Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, bugünkü köşesinde AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ayasofya'ya ilişkin ifadelerini değerlendirdi.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz gün yapılan MYK toplantısında "Ayasofya’nın tekrar ibadete açılması konusunda bir çalışma yapın, getirin” dediği iddia edilmişti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da
Yunanistan'ın Ayasofya'da Fetih suresi okunmasına ilişkin yaptığı yorumlara, “Ayasofya, Türkiye Cumhuriyetinin mülküdür ve fethedilmiştir” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan’ın daha önce söylediği “Ayasofya’yı cami yapalım” diyenlere “Önce Sultanahmet’i bir doldurun... Bu işin siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh" sözlerini hatırlatan Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, bugün, "Hizmet siyasetiyle gelip kimlik siyasetiyle gitmek" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kinas, "Yıllar boyunca kimlik siyaseti karşısında hizmet siyaseti yapmakla övünen ama son yıllarda yönetme zaafının yol açtığı yönetim krizine çare bulamayan iktidar partisi açısından ise gelinen nokta 'barut tükendi' ilanıdır" ifadelerini kullandı.
'BARUT TÜKENDİ' İLANIDIR
Kinas'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Ne yazık ki iktidar işsizlik için, enflasyon için, tarımdaki veya dış politikadaki sorunlar için ve bir bütün olarak yaşanan yönetim krizi için anlamlı bir çözüm iddiası ortaya koyamıyor. Bu alanlarda özellikle son birkaç yılda dile getirilen iddialar da boş çıktığı için telaffuz edilen çözüm önerilerinin ciddiye alınma ihtimali de iyice azaldı. Bunun üzerine AK Parti birçok başka sahada olduğu gibi vaktiyle başkalarında eleştirdiği bir pozisyona çekildi. “Biz hizmet yapıyoruz ve yaptığımız hizmetin karşılığı olarak vatandaştan destek alıyoruz”, diyordu AK Partililer, “Ama muhaliflerimiz kimlik üzerinden, sembolik ve manevi değerler üzerinden siyaset yapıyorlar.”
Dolayısıyla şu anda oturup konuşmamız gereken konu iktidarın gündeme getirdiği “Ayasofya’nın statüsü” değildir, tam aksine bu konunun neden şimdi gündeme geldiğidir. Tam da “erken seçim” veya “baskın seçim” konuları tartışılırken bu meselenin gündeme getirilmesinin gönüllerde uyandırdığı rahatsızlıktır. Bu toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan muhafazakâr, dindar, milliyetçi kitlelerin nesillerdir “milli/İslami kimliğimizin dirilişinin sembolü” olarak benimsedikleri Ayasofya’nın adının seçimle birlikte anılıyor olması karşısında hissettikleri derin hayal kırıklığıdır. Ayasofya’nın zor günde bozdurulan “ihtiyat akçası” muamelesi görmesidir.
Yıllar boyunca kimlik siyaseti karşısında hizmet siyaseti yapmakla övünen ama son yıllarda yönetme zaafının yol açtığı yönetim krizine çare bulamayan iktidar partisi açısından ise gelinen nokta “barut tükendi” ilanıdır."