Bildiğiniz gibi Hazine ve Maliye Bakanlığı, Cumhuriyet'in 100. yılına özel 5 liralık madeni hatıra paraları bastırmıştı. Paranın tedavüle girmesiyle paraların üzerinde yer alan Atatürk kabartması ile ilgili tartışma başladı çünkü paranın üzerindeki kabartmanın Atatürk’e benzemediği görüldü. Buna tepki gösterenler her nedense
Cumhuriyet’in 100. yılı nedeniyle basılan paranın 100 hatta 1000 lira değil de neden 5 lira olduğunu tartışmadı ya da farkında olmadı.
Oysa bana göre bu konu en az görsel kadar önemli ve rahatsız edicidir :
ATATÜRK VE 5 LİRA!
Bu konu 10 Kasım’da Tuzla Piyade Okulunda Atatürk fotoğraf ya da rozetini yakalarına takmayı reddetmiş üç subayın konusu kadar rahatsız edici. Savunma Bakanı Yaşar Güler’in konuyla ilgili yaklaşımı ve Bakanlıktan yapılan açıklama ise ayrı bir tartışma konusu çünkü 15 Temmuz sonrasında yaşananların ülkeyi bu hala getirmesi kaçınılmazdı.
15 Temmuz Fetö’cu darbe girişimi sonrasında harp okulları kapatılmış, Milli Savunma Üniversitesi kurulmuş, orduya alınanlar ‘mülakat usulü’ ile iktidarın süzgecinden geçirilmiş ve devletin diğer kurumlarında olduğu gibi silahlı kuvvetler iktidarın ve iktidara yakın dini grupların kontrolüne geçirilmesiyle ilgili çok hikaye anlatıldı.
Tıpkı Milli Eğitim’de olduğu gibi…
Uzun süredir herkesin bildiği hikayeler Milli Eğitim Bakanı Tekin’in STK dediği tarikat ve cemaatlerle imzalanan işbirliği protokolleriyle ilgili yaptığı açıklama konuyla ilgili devam eden tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı.
Yukarıda değindiğim üç konu ile birlikte Şeyh Sait tartışması ülkenin geldiği ya da getirildiği durumu yeterince açıklıyor.
14 Aralık tarihli ‘Nasıl bu hale geldik’ başlıklı yazımı anımsatmak isterim.
Ülke ve toplum hızla karanlığa sürükleniyor.
2015’de Ayşenur Arslan’la Halk Tv’de yaptığımız Maniki Dünya programında hep ‘Karanlığın da karanlığı gelecek’ diyordum.
Önce Fetöcü darbe girişimi, tartışmalı referandumla başkanlık sistemine geçiş, 2018 başkanlık seçimi, akıl almaz yolsuzluklar, türlü türlü tiyatrolarda farklı projeler ve son seçimlerin soru işaretleri.
Sekiz yılda ülke ve toplum iç ve dış politikada savrulup durdu.
1 Ocak 2015’de 2.34 lira olan dolar şimdi 29.16
1 Ocak 2015’de bir litre benzin 4.39 lira iken bugün 34.5 lira.
Pahalılık ve yoksullukla ilgili tüm hesaplar bu iki veri üzerinden yapılırsa enflasyonun nereden nereye nasıl geldiği net olarak görülür.
Yoksullukla birlikte bir tek örnekle aktarmaya çalıştığım Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘cahilleştirme’ çabasına azıcık bağnaz dini öğreti, anlayış ve yaşam biçimini eklediniz mi bu iş tamam. Devlet ve toplum paslanma, küflenme ve çürüme yolunda hızla ilerler.
Sonuçta şimdiye kadar olduğu gibi toplum saçma sapan konularla oyalanır, cehalet hızla yayılır, duyarlı ve kafası çalışanların sayısı hızla azalır ve iktidar istediği her şeyi rahatlıkla yapar ve yapıyor.
Muhalefet yani sorunun necdeni büyük ve tehlikeli olduğunu farkında olmayan CHP ise iktidarın topluma empoze ettiği gündemle oyalanıyor ve toplumu oyalıyor.
İYİ Parti lideri Meral Akşener ‘eski dostlarına’ savaş açarak Levent Gültekin’in deyimiyle ‘misyonunu yerine getiriyor’ ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönlünü kazanmanın hesabını yapıyor.
1950’den bu yana tarikat ve cemaatlerle her zaman iç içe olan sağ parti yönetimleri kendilerine oy veren vatandaşların büyük bölümünün tersine Cumhuriyet ve Atatürk umurunda değil. İdeolojik yapıları gereği bu partilerin çoğu oportünist ve ilkesiz.
Son yirmi yılda ve özellikle AKP’nin Ortadoğu bataklığına heveslendiği Kanlı Arap Baharı sonrasında içeride ve dışarıda yaşananlar ve ülkenin sürüklendiği uçurum her şeyi açıklıyor. Ülke ve toplum safsata ve saçmalıklarla perişan edilmiş durumda.
Birileri ortaya çakıp ‘yeter artık’ demez ve bu gidişatı durduramazsa her şey, her konuda ve her alanda çok ana çok kötü olacak.
İnanmak istemeyenler var ama ben yine de söylemiş olayım!