"

Sivil sanıklarla işbirliği yapıp Sertçelik'in kaçmasını sağlamakla suçlanan İlkyaz, sivillerle birbirlerini tanımadıklarının ortaya çıktığını söyledi.

İlkyaz'ın avukatı da iddianamedeki tek somut olgunun doktor raporu olduğunu, doktor raporunun hiçbir yerinde de Metehan İlkyaz'ın bulunmadığını anlatıp, "Raporu değiştirten savcının ifadesi alınmış mı? Raporunu değiştiren doktorla ilgili bir işlem yapılmış mı?" diye sordu.

HAKİM POLİSİ SORDU

Emniyetçi sanıklardan savunmasını yapan son isim, Komiser Gökhan Karaca, Serdar Sertçelik'e doktor raporu alınması sürecini anlatıp, "Gözaltına alınmasında sakınca vardır." ibareli ikinci raporun Savcı Mustafa Kaya'nın talimatıyla alındığını söyledi.

Hakim, bu sanığa da doktorla görüşen polisin kim olduğunu sordu.

Gökhan Karaca'nın avukatları ise iddianamenin Ayhan Bora Kaplan davasını sulandırmak ve akamete uğratmak amacıyla alelacele hazırlandığını öne sürüp Serdar Sertçelik'in firarıyla ilgili olarak da şu iddiada bulundu:

"Bu şahıs durup dururken yurtdışına kaçırılmadı. Ayhan Bora Kaplan davasının tüm sanıklarının onu malzeme yapması ve davayı sulandırma amaçlı."

Serdar Sertçelik'in KKTC'den gelmesine aracılık eden sivil sanıklardan Nurullah Özgür Kopuk, "Ben vatandaşlık görevimi yaptığıma inanıyorum. 'Vatana, millete bir faydam olur mu?' dıye düşündüm." şeklinde konuştu.

"O DOSYA AYRI"

Sanık Ramazan Kubat, Mustafa Çotuk dışında diğer sanıkları da Sertçelik'i de tanımadığını söyledi. Sertçelik'i Çotuk'un yanında gördüğünü ifade eden Kubat, onu İstanbul'a, kız arkadaşıyla tatil yaptığı yere bıraktıklarını belirtip, "Kız arkadaşının ifadesi alındı mı?" diye sorunca Hakim, o dosyanın ayrı yürütüldüğünü belirtti.

Avukatı da Ramazan Kubat'ın siyasi kimliğinden dolayı böyle bir dosyaya ihtiyaç olduğunu öne sürdü. Avukat, Savcılık ve Sulh Ceza'da dinlenmediklerinden yakınıp, "Göklerden gelen bir karar vardı, tutuklanacaktı." deyince Hakim, "Şiire dökme." uyarısında bulundu.

ÖCALAN ÖRNEĞİ

Avukat Öcalan'ın kardeşinin TRT'ye çıkartıldığını hatırlatarak şunları söyledi:

"Teröristbaşının kardeşi TRT'ye çıkarıldı. Soyadı Öcalan, ben bile bilirdim, ama yetkililer, 'Kırmızı bültenle arandığını bilmiyorduk.' dedi. Müvekkilim, Serdar Sertçelik'in suçlu olduğunu, arandığını nereden bilecek? TRT yöneticileri hakkında suçluyu kayırmadan işlem yapıldı mı? Bilmek istiyorum."

İDDİANAME YETERSİZ İTİRAFI

Hakim, karar öncesi son beyanlarını almadan avukatlara şöyle hitap etti:

"Hepinize teşekkür ederim, iyi savunmalar yaptınız. Belirttiğiniz gibi iddianame yetersiz, ama bu aşamaya geldi. Mümkün olduğu kadar doğruyu bulmaya, adaletli bir karar vermeye çalışacağız."

ARA KARAR ÇIKTI

Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 1. celsede mahkeme başkanı, ara kararlarını açıkladı. Mahkeme, Sertçelik’in ülkeye getirilmesi halinde davada tanık olarak katılmasına, tutuklu sanık eski komiser Metehan İlkyaz’ın tahliyesine, diğer tutuklu sanıklar Çelik, Demircan, Gültekin, Karaca, Çotuk ve Kubat’ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi

Kaynak: TELE1