Türkiye ve Rusya, her iki devleti birbirlerine bağlayan ortak coğrafyada yaşanmakta olan tüm jeopolitik zorluklara ve sıkıntılara rağmen, hemen her konuda olduğu gibi kültür sahasında da ilişkilerini her geçen gün daha da geliştirip güçlendirmeye devam ediyor. Özellikle kültürel konularda, gün geçmiyor ki geniş kitleleri olumlu anlamda şaşırtacak ve dahası her iki toplumun birbirlerinin kültürel yapı ve derinliklerini yakından tanımalarına katkı sunacak nitelikte yepyeni bir etkinlik düzenlenmesin. Bu bağlamda en son, 2 ila 6 Aralık tarihleri arasında hem Antalya hem de Alanya’da çok özel ve devasa ölçekte bir sergi düzenlendi. Hazırlığı tam tamına iki sene süren ve “Bekleyiş” başlığını taşıyan sergide, ikona ressamı Olga Kirina’nın huş ağacı kabukları kullanarak yaptığı Rus Ortodoks ikonu eserleri tanıtıldı. “Filistin İmparatorluk Ortodoks Cemaati”nin 140. Yıldönümü’ne adanan söz konusu sergi, gerek Antalya’nın gerekse Alanya’nın yerel yönetimlerinin desteğinde organize edildi. Antalya Valiliği ve Alanya Kaymakamlığı’nın, adı geçen sergiye dönük herhangi bir provokatif eylem veya nefret suçları kapsamında en ufak bir girişimin olmaması için yerel emniyet yetkililerinden en üst düzeyde destek almak suretiyle güvenlik önlemlerini çok yüksek seviyede tutması dikkat çekti. Serginin açılışından önce Antalya Valisi tam da bununla ilgili olarak, “yasadışı faaliyetlere ve de nefret kışkırtıcılığına dâhil olmuş olanların ülkeden deporte edileceklerini” söylemişti.

Sergiyi büyük beğeniyle karşılayan Antalyalılar Rus sanatkârları yine bekliyor

Antalya Vilayeti’nde oldukça ses getiren sergiyi mülki idare yetkililerinin yanı sıra; tarihçiler, Antalya ve Alanya’dan iş çevrelerinin temsilcileri ile turizm, kültür ve de müzik alanlarına ait lokal derneklerin üyeleri; bir de Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Moskova Ortodoks Patrikhanesi Cemaati Başrahibi Georgiy Sergeyev ile Antalya Rus Ortodoks Kilisesi Cemaati’nin lideri rahip Aleksey Golovin ziyaret ettiler. Sergi kapsamındaki etkinlikler; “Filistin İmparatorluk Ortodoks Cemaati”nin dört sene aradan sonra Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk organizasyon olma özelliğini de taşıyordu. Belki de en önemlisi; Antalyalıların, yerel nüfusun ilgili sergiye büyük ilgi göstermesi ve ziyaretçilerin hemen hepsinin de oldukça olumlu izlenimlerle ayrılmış olmalarıydı. Bunun da ötesinde; ziyaret edenlerden pek çok kişinin gene, Rus zanaat ustalarının en kısa zamanda bir kez daha gelmelerine ve de Antalya taşrasında her yıl düzenlenegelen “Turizm ve Sanat Festivali” çerçevesinde de yaratıcılıklarını prezente etmelerine dönük dileklerle sergiye veda ettiği gözlemlendi.